‘ESKİ’DEN ‘YENİ’DEN
Eskiden ‘çörekçiler’ vardı sokaklarda…
Mis gibi ‘nohutlu’ çörek, yanında da hellim, katık…
Şimdi ‘simitçi’ var, her yerde…
Peynir var yanında şimdilerde simidin…
* * *
Sütlü kahve içilirdi köy kahvelerinde, sumada, gül şurubu…
‘Lokum’ ikramdı köye gelen misafire, köylülerden…
Şimdi ‘ince belli çay’ zamanı kahve(hane)lerde, ‘oralet’ ya da…
Bir de ‘nargile’ var artık, fokur fokur, duman altı…
* * *
Lingiri oynardık tarlada, dağda, ovada, okulda…
Bir ‘velesbit kasnağı’ sürerdik, kurumuş şinya dalıyla…
Cep telefonları oyuncak şimdi, türlü icatlı teknolojik…
‘Uzun eşek’ de öldü galiba, oynamaya oynamaya…
* * *
Şammalinin, galobramanın tadına doyamazdık hiç…
İki dişli küçük çatalla bayılırdık bardaktaki suya batırılmış ceviz macununu, patlıcan macununu, portakal kabuğu macununu yemeye…
Şimdi baklava var, çeşitlisi icatlısı…
İsmi ilginç turtalar, mozaikler, daha bilmem neler…
* * *
Yasemin tüterdi eskiden sokaklar…
Her göğüste bir yasemin topu, yayılırdı her yana akşam vakitleri…
Kanalizasyon kokuyor şimdi etraf…
Kömür, gaz, benzin bir de…
* * *
‘Baslar’a binerdi insanlar eskiden, topluca işe, okula, gezmelere gitmeye…
Her köyden ‘şeher’e, çoğu günde tek gidiş, tek dönüş…
Şimdi herkeste araba…
‘Topluca’ ne kaldı yaptığımız?
* * *
İmece vardı eskiden, dayanışma, birliktelik…
Düğünlerde yemekler beraber pişirilirdi mesela: Birinin taş fırınında kremalı makarna, diğerinde tavuklu/etli patates…
Şimdi her şey hazır, siparişli, fabrikasyon…
Tadı ondan eskisi gibi değil.
* * *
‘Gavrun gavrun gavruncuk’ diye başlardı masallar eskiden…
‘Çifte şilin’ çıkardı eğlenceler için evdeki formaykada pişirilen sade ya da kakaolu keyikten…
Masal kahramanları başkalaştı artık, çizgi filmlerdekiler de…
Hem bir şey de çıkmıyor artık bol süslü ‘kek’lerden…
* * *
Sokakta herkes birbirini tanırdı eskiden…
Selamsız yürünmezdi yolda…
Şimdi Girne’ye gidiyorum mesela, gençliğimin geçtiği kente…
Tanıdık iki kişi görsem seviniyorum artık…
* * *
Yolda yürürken düştü aklıma ‘eskiler’ dün…
Simitçi gördüm. Yoktu çörekçi.
Lahmacuncular sıralı. Çok az yerde artık şeftali kebabı…
Ondan galiba, özledim beni ‘eski’yi…