KKTC’de bazı sorunlar tam anlamıyla kangrenleşiyor…

Bazı sorunlar, yeni sorunları beraberinde getiriyor…

Ve ne bu sorunlara çözüm üretiliyor; ne de halkın zerre umurunda!

-*-*-

Elektriğe yüzde 31 zam yapılıyormuş!

Elektrikte kelimenin tam anlamıyla “hırsızlık” yapılıyor!

“Kıbrıs Türkü elektriksiz kalmasın” diyerek, Türkiye’den bir şirkete “akaryakıtı sizden alıyoruz, saygılar sunarız” denildi!

Bu şirketin kimden, kaça, hangi kalitede yakıt getirdiğini, soran, sorgulayan; daha doğrusu sorabilen, sorgulayabilen yok!

-*-*-

“Elektrikte kazıklanıyoruz, ödeyemiyoruz, ödeyemeyeceğiz”i geçtim; bu iğrenç alım yönteminin arkasından pis rüşvet kokuları fışkırıyor!

-*-*-

Ve hepsinden acısı, bacasız Teknecik’te yaktığımız akaryakıtın “insan yaşamı”nı nasıl etkilediği ile ilgili hiçbir analiz raporu da almıyor, istemiyor; (bronzo ile alakalı) isteyemiyoruz!

-*-*-

Yani elektrik, Kıbrıslı deyişiyle resmen bizi tepiyor!

-*-*-

Okullara bakalım…

Okullar dökülüyor…

“Haydi tamir edelim, çocukların başına tavan çökmesin, birine aman bir şey olmasın” diyorlar; okulları tamir edecek şirketlerin belirlenmesi için “ihaleye çıkmak” yerine, hısım akrabayla – ahbap yöntemi uyguluyorlar!

Bu konuda herkesin pozisyonu mu?

“Banane”!

-*-*-

Üniversite rektörünün – bir çalışanla birlikte kayıt paralarını “iç ettiği” haberleri ortalıkta dolaşıp, çalınan milyonlar aranırken; kaydı yapılan öğrencilerin de “ortada” olmadığı; bir şekilde kaybolduğu söyleniyor!

“Üniversiteler Adası KKTC” deniyor; kesinlikle kurunun yanında yaşlar da gidiyor yine kimsenin umurunda değil!

-*-*-

“Kıbrıs Bugün” gazetesinin manşetinde dün Emine Yüksel imzalı bir haber vardı…

Gazeteye konuşan Evrensel Çocuk Hakları Derneği Başkanı avukat Laden Asilzade, “tarikat yurtlarına” dikkat çekti ve “Nedenini bilemeyeceğim ama etkili soruşturma yoktur ve bu da bir ihmaldir. Devlet eliyle ihmal ve istismar vardır. Bu çocuklardan birinin başına bir şey gelse ki gelmesi an meselesidir, kim alacak sorumluluğu?” diye sordu.

-*-*-

Bir çocuğun ailesinden uzak yaşamasının yasa dışı olduğunu belirten Asilzade, “Eğer aile çocuğuna bakamıyorsa o zaman Sosyal Hizmetler devreye girer ve çocuğu devletin himayesine alır, döngü budur. Ben bakamadım da al sen bak diye bir şey olamaz. Bu etüt merkezi adı altında açılan şeylerin yasal bir geçerliliği yoktur. Yasa dışıdırlar” dedi.

-*-*-

Etüt merkezleri, yurtlar “yasadışı”…

Ama kimse soramıyor, sorgulayamıyor…

Neden?

İşin içinde tarikatlar var…

Yine “bronzo” meselesi…

-*-*-

Ve Ersin Tatar, yukarıda verdiğim örnekler ve benzerlerine “eşit ve egemen” diyor!

Gülmeyin lütfen!

Gülmeyin!

Masgaralık yapmayık buraşda be ehendiler ve hanımehendiler!

Masgaralık bir kelepçe meselesi!

Filanca bakan, artık mahkemeye çıkarılacak kişilere kelepçe takılmayacağını açıkladı…

Başbakanın yetkisindeydi!

Oydu buydu!

-*-*-

Bir tartışmadır da gidiyor!

-*-*-

Aslında bu tartışma, ülkedeki bir çok “önemli” karar veya kanunla ilgili olarak “asıl yetkilinin” kim olduğunu bize net bir şekilde göstermesi adına çok önemlidir…

-*-*-

“Kanunları meclis yapar” mı diyeceksiniz?

Elbette Meclis yapar ama orada bile – bazı hassas konularda “yapınız” talimatı, “asıl yetkiliden” gelir!

-*-*-

KKTC’de “polisle” alakalı bir görevin talimatları, kararları ve yasaları; KKTC makamlarına ait değildir…

“Efendim GKK” diyeceksiniz ve “GKK bizim kurumumuzdur” diye ekleyeceksiniz!

Da buraşda da hatalısınız b’annem!

-*-*-

Mahkemeye çıkarılanlara kelepçe takılıp takılmayacağına da; bu mandra içerisinde…

Neyse!

Biz karar vermiyoruz canlarım benim!

Seçtiklerimiz de karar vermiyor, veremiyor!

Ersin Tatar yine “egemen ve eşit” diyor!

Lütfen gülmeyelim!

Masgaralık değil bu işler!

Bir masgaralık daha!

Kıbrıs Postası’nda Levent Özadam yazdı…

Azerbaycan’a giden 200 kişilik kalabalık heyette doktorlar varmış ve bunların bazıları geri dönmemiş…

-*-*-

Ora bura sordum!

Doğru mu bu bilgi?

“3 kişi” dedi biri…

-*-*-

Bir başkası, “… Belki tatil yapıyorlar, daha sonra dönecekler” dedi…

-*-*-

Bu konuyu açığa çıkarmak zor değil…

Heyette kimler vardı; kimler dönmedi?

Kimdir be bunlar?

Niye dönmediler?

-*-*-

Reçete soruşturması ile alakaları olabilir mi?

-*-*-

Ersin Tatar’ın egemen eşit devleti nasıl ama?

Cumhurbaşkanı’nın kafilesindeki üç doktor, Azerbaycan’a iltica etmiş olabilir mi?

Veya oradan, başka bir ülkeye pır mı?

-*-*-

Masgaralık değil bu işler!

Lütfen gülmeyin!

Her egemen ve eşit devlette olabilir!

Gülmeyin!

Maskaralık nedir? İki anlamı var… Birincisi, “eğlendirici, güldürücü davranış, soytarılık”… İkincisi ise “onursuzca davranış, rezillik”…