Çok eski Kıbrıslılar bilir, söyler...
‘Çok dilli, çok kültürlü’ bir cümle (!)
<... Eşis para
Eşis Hara...
Eneşis Para,
Ekso Maskara...>>
***
Ne demek?
Paran varsa
Mutluluğun vardır;
Para yoksa,
‘Gülünç’ olur, dışarıda kalırsın...
***
Türkiye’yle yapılan ‘Ekonomik Program’ın tılsımı da bu (!)
Eğer paran yoksa ve birileri ‘açığını kapatıyorsa’...
Üstelik ‘alışmışsan’ ve ‘alıştırılmışsan’ buna...
Önüne bir ‘reçete’ koyar!..
Ve inceden de bir ‘mesaj’ verir, “Eğer bu programa uymazsan, maaşı da gününde ödeyemezsin!..”
***
‘Gerçekçi’ olmak gerekirse,  “Bu ekonomik programı kaldırıp, atacağız” diyen varsa, yalan söyler...
Ama bu PROGRAMIN bu ülkenin ‘vücuduna’ uymadığı da sır değildir.
O halde...
Bu program ‘revize’ edilecektir...
Yani yeniden masaya yatırılacaktır.
Çünkü, Kıbrıslıtürkler’in bu topraklarda ‘özne’ olma iddiası vardır ve bu ‘vesayet’ sürdürülebilir değildir...
Nasıl ki, Türkiye’deki ‘askeri vesayet’e karşı direnilmiştir ve haklı bir gerekçesi vardır bunun...
Kıbrıslı Türkler de aynı duygulara sahiptir...
‘Özne’ olmamız için Türkiye’yle ‘kavga’ya da gerek yoktur.
Üstelik öyle bir lüksümüz de...
***
“Bu geçiş hükümeti gönlümüzü fethetti” diyorduk ya...
İşte şimdi göreceğiz, gerçek tavrımızı...
Maaşlar birkaç gün gecikti diye koyverecek miyiz, yoksa dik durmasını bilecek miyiz birlikte...
‘Haysiyet’ siyaseti talebimiz, ‘şeffaflık’ beklentimiz ve ‘kendi kendimizi yönetme’ iddiamız ne kadar güçlü acaba....
“Bir maaş bizim eve varsın eksik girsin ama her sabah, o kapıdan, başım dik çıkayım” diyenlerdenim...
Evet, 28 Temmuz sonrası ekonomik gelişmeyi ve köklü reformları başarmamız gerekiyor...
Ekonomik bağımlılığın, siyasi ve kültürel olumsuzluklarını yaşamamak ve ‘vesayeti’ sonlandırmak adına...
Yoksa... ‘Ekso Maskara’ oluruz...
Maaşımızı günü gününe alsak da almasak da!..