Son dönemde yalnızca “vakalar” artmıyor.
İddialar o ki “karantina” süreçlerine yönelik “hatır gönül” işleri de artıyor.
Ölçü yine kaçtı!

*  *  *

Ev karantinası, yurt dışından gelişlerde Avrupa’nın da uyguladığı öncelikli yöntem...
Herkesi otelde barındırmaya hiçbir ekonomi dayanmaz.
O nedenle “ev karantinası”na uyumlaşmalıyız.
Eğer denetimde hassas olur, teknolojiyi de en üst düzeyde kullanır, süreci bilimsel doğrularla yönetirsek “yaygın bulaş” tehlikesi olmaz.
Peki bizde öyle mi?

*  *  *

“Ev Karantinası” ile ilgili son kararı sağlığa dair uzmanlığı olmayan danışman ya da müdürlerin verdiği söyleniyor.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Deren Oygar’ı bu anlamda acil sorumluluk almaya çağırıyorum.
Bir süre önce “ev karantinası” kriterleri açıklanmıştı.
6 yaşında çocuk, 75 yaş üzeri yaşlı, operasyon geçirenler, engelliler, ileri tedavi görenler...
Şimdi bir de “kılıfına uydurulanlar” var.
Bir günde 100’e yakın insana “ev karantinası” izni verildiği söyleniyor.
Tüm bunlara TC Elçiliği’nden gelen karantinasız giriş “ricaları” ekleniyor.
Üstelik, yolcuların neredeyse tamamı salgında kontrolün kaçtığı Türkiye’den geliyor.

*  *  *

Şimdi diyelim ki tüm bu iddialara “gerçek dışı” diyecekler!
O zaman sizi şeffaflığa, açıklığa, saydamlığa davet ediyorum.
Rakamları açıklayınız!
Her gün “ev karantinası” ayrıca “otel karantinası”na alınan yolcu sayısını paylaşabilirsiniz.
Tıpkı diğer istatistikler gibi...
Hele de “özel jet skandalı” nedeniyle şaibeli bir bakan varsa görevde!