ESAME!
Esame!
Hani “esamesi okunmaz” derler ya.
“Esamemiz okunmuyor” ya da…
Tıpkı, petrol krizinde “KKTC”nin durumu gibi aslında…
Vahim!..
Silik!..
Ezik!..
“Seyirci” konumunda…
* * *
Esame, aslı
Esame!
Hani “esamesi okunmaz” derler ya.
“Esamemiz okunmuyor” ya da…
Tıpkı, petrol krizinde “KKTC”nin durumu gibi aslında…
Vahim!..
Silik!..
Ezik!..
“Seyirci” konumunda…
* * *
Esame, aslında ne, bilir misiniz?
“Ulufe”nin belgesi!..
Yeniçerilerin “ulufe” almak için kullandıkları kağıdın kendisi!..
Şöyle de bir benzerlik var ortada...
Çok fazla “kazan kaldırırdı” YENİÇERİLER!..
Ama “bahşiş” varsa durulurdu kazan…
Kaynamazdı fazla.
Savaşlarda “ganimete” ilk çöreklenen de onlardı sonuçta.
Ve bu “ganimetçi” takım, “padişah”a toz kondurmazdı asla!..
* * *
Esamemiz okunmuyorsa, senelerdir…
“Ulufe”ye razı olmaktır en önemli sebebi.
Ve yeniçeriler gibi “kazanların” sadece “bahşiş” kesilince kaynamasındandır.
“Ganimet”e en fazla çöreklenenler “statüko”ya toz kondurmadıkça…
“Padişahlar” daha çok bayram edecek bu diyarda!
* * *
Vahim!..
Silik!..
Ezik!..
Ve “seyirci” olmuşsak eğer…
Biliniz ki suç biraz da bizimdir.
Sömürü ve kayanın altındaki beden
Lefkoşa’nın göbeğinde, kocaman bir kayanın altında can verdi Türkiye’den gelen bir insan.
Sigortasız…
Çalışma izinsiz…
Kaçak…
İşte o kadar sahipsiz.
* * *
İzleyemedim ancak haber müdürü Fatma Kişmir anlattı, Büyükelçi Akça’nın Kıbrıs Genç TV ile kahvaltısını.
Büyükelçi elini masaya vurmuş bir ara ve demiş ki: “2 bin kişinin vatandaşlık başvurusu bekliyor, hiçbir yasal sıkıntı yok, bu insanlara bu vatandaşlığı verecekler…”
“Yurttaşlık başvuru hakkı” vardır adaya çalışmaya gelen insanların belirli bir süre sonra…
Ancak başvuru hakkı “illa ki yurttaş olacaklar” diye bir yasal zorunluluk değildir.
Ve BÜYÜKELÇİ’nin “KKTC yurttaşlığı takibi”nden önemli görevi, bu insanlara yani YURTTAŞLARINA sahip çıkmaktır önce…
Kaçak…
İzinsiz…
Sigortasız…
Kayıtsız…
YAŞARKEN, SÖMÜRÜLÜRKEN VE ÖLÜRKEN…
GARABET!
TC-KKTC bir “kıta sahanlığı” anlaşması yaptı.
Sonra TC, bu anlaşmanın dışında bir yerde, araştırmaya başladı.
Anlaşmayı en son KKTC duydu!
TC, KKTC’nin mi garantörü, KC’nin mi sorusu havada kaldı.
Piri Reis’e “ruhsat” TC-KKTC arasında araştırma için verildi…
Oysa “Reis” Baf’a kadar açıldı.
TC, KC’deki haklarını hatırladı.
Oysa KC yoktu dedi TC, KKTC’yi pek var saymadığı süreçte.
TC, KC’ye muhatap oldu, KKTC seyretti.
Böylesi bir “garabet” durum işte…
Şimdi gözler Meclis’teki 50 vekilde…
Bundan sonrası “mide” meselesi bence!..