“Evlenemezsiniz!”
Yurttaşların Birbirleriyle Evlenmelerini Kim Engelledi?
Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının dünyanın en karmaşık anayasalarından biri olduğu hep söylene gelmiştir. Devletin ve devlet kurumlarının iki toplumluluk esasına göre örgütlenmesini öngören Zürih-Londra Anlaşmalarına göre hazırlanan anayasa, karmaşık olmak bir yana, belli alanlarda demokratik-liberal değerlerden de uzaktı. Bu yapısıyla da toplumların kaynaşması karşısında engel oluşturuyordu.
Hayatın bütün alanları cemaatlerin ayrılığı üzerine örgütlenmişti. Burada etnik gruplar arasında var olan farklılığın korunmasından söz etmiyoruz. Ayrılığın korunması ve derinleştirilmesinden söz ediyoruz. Siyasal yaşam etnik temelde ayrı örgütlenme ilkesine dayanıyordu ve ortak bir kamusal alanın oluşması engelleniyordu. Daha vahimi, farklı dinsel ve etnik kökenden yurttaşların birbirleriyle evlenmeleri de imkansız kılınmış, din değiştirme şartına bağlanmıştı.
Düşünebiliyor musunuz! Aynı devletin birbirleriyle evlenemeyen yurttaşları...
Bu konuyu hep merak etmişimdir. Böyle bir uygulama kimin aklına gelmişti? Nasıl olur da anayasayı kaleme alan komisyonda hiç kimse buna itiraz etmezdi?
Sonunda, galiba aradığım yanıtı buldum...
Kıbrıs Anayasasını hazırlayan komisyonunun üyeleri dört ayrı birimden oluşuyordu. Türk heyetinde Türkiye’nin, Yunan heyetinde de Yunanistan’ın atadığı üyeler görev yapıyordu. Ayrıca, Kıbrıs Türk heyeti ile Kıbrıs Rum heyeti vardı. Bir de yabancı hukuk danışman vardı. İsviçre’nin Lozan Üniversitesi’nden Prof. Bridel...
Kararlar oybirliği ile alınıyordu.
Türkiye ekibine Nihat Erim başkanlık ediyordu. Yunanlılara Prof. Tsatsos, Kıbrıs Rum heyetine Glafkos Kliridis, Kıbrıs Türk ekibinin başında da Rauf Denktaş vardı. Makarios ile Dr. Küçük çalışmaları yakından takip ediyorlardı.
Anayasanın yazılım süreci yavaş ilerliyordu. Nihat Erim, anayasayı hazırlıkları esnasında, bir tarafta Makarios’un, diğer tarafta da Rauf Denktaş’ın çeşitli zorluklar çıkardıklarını yazar. Başbakan Menderes’in “ipi koparmak” istemediğini ve Kıbrıs’ta “yumuşak davranılmasını” söylediğini belirten Erim, Denktaş’ın Türkiye’nin uyarılarına zaman zaman kulak asmadığını söylüyor ve bir mesajında şöyle diyordu: “Bakalım Ankara ne yapacak? Denktaş ipi koparmaya hazırlanıyor...”
Aslında, iki taraf da bazen ipi koparma noktasına geliyordu. Özellikle Başpiskopos Makarios, Zürih-Londra Anlaşmalarını kendince yorumluyor ve anlaşmalara aykırı isteklerde bulunuyordu. Bu yüzden, anayasa çalışmaları istenen ve beklenenden çok daha uzun sürmüştü. 13 Nisan 1959 tarihinde başlayan çalışmalar ancak 6 Nisan 1960 tarihinde, yani, tam bir yıl sonra tamamlanabilmişti. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilanı da bu yüzden gecikmişti.
Kıbrıs Anayasası uzun 6 Nisan 1960 tarihinde heyet temsilcileri tarafından Lefkoşa’da törenle imzalandı. Törende yapılan konuşmaların satır aralarında önemli mesajlar vardı.
Denktaş, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bekasının, anayasanın cemaatler tarafından sadakatle kabul edilip uygulanmasına bağlı olduğunu söyleyerek manidar bir açıklama yaptı.
Nihat Erim adada olmadığından Türkiye heyeti adına Suat Bilge konuştu. Bütün heyetlerin büyük bir anlayışla ve yakın işbirliği içinde çalıştıklarını ve uzlaşma sağladıklarını söyledi.
Yunanlı Prof. Tsatsos, sadece anayasayı değil, bütün kanunları da hazırladıklarını belirtti.
Glafkos Kliridis, tören esnasında yaptığı açıklamada yurttaşların ırkı ve dini ne olursa olsun, herkese “eşit vatandaşlık” sağlandığını ileri sürdü.
Kısacası, herkes duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu...
Açıklama yapma sırası Prof. Bridel’e geldiğinde durum değişti. İsviçreli profesör, törensel şenliğe katılarak şirin sözler söyleme niyetinde değildi. Tam tersine, çarpıcı bir açıklamayla üzüntülerini bildirdi: “Anayasada Kıbrıslı Türklerle Rumların evlenmelerine cevaz verilmesi için yaptığım teklif kabul edilmediğinden üzgünüm...”
Meseleyi biraz araştırdıktan sonra, anayasanın yazılım aşamasında Birdel’in bu konuyu birkaç defa gündeme getirdiğini gördüm. Karma evliliklere olanak tanınmazsa, temel haklar açısından büyük bir eksiklik olacağını söylüyordu. Hatta, istifa etmeyi bile düşünmüştü.
Bridel’in bu önerisine ilk etapta Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Rum heyetleri sıcak bakıyordu. Özellikle Nihat Erim, Prof. Bridel ile birlikte bu hak ve diğer özgürlükler üzerinde ısrarla duruyor, liberal önerilerde bulunuyordu. Hatta, Kıbrıs Türk heyetinde yer alan Halit Ali Rıza da başlarda olumlu yönde görüş beyan etmişti.
Fakat, öyle anlaşılıyor ki, Rauf Denktaş bu öneriye şiddetle karşı çıkıyordu. Anayasa görüşmeleri esnasında tutulan tutanaklar buna işaret ediyor.
Anayasa Komisyonu, dört tarafı temsil eden heyetlerin ortak kararı olmadan hiçbir öneriyi kabul etmediği için, Bridel’in önerisi Rauf Denktaş’a takılmıştı.
Öyle anlaşılıyor ki, Denktaş’ın tutumundan en çok Başpiskopos Makarios memnun olmuştu. Nitekim, Glafkos Kliridis, birlikte hazırladığımız kitap üzerine çalışırken konuyu gündeme getirdiğimde, Makarios’un da karma evliliklere karşı olduğunu söylemişti.
Belli ki, Rauf Denktaş ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios, bağımsız Kıbrıs devletinin kurulmuş olmasına karşın bir yurttaşlar topluluğunun oluşmasına karşı çıkıyor, “soydaşsın sen, soydaş kal” şiarını benimsiyorlardı...