“Ev kirası için, boğazımızdan kesiyoruz”
Gün çalışıp, gün yiyen işçiler ve aileler… Birçoğu bir yıl önce hayatımıza giren salgın sonrası işlerini tamamen kaybetti, çok sayıda aile ekonomik sebeplerden dolayı Türkiye’ye göç etti.
Devrim DEMİR
Gün çalışıp, gün yiyen aileler… Birçoğu bir yıl önce hayatımıza giren salgın sonrası işlerini tamamen kaybetti, çok sayıda aile ekonomik sebeplerden dolayı Türkiye’ye göç etti. Kalanlar geçim derdi ile boğuşurken, yeniden kapanma kararı sonrası yarı aç, yarı tok bir belirsizlik içinde.
Lefkoşa’nın Surlariçi Bölgesi’nde yaşam süren aileler, yaşanan salgın yapılan zamlar ve geçim derdi nedeniyle birçok ailenin bölgeden göç etmek zorunda kaldığını söyledi.
Surlariçi’nde kalanlar, salgının yanı sıra hayat pahalılığı, geçim derdi gibi birçok sorunla boğuşurken yaşamın her geçen gün zorlaştığına dikkat çekiyor.
Kimisi salgın nedeniyle işsiz kalan çocuğuna, torununa evini açtı emekli maaşı ile aynı çatı altında geçinmeye çalışıyor.
YENİDÜZEN’e konuşan aileler, yaklaşık 1 aydır işsiz olduklarını evlerine bir ekmek almak için düşündüklerini söyledi.
Birçoğu kirada kalan aileler ise markete gitmeye korkar olduklarını, sofralarına koyacakları yemeği bile sorgular hale geldiklerini ifade etti.
Suat Kaya: “Yanımda çalışanların derdindeyim”
Kendi şirketi olduğunu ve yanında 25-30 kişi çalıştığını kaydeden Suat Kaya, hepsinin iki haftadır oturduğunu bir çalışanının bile evine ekmek götürmediğini söyledi.
Kaya, çalışanlarının bazılarının ailelerinin Türkiye’de olduğunu ve para beklediğini ifade ederek, “Ne yazık ki, kendimizi bıraktık yanımızda kalanları geçindirmeye çalışıyoruz. Aileleri para bekliyor, devletten hiçbir destek yok ne arayan ne soran var. Tek beklentimiz açsınlar yeter. Çalışanlarım için daha çok üzüntü duyuyorum” şeklinde konuştu.
Mahmut Gençaslan: “Zor günler için biriktirdiğimiz de bitti”
Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden evlere kapandıklarını anlatan Mahmut Gençaslan, gün kazanıp yediklerini, az birikimlerinin ise kapanma sürecinde tükendiğini söyledi. Hayatın çok pahalı olduğunu ifade eden Gençaslan, “Hayat çok pahalı, iki kuruş biriktirdiğimiz parada bitti, işimizin geri açılmasını bekliyoruz. Destek amaçlı 15 gün önce başvuru yaptım ondan da ses çıkmadı kirada kalıyoruz, hangi birini düşünelim artık bizde bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
Ali Özbek: “Özelde çalışanın halini kimse sormadı”
İki çocuk babası Ali Özbek, kirada kaldıklarını ve evde bir tek onun eline baktıklarını söyledi. Hastalığın yayılmadan sona ermesini istediklerini ama bu sürede de devletin en azından işsiz kalanlara yardım etmesini beklediklerini söyleyen Özbek,” Özel sektörün halini düşünen yok. Memur maaşını 12 ay da evde otursa alıyor ama bizim halimizden anlayan bir sosyal devlet ne yazık yok” ifadelerini kullandı.
Hatice İri: “Emekli maaşımızla, işsiz çocuğumuza torunumuza bakıyoruz”
Geçim derdi nedeniyle artık boğulduklarını anlatan Hatice İri, pandemiden sonra işsiz kalan çocuğuna destek için emekli maaşı ile sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi.
İri, torununa baktığını maddi durumlarının orta olduğunu belirterek, “Devlet bu süreçte Surlariçine bir kez bile uğramadı. Bu bölgede yaşayanların hali ortada, sosyal devlet nerede?” dedi.
Yıldız Şanverdi: “Borçla idare ediyoruz”
Eşi olmadığını anlatan Yıldız Şanverdi, üç çocuğuna bakmak için pandemiden önce sigortasız çalıştırıldığını ve işinden çıkarıldığını anlattı.
Oğlunun yanına sığındığını söyleyen Şanverdi, geçim derdi nedeniyle çok zor günlerden geçtiğini borçla hayatını sürdürdüğünü bu sürede de devletten yardım beklediklerini ancak hiçbir şey görmediklerini belirtti.
Abdülkadir Değer: “Kendi yağımızla bile kavrulacak durumda değiliz artık”
Bir üniversitede işçi olduğunu anlatan Abdülkadir Değer, biri engelli 3 çocuğu olduğunu, 28 Ocak’tan bu yana çalışmadığını söyledi. Evinde herkesin eline baktığını anlatan Değer, “Pandemiden dolayı, işler kapandı. Ayın 28’inden bu yana iş yok. Resmi kurumda olmadığımız için ne olduğunu da bilmiyoruz, 3 çocuğum var biri engelli. Evde herkes benim elime bakıyor. Bu dönemde olan yine garibana fakire oldu. Bütün iş yerleri bir anda kapalı özellikle bu özel sektörde kendi yağı ile kavrulan insanlara bir imkân tanınmalıydı, her yer kapandı. Seçim zamanı kapılarımız çalınır yapmasınlar bunu artık. Hiçbir yardım yok, asgari ücret alanların hiç birine bir kuruş yardım görmedik, bizim ne yediğimizi ne içtiğimiz düşünen gören yok” şeklinde konuştu.
Pehlivan Öztekin: “30 TL’ye 12 yumurta bir çanta biber aldım”
İşten durdurulduğunu anlatan 4 çocuk babası Pehlivan Öztekin, sosyal devletin olmadığını söyledi. 20 gündür kapılarının bir yetkili tarafından çalınmadığını söyleyen Öztekin, “Cebimdeki 30 TL ile 12 yumurta bir çanta biber aldım. Bu belki hükümetin sorunu olmayabilir, ama biz bu ülkede yaşıyoruz. Kimse mi arayıp sormaz, kirada yaşıyoruz ne yer ne içer bu kadar insan hiç kimsemi düşünmez?” dedi.
Tomris Anter: “Maaşımızdan kesip, boğazımızdan kesip yaşıyoruz”
Emekli olduktan sonra eşi ile beraber Surlariçinde çok küçük bir kahve işleten Tomris Anter, her şeyi ceplerinden karşıladıklarını maaştan ve boğazdan keserek yaşama tutunmaya çalıştıklarını anlattı. Kira, elektrik, belediyeye vergi verdiklerini söyleyen Anter, hiç bir devlet yetkilisinin bu sürede bölgeye uğramadığını söyledi.