'Etik' hükümet (!)
Ülkede 'etik' namına ne varsa ayaklar altına alındı.
Kamuya istihdam konusunu izliyoruz.
Adamlar, bırakın partizanlığı kendi kurultay yarışlarında bile kamuya istihdam rüşvetini kullanıyorlar.
Kırsal kesim arsaları keza öyle…
Her dağıtımdan sonra “partizanlık” iddiaları patlıyor.
İhtiyacı olmayana bile arazi veriliyor.
Ve bu kişiler bu arazileri satıyor.
Peki diğerleri?..
“Her Bakanlar Kurulu toplantımızda en az 4 tane veriyoruz” diye övündükleri vatandaşlıklara ne demeli?
Düşünsenize, bu güne kadar (2009’dan bu yana) 5 binin üzerinde vatandaşlık vermişler!
Krediler…
Onarın da bir farkı yok, partizanca…
Diğer yandan üst düzey atamaların var mı bir farkı?..
İşin ehli, uzman, deneyimli bir yönetici atandığını duydunuz mu?
Tüm atamalar da partiye bağlı.
Bakanlar Kurulu’ndan çıkan ve sağa sola dağıttıkları paralar da aynı şeye hizmet ediyor.
Kim partiye yakında kapıyor “destek” adı altında parayı!
Aklınıza gelen her konuda etik namına ne varsa yerlerde sürünen bu hükümet “basın etik yasası” hazırlamış.
Ve bu yasayı açıklarken de bu hükümetin sözcüsü Nazım Bey basından şikayet etmiş.
Siz etik diye bir kavram mı bıraktınız Nazım Bey bu ülkede?
Var mı öyle bir kelimenin kullanım alanı?
//////////////
Ekrandaki UBP ayini…
Özer Kanlı gidince BRT değişti mi diye merek ettim.
Uzun bir aradan sonra BRT öğle bültenini izledim geçen hafta…
Dakikalarca UBP haberleri…
İrsen Bey…
Derviş Bey…
İrsen Bey…
Derviş Bey…
İrsen Bey…
İrsen Bey…
İrsen Bey…
İrsen Bey…
İrsen Bey…
O ziyaret, bu ziyaret.
Şu bakan, o bakan.
Genelde İrsen Bey…
Sonra dünya haberleri başladı…
Çeşit çeşit…
En son da Amerika’daki hortum haberi…
Ve ardından spiker “içten de bir haber” verelim dedi.
İçten dediği meğer sendikaların eylemiymiş…
Bir dakika sürmedi bu haber!
Ve bülten başladığı gibi bitti…
Ekrandaki UBP ayiniydi sanki…
Haber bülteni değil…
Ve biz bu ayini izlemek için her sene milyonlarca lira vergi ödüyoruz.
Yazık ki ne yazık…
BRT aynı BRT anlayacağınız.
Varsa yoksa UBP…