Serap ŞAHİN

Kıbrıs’ın kuzeyinde 3 yıl önce çeşitli yerlere asılan ‘Love Erdoğan’ panolarının bir grup eylemci tarafından boyanmasıyla ilgili başlatılan polis soruşturması kapsamında tutuklanan ancak olayla bağlantıları bulunmamasına karşın haklarındaki yargı süreci devam eden bir grup Sol Hareket üyesi, bugün yine mahkemeye çıkarıldı.

Yargı sürecinde gelinen noktayı YENİDÜZEN’e anlatan Sol Hareket Dış İlişkiler Sekreteri Abdullah Korkmazhan, söz konusu eylemi kendilerinin gerçekleştirmediğinin kamera kayıtlarına yansıması ve eylem saatinde evde olduklarının kanıtlanmasına rağmen, davanın geri çekilmediğini belirtti “Savcı davayı ilerletme konusunda ısrarcı” dedi. Korkmazhan, “Eylem yapmayı düşündüğümüzü düşünmüşler” ifadelerini kullandı.  

Yargı sürecinin 2 ay önce başladığını ve davanın 26 Haziran’a ertelendiğini kaydeden Korkmazhan, “Herhangi bir suç işlemedik ama onların tabiriyle suç işlemeyi düşündüğümüzü düşündüler. Bizim düşündüğümüzü, onlar düşündü ve bu suç. Bu yüzden bize dava okudular” diye devam etti.

Yargı sürecinin 2 ay önce başladığını belirten Korkmazhan, “Ellerinde herhangi bir kanıt yok, hiçbir şey yok ama bu şekilde bizi sürekli mahkemeye getirtiyorlar. Hem bizi yıpratmaya çalışıyorlar hem de bizim üzerimizden kamuoyuna mesaj vermeye çalışıyorlar. ‘Sonuçları bu olur’ gibisinden bir sindirme politikasıdır. Biz sinmeyiz, sinmeyeceğiz. Toplumumuza ve demokrasiden yana olan kesimlere çağrımız, sinmemeleridir, mücadeleye devam etmektir” şeklinde konuştu.

“Suç işlemeyi düşündüğümüzü düşündüler”

3 yıl önce ülkenin her yerine ‘Love Erdoğan’ posterlerinin asıldığını anımsatan sol Hareket Dışilişkiler Sekreteri Abdullah Korkmazhan, “Posterlere yönelik sosyal medyadan ‘We Don’t Love You’ şeklinde bir kampanya düzenlemiştik. Ertesi gün ‘Love Erdoğan’ panolarına yönelik çeşitli yerlerde bir takım eylemler gerçekleştirildi ve bunun üzerine Mağusa polisi sabah erken saatlerde ikisi de üniversite öğrencisi, Buse ve Erkan isimli arkadaşlarımızı apar topar pijamaları ile birlikte tutuklamıştı” ifadelerini kullandı.

Mağusa polisinin “zorla tarlaya götürerek” baskı altında ifade almaya çalıştıklarını söyleyen Korkmazhan,  aynı gün birkaç kişiyle birlikte kendisinin de tutuklandığını kaydetti.

Mağusa’daki “Love Erdoğan” posterini kendilerinin boyadıklarının iddia edildiğini ve suç olduğunu söylediklerini belirten Korkmazhan, “Bizim yapmadığımızı kamera kayıtlarında olduğunu, söz konusu eylemin gerçekleştiği saatlerde hepimizin evlerimizde olduğumuzu söylememize rağmen, polis ısrar etti” şeklinde konuştu.

Eylemi gerçekleştirenlerin kendilerinin olmadığının daha sonra kamera kayıtları ile ortaya çıktığını vurgulayan Abdullah Korkmazhan, “Serbest bırakılmayı beklerken, telefonlarımıza el konuldu. 3 senedir hala daha da verilmedi” dedi.

“Bize dava okundu ve gerekçesi de ‘Suç işlemek için gizli ittifak oluşturmak’”diyen Korkmazhan, “Herhangi bir suç işlemedik ama onların tabiriyle suç işlemeyi düşündüğümüzü düşündüler. Bizim düşündüğümüzü, onlar düşündü ve bu suç. Bu yüzden bize dava okudular” diye devam etti.

Yargı sürecinin 2 ay önce başladığını belirten Korkmazhan, “Dava bugüne ertelenmişti. Bugün de tekrardan savcılığın talebi üzerine tekrar ertelendi ve 26 Haziran’da da itham edilmemiz için gün verildi. Davayı ileri götürme noktasında Savcı ısrarcı olduğunu söylüyor. Elinde herhangi bir kanıt yok hiçbir şey yok ama bu şekilde bizi sürekli mahkemeye getirtiyorlar” şeklinde konuştu.

“‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan ikinci dava açıldı”

3 sene önceki tutuklamadan sonra elçilik önünde eylem düzenlediklerini hatırlatan Abdullah Korkmazhan, “Ben o eylemde Ersin Tatar’ın atanmışlık, kayyum olduğunu söylediğim için de 1 hafta içerisinde ikinci dava açıldı” dedi.

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan açılan ikinci dava için de polise 3 yıldır her hafta ispat-ı vücutta bulunduğunu kaydeden Korkmazhan, “3 yıldır davayı getirmiyorlar ve ben 3 yıldır ciddi anlamda mağdur edilmiş durumdayım” dedi. Korkmazhan, söz konusu davadan da 5 yıllık hapislik talep edildiğine işaret etti.

“Sindirme politikası uyguluyorlar”

“Bunun sonu beraattır” diyen Korkmazhan, “İşin içinde Recep Tayyip Erdoğan’ın olması, şikâyetçi makamın AKP gençlik kolları olması savcılığı ve polisi davayı geri çekme noktasında zora sokuyor” ifadelerini kullandı.

Hem bizi yıpratmaya çalışıyorlar hem de bizim üzerimizden kamuoyuna mesaj vermeye çalışıyorlar. ‘Sonuçları bu olur’ gibisinden bir sindirme politikasıdır. Biz sinmeyiz, sinmeyeceğiz. Toplumumuza ve demokrasiden yana olan kesimlere çağrımız, sinmemeleridir, mücadeleye devam etmektir.