ESAS DURUŞ
“Vicdani Ret” biraz karıştırılıyor.
“Askerlik kalktı” gibi görenler var.
Vicdani Ret, evrensel bir hak ve “dini ya da vicdani nedenlerle öldürücü güç kullanma ve savaşmayı öğrenmeyi içeren askerlik yükümlülüğünü reddetme” anlamına geliyor.
Vicdani Ret, askerlik varsa, var.
Mecburi askerlik olmasa, “vicdani ret”in de gereği yok.
* * *
Askerlik gündemi vesile oldu, milliyetçilerin dilinin altından kocaman bir yalan ortaya çıktı.
Meğerse adada “barış” yokmuş (!)
“Ateşkes” koşullarında yaşıyormuşuz meğerki (!)
Oysa her 20 Temmuz’da ahşap kulübesinden çıkan guguk kuşu misali “Adaya barış geldi, ihtiyaç olan anlaşma” der, dururlardı.
* * *
Ulusalcı bir vekil “vicdani ret” olgusuna karşı çıkarken, “ateşkes” koşullarında askerliğin nasıl da şart olduğunu hararetle anlatıyordu.
Bir soru geldi, öylece kaldı.
“Madem ki askerlik bu kadar şarttı, Bedelli Askerlik Yasası’nı niye yaptınız? Parası ödenince askerlik gereksiz, ödenmeyince gerekli mi oldu?”
Elbette kıvırdı!
“Bu yasa İngiltere’de yaşayan Kıbrıslılar için yapılmıştı” deyiverdi.
Öyle ya...
Yurt dışına kaçan gençler umurunda değil “UIusalcı” takımın!
Hele bir göçsünler de!
O göçenler geri gelsin diye, gün gele “Bedelli Yasası” yaparız yine !
Bir de... Özel üniversiteleri zengin eder, “doktora patlaması” yaşarız.
* * *
Keşke “mecburi askerlik” hiç olmasa, ateşkes koşullarında dahi...
“Gönüllü” olsa...
Bir de “profesyonel.”
Profesyonel askerliğin standardı yükseltilse, koşulları iyileşse...
* * *
“Mecburi askerliğin” güvenlik ihtiyacına yönelik bir karşılığı olduğuna inanmıyorum.
Psikolojik dayatmadır.
Demiri kesen “emir”dir.
Ve “Vicdani Ret” önemli olsa dahi...
“Mecburi Askerlik” halen yerli yerinde “esas duruş” beklemektedir.