Yok, artık ben de vazgeçtim. Zaten vazgeçmesem de olmaz artık.

Öyle stabl 'para birimine geçme' meselesi kapandı.

Yıllardır çağırıp durdum 'Euro'ya geçelim' diye, olmadı.

'Biz yapamayız' dedik, yapmadık.

Yapamamayı bırakın, tartışmayı bile başlatmadık, 'geçer miydik geçemez miydik' diye...

Ona bile cesaret etmedik.

'TL zone'dan 'Euro Zone'a geçmenin münakaşasını dahi beceremedik.

Ve işte bugün geldiğimiz nokta.

***

Döviz kurlarını buraya yazmanın alemi yok. Zira dün öğleden sonra kaleme alınan bu yazı size ulaşana kadar kim bilir daha ne kadar yükselmiştir.

En son baktığımda Dolar 7'yi devirmiş, Euro 8,5'i aşmış, Sterlin'de 10'a çeyrek kalmıştı.

Tam bir girdap bu...

Bizim gibi ekonomisi dışa bağımlı, geçer akçenin İngiliz Sterlini ve AB Euro'su olduğu, insanların TL kazanıp döviz harcadığı bir yerde bunun adı yeni bir yıkımdır.

Zaten zorda olan dar ve sabit gelirlilerin iki yakası bu saatten sonra bir araya gelmez kolay kolay.

***

Gidişat fecaattır.

Tuzu kuru bazı kesimler hariç, zaten Corona'nın girdabında hayatta kalmak için cebelleşirken şimdi dövizin yine-yeni-yeniden patlayan frenleri sayesinde yokuş aşağı yuvarlanmaya mahkumdur.

Orta yerde ahalinin derdini gaile edinen bir hükümet ya da ekonomiye müdahale edecek bir otorite olmayışı da tuzu biberidir vaziyetin.

'KKTC koşullarında neler yapılabilir ki' sorusu kısmen, belki büyük ölçüde doğrudur ama 'hiçbir şey yapılamaz' yargısı da abestir.

Eğer yapacak hiç, ama hiçbir şey yoksa dükkanı kapatalım.

Öyle devlet muamelesi falan yapmayalım idari mekanizmamıza...

***

Musibetlerin olumlu tarafı nasihatten daha öğretici olmasıdır.

Gerçi pekçok musibetten bir nane çıkaramadık bugüne kadar ama olsun, çıkmayan candan umut kesilmez.

Belki bu sefer bir ders alır, kendi başımızın çaresine nasıl bakacağımızı bulmaya çalışırız.

Konuşup tartışmaya başlasak, ortak akıl arasak elbet birşeyler bulacağız da aramaya niyet, cesaret ve hacet yok galiba.

Bu üçü bir araya gelsin, hele bir aramaya başlayalım, eğri de olsa doğru da olsa varacağız bir yere.

Belki selamete, belki kıyamete...

Hoş, kıyamete yaklaştık da zaten...

Selamet nerede ki?

Hem ben vazgeçtim 'Euro'yq geçelim' demekten, 'çare arayalım, ezberimizi bozalım' demekten.

Artık başka totemler tutacağım.

Yok, söylemem.

Nasılsa biz yapamayız.

Seyre devam o zaman...