Eski kafa
Ceza Yasası’nda eşcinsel ilişki dahil onlarca çağdışı uygulamanın değiştirilmesini veya iptalini öngören yasa tasarısıyla ilgili sağ partilerin içinden gelen reaksiyonlar gerçekten çok enteresan...
Hükümet ortağı DP’nin kimi vekilleri yasayla ilgili sokak ağzını meclis kürsüsüne taşıyıp tasarıyı ‘alay konusu’ yapmaya çalışıken, kimisi de “toplum hazır değil” gibi masum görünüşlü bir mazeretin arkasına gizlenmeye çalışıyor.
UBP ise topyekün meclis birleşimini terk ederek yasa değişikliğini ‘hükümet ortakları arasında bir sorun haline getirebilir miyim’ kurnazlığına oynuyor.
CTP ve TDP ise eşcinsel ilişkiyi suç sayan yasanın çağdaş bir tarafı olmadığı konusunda çok net bir tavır ortaya koyuyor.
Kamuoyu mecliste Ceza Yasası’yla ilgili tartışmaları izlerken, toplumsal temsiliyeti çok düşük olan bir kesim ise ‘yobazlığın sesi’ gibi ortaya çıkıyor ve tabela örgütleri sıfat yaparak cinsel eğilimleri farklı olan insanları ötekileştirici sözler sarf ediyor.
**
Kıbrıs Türk Toplumu’nun hoşgörü sınırları oldukça geniştir.
İnsanlığın en sekter konu kuşkusuz dindir. Bu toplumun din konusunda bile hoşgörüsü çok geniştir.
Cinsel eğilim konusunda da Kıbrıslı Türkler yasal düzenlemelerin çok ilerisindedir.
‘Doğaya aykırı cinsel ilişki’ diye tabir edilen ve pratikte erkekler arasındaki ilişkiyi tanımlayan ve Ceza Yasası’nın suç saydığı fiil hakkında 100 kişiye soru sorsak, 90’ı “Kime ne?” diye cevap verir.
LGBT haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarının daha fazla bilinir ve tartışılır olduğu bu dönemden çok önce de toplumda eşcinsel bireylere karşı tolerans vardı.
Toleranstan söz ederek eşcinsellerin bazen alaya alındığını, hatta aşağılandığını gözlerden saklama gibi bir niyetim yok. Ama toplum yine de eşcinselleri bir şekilde kabullenmiş durumdadır.
**
Dolayısıyla yasa değişikliğine “toplum hazır değil” argümanıyla karşı çıkanların hengi toplumdan söz ettiğini anlamak mümkün değildir.
Sanki toplum eşcinsel ilişkiye girenlerin polis tarafından tutuklanmasını ve mahkemede cezalandırılmasını desteklermiş gibi bir hava yaratmak isteyenlerin haklı bir yanı yoktur.
Eşcinsel ilişkinin suç olmaktan çıkarılmasının kötü sonuçlar doğuracağı, ‘sapıklığın’(!) yaygınlaşmasını teşvik edeceği gibi vehimler ise tamamen temelsizdir.
Zira bu tür durumların en fazla da baskıcı ortamlarda geliştiğini tüm toplumbilimciler ve psikoloji dünyası yazıp çiziyor.
Cinsel kimliği ve eğilimi ne isterse olsun, reşit herkesin özgür birer birey olduğu gerçeğini kabul etmeyenlerin “toplum hazır değil” deyişi manidardır.
Bu mazeret, toplumsal gelişimi baskılamayı hedefleyen bir düşünce yapısının üründür.
Bunu söyleyenlere göre toplum herhangi bir yeniliğe açık olmamalı, değişmemeli, gelişmemelidir.
Nedeni basit: Toplum gelişirse, değişirse, yenilenirse ‘eski kafa’lara gerek kalmayacak.