Eşref Salih, tamir ettiği radyoyu Larnaka’daki sahibine götürürken “kayıp” edilmişti...
Eşref Salih henüz 19 yaşında bir gençti... 12 Mayıs 1964’te Tuzla’daki evinden çıkmış, Reşat Ahmet’in taksisiyle Larnaka’ya gidiyordu.
Eşref Salih radyo, televizyon ve diğer elektronik aletleri tamircilikle uğraşıyordu... O gün de, tamir etmiş olduğu bir radyoyu, Larnaka’daki sahibine götürmek için Tuzla’dan Larnaka’ya gitmekteydi...
Takside Fuat Niyazi de vardı...
Ancak taksi, Larnaka Amerikan Akademisi’nin önünde, başlarında ünlü faşist G.’in olduğu Kıbrıslırum faşist bir grup tarafından durduruldu, alındılar, Trulli’ye götürüldüler... Trulli’de 27 Aralık 1963’te öldürdükleri bir diğer Kıbrıslıtürk olan Mustafa Mulla Hüseyin’i attıkları kuyuya gittiler. Eşref Salih’i, Fuat Niyazi’yi ve Reşat Ahmet’i de burada öldürerek aynı kuyuya attılar...
KALLİS VE HALLUMAS...
Aradan yıllar geçti... Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Asistanı rahmetlik Ksenofon Kallis, Trulli’deki bu kuyunun yerini öğrenmiş, komiteyi bilgilendirmişti – bize sık sık bu kuyudan söz ediyordu... “Larnaka Amerikan Akademisi’nin önünden kaçırılanlar o kuyudadır” diyordu ve zaman zaman (artık Kayıplar Komitesi’nde çalışmıyordu, İnsani İşler Komiserliği’nde görev yapmaktaydı) Kayıplar Komitesi’nin araştırma görevlilerine bu kuyunun artık kazılması gerektiğini hatırlatıyordu...
2022 yılında bir diğer kişi devreye girince, kuyu kazısı başladı... Bu kişi, babası ve amcası Tremeşe’de 1974’te “kayıp” edilmiş bir Kıbrıslırum “kayıp” yakınıydı... Adı, Ksenis Hallumas... Ksenis Hallumas, her daim hem Kıbrıslıtürk, hem de Kıbrıslırum “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunması için gönüllü olarak canla başla çalışan, bildiklerini Kayıplar Komitesi’yle ve bizimle paylaşan olağanüstü bir insan... O da bu kuyuya bazı Kıbrıslıtürkler’in gömülmüş olduğunu duymuştu ve kuyunun yerini bilen yaşlı bir adamdan, kuyunun tam yerini öğrendi, bu yeri Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdi... Kallis’in de işaret etmiş olduğu kuyuydu bu... Böylece kazılar başladı ve kuyudan üç kişiden geride kalanların çıkarılması beklenirken, dördüncü bir kişiden geride kalanlar da bulundu. Böylece DNA testleriyle kimlikler saptanmaya girişildi. Cenazeler yapılmaya başlandı. Kuyuda kalıntıları bulunan ve DNA testleriyle kimlikleri belirlenen Fuat Niyazi, Mustafa Mulla Hüseyin ve Eşref Salih defnedildi ancak dördüncü kişinin kimlik tespiti henüz sonuçlanmadı... Büyük olasılık Reşat Ahmet olmalı diye düşünüyoruz ancak DNA testlerinin sonuçlanmasını beklememiz gerekiyor... Bu konuda hem Hallumas’a, hem de Kallis’e büyük bir teşekkür borçluyuz...
CENAZE TÖRENİ TUZLA’DA YAPILDI...
Eşref Salih DNA testleriyle kimliklendirilince cenaze töreni 26 Haziran 2024’te Tuzla’da (Engomi-Mağusa) yapıldı. Ben maalesef bu cenaze törenine katılamadım çünkü 19 Haziran 2024’te mutfakta kenarı kırık bir basamaktan kayıp düşmüştüm ve kaburgalarımdan birinde çatlak meydana gelmişti. Hareket edemiyordum ve ayakta duramıyordum (çok şükür şimdi çok daha iyiyim ve iyileşme sürecindeyim). Ancak cenaze töreninden önce de, sonra da Eşref Salih’in kızkardeşinin kızı olan ve Kıbrıs’taki cenazeyle ilgilenen Şenel Zeybekoğlu’yla temasa geçerek acılarını paylaştığımı ifade ettim, Eşref Salih hakkında ondan çeşitli bilgiler aldım...
ŞENEL ZEYBEKOĞLU’NUN ANLATTIKLARI...
Eşref Salih’in kızkardeşi Sonel’in kızı olan Şenel Zeybekoğlu bana özetle şunları anlattı:
“Dayım Eşref Salih gençti, bekardı. 1963’teki iki toplumlu çatışmalar çıkmadan çok öncesinde ailesi İngiltere’ye göç etmişti ancak annesi ve babası ile kızkardeşi Sonel, Kıbrıs’ta kalmıştı. Larnaka’nın Tuzla bölgesinde yaşamaktaydılar.
Annesi yani ninem Hatice Salih’in köyde küçük bir bakkaliyesi vardı. Babası yani dedem Salih Niyazi ise Tuzla’da bir kahvehane işletmekteydi.
Dayım Eşref Salih 19 yaşında bir gençti... Radyo ve televizyon ile elektronik eşyaların tamirciliğiyle uğraşmaktaydı. “Kayıp” edildiği 12 Mayıs 1964’te de evden, tamir etmiş olduğu radyoyu, Larnaka’daki sahibine teslim etmeye gitmişti çünkü radyonun sahibine söz vermiş, annem böyle anlattıydı.
Dayım Eşref Salih’in dört kızkardeşi, bir de erkek kardeşi vardı. Şu anda hayatta olan tek bir kızkardeşi ve tek bir erkek kardeşi var. Diğer kardeşler, Eşref Salih’in annesi ve babası da, hepsi vefat etti.
Eşref Salih’in kızkardeşi, teyzem Özel, İngiltere’de yaşıyordu, orada vefat etti. İngiltere’de yaşayan kızkardeşi, teyzem Şenel de orada vefat etti. Eşref dayımın diğer kızkardeşi yani annem Sonel, Londra’ya gitmemiş, Kıbrıs’ta kalmıştı. Annem Sonel de üç sene önce vefat etti. Hayatta olan ve halen Londra’da yaşayan tek kızkardeşi Emel yakında kalp ameliyatı olacağı için Kıbrıs’taki cenaze törenine katılamadı... Hayatta olan tek erkek kardeşi, dayım Şeref de son 15 senedir ciddi sağlık sorunları nedeniyle Kıbrıs’a gelemedi...
Bu yüzden dayım Eşref Salih’in Kıbrıs’taki cenazesiyle aile adına ben ilgilendim... Cenaze töreninde teslim edilen bayrakları aile adına ben devraldım. Dayımın gömü yerinin bulunmasında ve cenazenin bize teslim edilerek defnedilmesine katkıda bulunan herkese ailemiz adına çok teşekkür ederim...”
BİLDİKLERİNİZİ PAYLAŞINIZ...
“Kayıp” Eşref Salih’in dört kızkardeşinden üçü, annesiyle babası vefat etmiş... Hayattaki tek kızkardeşi kalp ameliyatı geçireceği için Londra’dan Kıbrıs’a gelememiş cenaze töreni için... Tek erkek kardeşi de 15 senedir Kıbrıs’a hiç gelememiş sağlık sorunları nedeniyle... Bu bize neyi gösteriyor? Bu durum bize bir an önce “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunması gerektiğini gösteriyor... Böylece “kayıp” şahısların akrabaları da vefat etmeden hiç olmazsa sevdiklerinin akibetini öğrenebilsinler, onlara düzgün birer cenaze töreni yapabilsinler, defnedebilsinler... Bir kuyunun dibinde, bir tarlanın içinde darmaduman yatıyor olmasın bu “kayıplar”, ister Kıbrıslıtürk, ister Kıbrıslırum olsunlar... Düzgün bir mezarları olsun, aileleri bu mezarları istedikleri zaman ziyaret edebilsinler... Böylece “kayıp” yakınları da bir nebzecik huzura kavuşabilsinler... Bu yüzden bir şey biliyorsanız, isimli veya isimsiz olarak bunu paylaşınız... Bizimle paylaşınız, Kayıplar Komitesi’yle paylaşınız... En ufak bir ipucu bile gömü yerlerinin bulunmasında önemli bir rol oynayabilir...
“Kayıp” yakınlarına henüz hayattayken bir nebzecik huzur verebilelim ve cenazelerle, acılarla, anmalarla başetmeyi evlatlarına, torunlarına devretmek zorunda bırakmadan onları, bunu yapmaya çalışalım... “Kayıp” yakınlarına henüz hayattayken iyileşme, yaralarını sarma, sevdiklerinin bir mezarına sahip olma fırsatı verelim... Bildiklerinizi paylaşınız ki yaralarının iyileşmesine yardımcı olabilelim...
Eşref Salih ve tüm diğer “kayıplar”ımız nur içinde yatsınlar, ailelerinin acılarını paylaşıyoruz...
Eşref Salih'in hazin cenaze töreninden görünüm...