Eşeğini dövemeyen semerini dövermiş
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu randevusunu iptal etmese ve Hasan Sertoğlu’nu ziyaret etseydi, bunun Kıbrıslı Türk spor camiasına ne tür bir getirisi olurdu?
Bu soru şimdilik burada dursun, biz gelin önce başa dönelim.
Söylenen o ki, KKTC’deki bir banka ve üniversiteyi satın almak niyetinde olan Aziz Yıldırım, bu amaçla temaslar yapmak üzere adaya geliyor.
Adadaki temasları çerçevesinde, muhtemelen de ilgili bürokratik işlemleri ‘kolaylaştırmak/hızlandırmak’ için ‘yüksek’ makamlarla bir araya gelmek isteyip, Akıncı ve Talat’tan randevu talep ediyor.
Akıncı ve Talat da muhtemelen, daha Demirören ‘krizinin’ dumanı tüterken, hem Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın tavrı nedeniyle sıkıntı yaşayan KTFF’yi onore edip, kendi kurumlarına saygısızlık yapılmasından büyük rahatsızlık duyan Kıbrıslı Türkler’in bu hassasiyetlerini görmezden gelmemek hem de yeni bir ‘kriz’ senaryosunun parçası olmamak adına, Aziz Yıldırım’dan Sertoğlu’nu da ziyaret etmesi ricasında bulunuyor.
Ancak Aziz Yıldırım, bu talebe olumlu yanıt vermiş ve gerekli randevu almış olduğu halde, Sertoğlu ile yapacağı görüşmeye gitmiyor.
Talat’la sabah programlanan görüşme gerçekleşiyor ancak bir sonraki randevu olan KTFF ziyareti gerçekleşmediğinden, Akıncı da duruma tepki koyarak Aziz Yıldırım’la olan randevusunu iptal ediyor.
-----
Sanırım herkes, Aziz Yıldırım’ın, Akıncı ve Talat görüşmelerinin onaylanması için kendisine iletilen KTFF talebini ‘kabul ettiğini’ bildirip Sertoğlu’ndan randevu almasına karşın, bu görüşmeye gitmemesinin, büyük bir nezaketsizlik olduğu noktasında hemfikir.
Ama bu sırf bir ‘şekil’ sorunudur a dostlar.
Daha fazlası değil!
Gelin girişteki soruya dönelim;
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu randevusunu iptal etmese ve Hasan Sertoğlu’nu ziyaret etseydi, bunun Kıbrıslı Türk spor camiasına ne tür bir getirisi olurdu?
Fenerbahçe veya Beşiktaş veya Galatasaray...
Bu kulüplerin takımlarının İstanbul’dan Ercan’a uçup MTG ile, Kaymaklı ile veya Doğan Türk Birliği ile değil de, İstanbul’dan Atina’ya, oradan da Larnaka’ya uçup Apoel’le, Anorthosis’le, AEL’le veya Omonia ile sahaya çıkıyor olduğu gerçeğini değiştirecek miydi bu ziyaret?
Hayır!
Aziz Yıldırım, KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu ile hoşbeş edecek, belki bir CON kahve içecek, sonra yine gidip KOP Başkanı Kostas Koutsokoumnis’in takımlarıyla turnuva yapacaktı.
Çıplak gerçek budur!
Dolayısıyla evet, bu ve benzeri tavırlar karşısında hassasız ve bu hassasiyetimizi yüksek sesle dile getiriyoruz ama aslında yaptığımız şey, olsa olsa ‘şekil’ üzerinden içimizi ‘ferahlatmaya’ çalışmaktır.
Bizden randevu talep eden TC devlet ve hükümet yetkililerine, ‘madem ki bizi tanıdığınızı söylüyorsunuz ama ülkenizde düzenlenen spor oyunlarında bizim takımlarımızı değil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin takımlarını ağırlıyorsunuz, o halde sizinle görüşmeyeceğiz’ diyebiliyor muyuz?
Siz ondan haber verin.
Teşbihte hata olmazmış; eşeğimizi dövemedik, semerini dövüyoruz!