1. YAZARLAR

  2. Verda Gülçür

  3. Evliliklerde Ailenin Rolü
Verda Gülçür

Verda Gülçür

Psikolojik Danışman

Evliliklerde Ailenin Rolü

A+A-

Geçmişten günümüze gelen atasözünde de söylendiği gibi “ev ev üstüne olmaz” diğer bir anlamıyla bir aile, üstüne ikinci bir aile ile ayni evde yaşayamaz tabiri doğru bir saptamadır,  evlilikleri olumsuz yönde etkileyen faktörlerde bu durum ilk sıralardadır.

Küçük ve koruyucu bir toplum olmamız sebebiyle kimi zaman evliliklerde kadının veya erkeğin tarafının ailesi aşırı müdahaleci olabilmektedir.

Birliktelik yaşayıp ileride hayatlarını birleştirmeyi düşünen çiftlerde

nişanın ne zaman olması gerektiğine, kimlerin davetli olarak katılacağına, nişanın yapılacağı yere müdahale etmeye çalışılırken, nişanlı çiftlerde düğünün nasıl olacağına evlenecek olan çiftin nerede oturacağına, hangi akrabalarla nasıl iletişim kurulacağına, hangi tarafın hangi görevi üstleneceğine müdahale etmek bu dönemde zaten gergin olan çiftlerin daha sık tartışmasına hatta ayrılmalarına

neden olabilmektedir.

Evli çiftlerde ise aradaki dengeyi kurabilmek evliliğimizi yürütebilmek açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bunun için;

.  Çiftlerin Yeni Bir Aile Kurduklarını Benimsemesi Gerekmektedir: Evli çiftler artık yeni bir hayata adım atmıştır ve çekirdek aile haline gelmişlerdir. Her iki taraftan birinin anne, babaya halen bağımlı olması ilişkinin dinamiğini yıpratmakta ve bağımlı olan tarafın eşi tarafından saygı kaybına uğramasına neden olabilmektedir. Evli çiftler kendi kararlarını kendileri vermeli, “ biz” bilinciyle hareket etmeli, her iki tarafın ailesiyle de görüşmeli ancak bunun sıklığını abartmamalı, birbirlerine vakit ayırmayı ihmal etmemelidirler.

 

Çiftler Birbirleriyle Yaşadıkları Tartışmalar / Özel Durumları Aileye Yansıtmamalıdırlar:

Çiftler arasında yaşananlar aileye anlatıldığı takdirde aileye,  yorum yapma veya müdahale etme şansını verir.  Bu da çiftler arasında yaşanan tartışma ve güvensizliği arttırır. Bununla birlikte yaşanılan tartışmaların aileye aktarılması çiftler barışsa dahi ailenin huzursuzluğunun devam etmesine, karşı taraf hakkında önyargılı olmasına neden olabilmektedir. Bu tür durumlarda da aile içindeki gerginlik çiftlerin mutluluklarını da olumsuz yönde etkilemektedir.

 

Aileler Arasında Ayırımcılık ve Kıyas Yapılmamalı: Çiftler arasında “senin ailen bu şekilde, benim ailem bu şekilde” yada “ senin ailen bunu yaptı, benim ailem bunu yaptı” tarzında konuşmalar olmamalı. Aileler ile ne çok fazla yakın ne de çok fazla mesafeli olunmalıdır. Çok fazla yakın olmak özel hayatımıza müdahaleyi kolaylaştırırken, çok fazla mesafeli olmak ise aile ve çiftler arasında soğukluğa neden olmaktadır.

 

Çiftler Ekonomik Olarak Aileye Bağımlı Olmamalıdırlar:  Ekonomik yönden aileye bağımlı çiftler hareketlerinde özgürce davranamazlar. Aileye bir yönüyle bağımlı olmaları sebebiyle iç işlerine müdahale edildiği takdirde istedikleri kadar söz hakkına sahip olmazlar.

 

Çocuklu Çiftler Her İki Tarafın Ailesinin de Çocuklarının Üzerinde Gereğinden Fazla Söz Hakkı Olmasına İzin Vermemeli:

Çocuk sahibi çiftler çocuklarını kendi doğrularıyla büyütmeli, nine ve dedenin bu düzeni bozmasına izin vermemelidir. Özelikle çocuğu uyardığımız zaman nine ve dedenin “ ben anneye kızarım, ben babaya kızarım” gibi sözleri çocuğumuz üzerinde otoritemizi tamamen kaybetmemize neden olur. Çocuğa anne ve baba tarafından yasaklanan yiyeceklerin nine ve dede tarafından verilmesi,” hayır” dediğimiz davranış biçimlerine “evet” denilmesi, çocuğun her istediğinin yapılması veya alınması çocuğumuz üzerindeki kontrolümüzü kaybetmemize neden olur. Genel olarak yuvaya geç giden nine ve dedenin yetiştirdiği çocuklarda bu davranış biçimlerine daha sık rastlanır.

Sonuç olarak partnerimizle aramızda her ne geçerse geçsin “ biz” bilinciyle hareket etmeli, aramızdaki sorunları dışarıya taşıyarak değil kendi aramızda çözmeli, ailelerimizle dengeyi sağlamalı ve “biz bu şekilde karar verdik” davranış biçimini uygulayabilmeliyiz

Bu yazı toplam 1797 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar