'Evler satışa sunulacak'
Lapta’da müteahhidin borcu nedeniyle ‘sokağa atılma tehlikesi’ yaşayan İngiliz ve İskoç aileler için hükümet henüz adım atmadı. “Greatstone” konusunda yeni bir gelişme yaşandı,
Lapta’da müteahhidin borcu nedeniyle ‘sokağa atılma tehlikesi’ yaşayan İngiliz ve İskoç aileler için hükümet henüz adım atmadı. “Greatstone” konusunda yeni bir gelişme yaşandı, ilgili araziyi açık artırmada evler ile birlikte satın alan Yüksekbaş Şirketler Grubu evleri satmaya karar verdi… Greatstone adlı şirketin söz verdiği evleri bitirmeyerek işi bırakması üzerine, Bülent Yüksekbaş, kendisinin olan araziyi, üstündeki evlerle birlikte alıp satacağını açıkladı.
YENİDÜZEN’e konuşan emlakçılar, İngiliz ve İskoç ailelerin müteahhit tarafından mağdur edildiğini belirtirken, ipotekli arsa üzerinde ev almamaları gerektiğine de dikkat çekti, mal sahibinin de mağdur olduğunu söyledi.
Dila ŞİMŞEK
Yüksekbaş Şirketler Grubu, YENİDÜZEN’e açıklama yaparak, Lapta’daki arazilerinin üzerine yapılan evlerin satışa çıkarılacağını söyledi.
Lapta’da Greatstone Ltd. şirketinin, söz verdiği evleri bitiremeyip işi bırakması üzerine, Bülent Yüksekbaş, kendisinin olan araziyi, üstündeki evlerle birlikte Pazar günü almıştı.
Şirket, müteahhit tarafından mal sahibinin de mağdur edildiğini belirterek, sitenin altyapısının yarım bırakıldığını, 600 Bin Pound kadar masraf gerektiğini açıkladı.
Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, birlik olarak mal sahibine ve evi satın alan mağdurlara yardım etmeye hazır olduklarını vurgulayarak, “Ev satın alınacağında, arazinin ipotekli olduğu bilincinde miydiler? Tapu Dairesi’ne gidilmedi mi?” diye sordu. Sungur, istenmeyen bir durum yaşandığını ve iki tarafın da mağdur olduğunu söyleyerek, uzlaşma çağrısında bulundu.
Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sadeghi ise, sorunun temelinin araştırılması gerektiğini kaydederek, “Kat karşılığı iş yapmak çok risklidir. Doğru olan, tüm evler yapılıp teslim edilince satılmasıydı” dedi.
Sadeghi, bu durumun sektöre karşı olumsuz bir imaj yarattığını ekledi.
Bu gibi durumlarda, sözleşmeyi kimin yaptığının çok önemli olduğunu savunan Avukat Hüsnü Tokatlıoğlu, bir avukatın yapması ve emlakçıyla çalışılmasının gerektiğini belirtti. “Bu gibi sorunları geçmiş dönemde de görmüştük, eğer arada bir emlakçı olsa, sorun yaşanmazdı” diyen Tokatlıoğlu, en büyük sorunun yasaların eski olmasına dikkat çekti.
“10 senedir mağduriyetimiz sürüyor, evler satılacak, İngilizler isterlerse alabilirler”
Yüksekbaş Şirketler Grubu’ndan alınan bilgiye göre, sitedeki 13 ev satışa sunulacak. Şirket’ten yapılan açıklamada, Greatstone Ltd. ile proje anlaşması yapılmadan önceki yıllarda arazinin ipoteklendiği belirtildi. “Müteahhitle yapılan anlaşmaya göre, arazi üzerine ev yapıp alması karşılığında, altı tane tamamlanmış ev alınacaktı. Ancak müteahhit evlerin altyapısı, elektrik ve suyu tamamlanmadan satıp, altı evi de zamanında tamamlamadan ülkeden kaçtı. Bu durumda boş arazi üzerine yarım yapılar inşa edildiği gibi, 7 tanesi de satılmış oldu, ancak bundan Yüksekbaş kâr elde etmedi. 10 seneyi aşkın süredir, mağduriyetimiz sürüyor” denildi.
Olayın önce Girne Kaza Mahkemesine, sonra da Yüksek Mahkemeye yansıtıldığı, her ikisinde de haklı görüldükleri belirtilirken, suçlunun müteahhit olduğu söylenildi.
Yapılan açıklamada, usulsüz ve yasal olmayan hiçbir şey yapılmadığı ifade edilirken, arazi üstündeki sitenin alt yapısı olmadığı için, 600 Bin Pound kadar bir masraf olduğuna dikkat çekildi. Olayda mağdur edilen ev sahiplerinin, ‘isterlerse satışa sunulacak evleri alabileceklerini’ kaydedildi. Ev sahiplerinin, mal sahibiyle hiçbir ‘anlaşma yoluna gitmediği’ belirtilirken, arazinin dört kez açık arttırmaya çıktığı, mecburen mal sahibinin tekrar kendi malını satın aldığı vurgulandı.
Bahsi geçen ev sahiplerinin, mahkemeye gidip müteahhite dava açması gerektiği dile getirilirken, burada mal sahibinin esas mağdur olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, ipotekli bir arazide ev alınırken Tapu Dairesi’ne, bir avukata veya emlakçıya danışılması gerektiğine işaret edildi.
Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sadeghi:
“Sorunun temeli araştırılmalıdır”
Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sadeghi, işin temelinin hatalı olduğunu belirterek, “Kat karşılığı (araziye karşılık ev, eve karşılık daire vs.) yapılan anlaşmalar her zaman risklidir” dedi. Burada hem mal sahibinin, hem de evi satın alan kişilerin mağdur olduğuna değinen Sadeghi, en büyük mağduriyeti evleri satın alan kişilerin yaşadığını kaydetti. “İnsanlar sisteme güvenerek, ruhsatı olan bir projeden ev alıyor, ancak burada kat karşılığı işlerdeki risk çok tehlikelidir. Bu nedenle, Müteahhitler Birliği’nin de üyelerine, ipotekli arsalarda çalışılırken, kat karşılığı iş yapılırken daha dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarıda bulunmalıdır. Ayrıca ev alacak kişilerin de çok iyi araştırma yapması gerekiyor. Örneğin ipotekli bir arsadan nasıl ev alabiliyorlar? Bunun bilincinde miydiler? Danıştıkları kişiler, riskleri tam olarak anlatmış mıydı? Sorunun temeline bakmak gerekir” dedi. Hükümetin, bütçe sıkıntılarından dolayı girişimde bulunamadığını tahmin ettiğini söyleyen Sadeghi, sistemdeki boşlukların giderilmesi gerektiğini ifade etti. Bu gibi kat karşılığı olan işlerde yapılması gereken şeyin, tüm evler tamamlandıktan sonra, mal sahibine söz verilen evler sunulduktan sonra diğer evlerin satılması gerektiğini belirtti.
Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur:
“İpotekli bir arsadaki ev nasıl satıldı?”
Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, yaşanan olayın aslında hem kuzeyde, hem de güneyde oldukça sıkça görüldüğüne işaret etti. Sungur, “Ülkeye gelen kişi, bir ev almak istiyorsa temasa geçtiği firmanın evi için avukata danışarak araştırması, mal sahibiyle birlikte Tapu Dairesi’ne gitmesi gerekiyordu. Belli ki, evi satın alan kişiler Tapu Dairesi’ne gitmedi, çünkü arsanın ipotekli olduğu ortaya çıkardı. Eğer avukatla imar izni, ruhsat vb. araştırmalar yapılsaydı, ev alınırken sözleşme hazırlanır, kaparo verilirdi. Tapu Dairesi’ne gidildiğinde ipotek yoktuysa, siz o evi aldığınıza dair sözleşme gösterdiğiniz anda bir daha o eve ipotek konulamazdı. Yani demek ki ipotek, evler satılmadan önce vardı” diye açıkladı.
Bu gibi durumlarda birlik olarak hemen üzerine gidildiğini, hatalı üyelerinin disipline verildiği veya üyelikten atıldığını kaydeden Sungur, ayrıca yapılan tüm sözleşmelerin birliğe kayıt edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ev sahiplerinin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğine dikkat çeken Sungur, “Ya iyi bir avukat kullanılmadı, ya da hiç kullanılmadı veya kandırıldılar. Görülen o ki mal sahibi de, evi satın alan kişiler de mağdurdur. Bu nedenle de uzlaşıyı seçmeliler. Birlik olarak her iki tarafa da yardım etmeye hazırız. Çok kötü niyetli olan bu müteahhitin bulunarak dava açılması gerekir. Bundan sonra ev alacak kişilerin, sigortalı emlakçılarla çalışmasını öneririm. Bu şekilde, mağduriyet yaşadığınızda zararınızı sigorta giderir. İstenmeyen bir durum yaşanmışken, herkesi anlaşmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.
Avukat Hüsnü Tokatlıoğlu:
“Yasalarımız eski ve bugünün sorunlarına cevap vermiyor”
Avukat Hüsnü Tokatlıoğlu, bu gibi vakaların nasıl önlenebileceğinin irdelenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Mal sahibi, müteahhit, ev alacak kişinin, iyi araştırma yapması gerektiğine işaret eden Tokatlıoğlu, gayrimenkul alırken avukat ve emlakçılarla ortak çalışılması gerektiğine değindi. “Bir yasamızla ilgili İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla öneride bulunduk, bu yasa geçerli olursa tüm sorumluluk emlakçıda olacak. Beyanların doğru olduğuna dair imza atacak ve olası bir olayda cezai yaptırımı olacak. Emlakçılar Birliği bünyesindeki tüm emlakçılar sigortalıdır. Sigortalarla, her türlü mağduriyetleri çözmüş olacağız” şeklinde konuştu. Yeni yasa gerçekleşirse, mülk satın alacak kişinin hukuki ve emlaki anlamında her şeyi bileceğini söyledi. Bu gibi durumlarda, sözleşmeyi kimin yaptığının çok önemli olduğunu savunan Tokatlıoğlu, bir avukatın yapması ve emlakçıyla çalışılmasının gerektiğini belirtti. “Bu gibi sorunları geçmiş dönemde de görmüştük, eğer arada bir emlakçı olsa, sorun yaşanmazdı” diyen Tokatlıoğlu, en büyük sorunun yasaların eski olmasına dikkat çekti.