"Eşitlik, özgürlük ve güvenlik” temelinde çözüm istiyoruz
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum liderliği ve toplumunun, ocak ayında yapılacak başkanlık seçimlerin sonucunda zihniyet dönüşümünü başarabilen yeni bir yaklaşımı geliştirebilmesini umut etmek istediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum liderliği ve toplumunun, ocak ayında yapılacak başkanlık seçimlerin sonucunda zihniyet dönüşümünü başarabilen yeni bir yaklaşımı geliştirebilmesini umut etmek istediğini söyledi. Akıncı, bunun yaşanması halinde Kıbrıs sorununu “eşitlik, özgürlük ve güvenlik” temelinde adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturmak için yeni bir yönteme başvurabileceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Artık harcanabilecek zaman kalmamıştır. Uzun uzadıya gidecek, verimsiz müzakereler yerine; sonuç odaklı, bütüncül yaklaşımlara açık, süresi belli yeni bir görüşme yöntemi üzerinde durmak gerekecektir” dedi.
Kıbrıslı Türklerin “Yurtta barış, dünyada barış” diyen Atatürk’ün gösterdiği yolu kararlılıkla yürüdüğünü ve bundan sonra da yürümeye devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Atatürk’ün “Çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşma” hedefinin bugün de geçerliliğini sürdürdüğünü vurguladı.
Akıncı Ankara'da...
Cumhurbaşkanı Akıncı, Ankara’da Türkiye Barolar Birliği’nin düzenlediği “Ölümünün 79. Yılında Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Programı”nda konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Akıncı konuşmasında, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, sadece Türkiye için değil tüm dünya için önemli ve eşsiz bir değer olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Akıncı, “Güç koşullar altında halkını özgürlüğe kavuştururken sergilediği üstün başarı evrensel ilham kaynağıdır, koyduğu ilkelerse halen geçerliliğini koruyan birer yol göstericidir” dedi.
“Kıbrıslı Türkler, bir asra yakın bir süredir Atatürk'e sarsılmaz sevgiyle bağlı"
Atatürk’ün mücadelesinin, tahakküm altında yaşamak istemeyen her halkın “özgürlük” ve uluslar arasında eşitlikçi işbirliği ortamını önemseyen her ulusun “barış” tutkusuna güçlü bir referans teşkil ettiğini kaydeden Akıncı, Kıbrıslı Türklerin, bir asra yakın süredir Mustafa Kemal Atatürk’e sarsılmaz bir sevgiyle bağlılıklarını sürdürdüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kurtuluş Savaşı boyunca İngiliz sömürgesi olduğu halde Kıbrıslı Türklerin Anadolu’ya maddi manevi destek vermenin yollarını arayıp bulduğunu; gönüllü olarak Anadolu’ya giderek, cephelerde savaşan Kıbrıslı Türkler olduğunu anlatarak “Mustafa Kemal’in mücadelesine karınca kararınca destek olabilmek için Ada’nın değişik yerlerinde bağış kampanyaları düzenlendiği de bilinmektedir” diye konuştu.
Akıncı, Kıbrıslı Türklerin Atatürk’e bağlılık ve sevgisini anlattığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İnsanlar yoksul evlerinin kıt imkânlarını, günlerini oruçlu geçirerek Anadolu’daki mücadele için ayırırken, gazetelerde ‘Anadolu’daki kardeşlerimizin helak olmasına seyirci kalınmasının alçaklık olacağına’ ilişkin yazılar yayınlanıyordu.
Değişik mekânlarda sahnelenen tiyatro oyunlarında hem Mustafa Kemal sevgisi işleniyor hem de Anadolu’ya gönderilmek üzere maddi kaynak yaratılıyordu. Kıbrıs’taki Türkçe gazeteler, savaş boyunca büyük bir gayretle Anadolu’daki kurtuluş mücadelesine destek veriyordu.
Anadolu cephelerinden gelen her güzel haber Kıbrıs’ta coşkulu meydan kutlamalarına vesile oluyordu.
Sömürge idaresinin baskıcı tutumu, Kıbrıslı Türklerin, Mustafa Kemal önderliğinde yürütülmekte olan kurtuluş mücadelesiyle kurdukları güçlü bağı zayıflatmaya kâfi gelmiyordu.
Sömürge Valisi, Anadolu’da elde edilen zafer sonrasında Kıbrıs’ta yapılan kutlamalar karşısında hayretini gizleyememiş ve ‘Sizlere ne oluyor? Mustafa Kemal'in ne yüzünü gördünüz ne de sesini duydunuz. Buna rağmen sokaklara dökülüp, zaferlerini kutluyorsunuz’ demekten kendisini alamamıştı.”
“Kıbrıslı Türkler reformlara baskıya gerek kalmadan erken zamanda reformlara uyum sağladı"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Türkler arasında Atatürk’e sevgi ve bağlılığın, Kurtuluş Savaşı sonrasında da artarak devam ettiğini ifade ederek, Kıbrıs misak-ı milli sınırları içinde yer almadığı halde, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde hayata geçirilen reformlara Kıbrıslı Türklerin hiçbir baskıya gerek kalmadan en erken zamanda uyum sağladığını vurguladı.
Kıbrıslı Türklerin harf devrimi, soyadı kanunu, kılık kıyafet devrimi gibi konulardaki yenilikleri hızla benimsediğini ve uyguladığını vurgulayan Akıncı, “Laiklik, günümüzde Kıbrıslı Türkler için vazgeçilmez bir ilke olmayı sürdürmektedir. Kıbrıslı Türkler inanç özgürlüğüne kusursuz saygı; Laiklik ilkesine sonsuz sadakat duymaktadırlar. Bu, onların Atatürkçü yanlarının en önemli göstergelerinden biridir” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, laiklik ilkesinin daha ilk günlerden, Atatürkçü Kıbrıslı Türkler tarafından ateşli bir şekilde savunulmaya başlandığını belirtti. Akıncı, laikliğin gerektirdiği pek çok çağdaş düzenlemenin hayata geçirilmesi için Ada’da ciddi çabalar harcandığını, önemli adımlar atıldığını; Menemen olayının Ada’da infialle karşılandığını; zaman zaman İngiliz İdaresi’ne sığınmak üzere Kıbrıs’a kaçan Atatürk karşıtı gericilerin adada hiç kabul görmediğini anlattı.
“Çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşma hedefi bugün hepimiz için geçerliliğini sürdürüyor"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Atatürk’ün “Çağdaş medeniyetler düzeyine ulaşma” hedefinin bugün de geçerliliğini sürdürdüğünü vurgulayarak, askeri başarıların sayısız askeri başarının sahibi olan Mustafa Kemal’in “Her askeri ve siyasi zaferin ekonomik zaferle taçlandırılmasının şart olduğunu” söylemekten geri kalmadığına işaret etti.
Akıncı, “Onun ifadesiyle ‘büyük hedefimiz, en yüksek medeniyet ve refah seviyesine ulaşmak’ olmalıdır” diye konuştu.
“Atatürk'ün gösterdiği yolu kararlılıkla yürüdük, bundan sonra da yümümeye devam edeceğiz"
Ülkelerin ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme kaydetme, demokrasiyi güçlendirme, kültür ve sanat alanına yatırım yapma, bilimi ve eğitimi önemseme görevinin güncelliğini yitirmediğini, bilakis arttığını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyamızın en geniş refahın sağlanması için daha eşitlikçi ilişkilere; huzur içinse daha barışçı yaklaşımlara ihtiyaç duyduğu çok açıktır. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen Atatürk’ün gösterdiği yolu kararlılıkla yürüdük, bundan sonra da yürümeye devam edeceğiz.”
“Barışçıl ve adil çözüm çabaları"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ankara’daki konuşmasında, Kıbrıs sorununa da değindi ve Kıbrıs’ta yıllardır süren sorunun barışçıl ve adil bir çözüme kavuşturulması için son iki yılda yoğun çaba harcadıklarını söyledi.
Soruna taraf olan tüm kesimlerin kazançlı çıkacağı bir ortaklığın kurulabilmesi için yapıcı bir tutum sergilediklerini vurgulayan Akıncı, şöyle devam etti:
“Fakat çözüm arayışımızı sürdürürken, yine Atatürk’ün, ‘Özgürlük olmayan bir ülkede ölüm ve çöküş vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür’ diyen büyük önderin yolundan şaşmadık: Toplumumuzun özgürlüğüne ve güvenliğine tehdit oluşturabilecek yaklaşımların karşısında durduk.
Geçtiğimiz yaz, İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında gerçekleştirilen 5’li Kıbrıs zirvesi, Türk tarafının samimi çabasına karşın, eşitliğimizi içselleştirememiş Rum tarafı yüzünden ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlandı. Güney Kıbrıs şimdilerde, 2018 yılının Ocak ayında gerçekleştirilecek Başkanlık seçiminin havasına iyice girmiş durumda.
Bu süreç sonucunda, Kıbrıs Rum liderliği ve toplumunun zihniyet dönüşümünü başarabilen yeni bir yaklaşımı geliştirebilmesini umut etmek isterim. Bunun yaşanması halinde Kıbrıs sorununu “Eşitlik, özgürlük ve güvenlik” temelinde adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturmak için yeni bir yönteme başvurulabilir.
Artık harcanabilecek zaman kalmamıştır: Uzun uzadıya gidecek verimsiz müzakereler yerine; sonuç odaklı, bütüncül yaklaşımlara açık, süresi belli yeni bir görüşme yöntemi üzerinde durmak gerekecektir.”
Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasının son bölümünde, “Bugünkünden çok daha fazla çalışarak, barış içinde daha adil ve daha yaşanabilir bir Kıbrıs, bir Türkiye ve bir dünya yaratabilirsek, hem gelecek nesillere hizmet etmiş, hem de Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına layık olmuş olacağız” dedi.
Yıllar geçtikçe değeri azalmak yerine daha da iyi anlaşılan büyük önderi bir kez daha saygıyla andığını ifade eden Akıncı, toplantıyı düzenleyen Türkiye Barolar Birliği’ne de teşekkür etti.