‘Ezan sesi’ sorunsalı
Gezi Parkı eylemleriyle foyası iyice ortaya çıktığı için artık Türkiye’de de etkisini iyice yitiren ‘bol boyalı ve bol sayfalı’ basının Kıbrıslı Türkleri ‘tu kaka’ gösterme gayretine bir yenisi eklendi.
Hürriyet gazetesi cumartesi günü Lefkoşa çıkışlı haberinde “KKTC’de ezan sesi sustu” diye yazdı.
Okuyan da sanır ki Hürriyet’in patronu, yazı işleri ekibi, Kıbrıs Temsilcisi 24 saat ezan dinlemekten haz alır!
Dini ve milli konuları kaşımak ve farklı inanca, toplumsal aidiyete, etnik kökene sahip insanları birbirine düşürmek konusunda hayli kabarık bir vukuat listesi mevcut olan söz konusu gazete, ‘ezan sesi’yle ilgili haberinde habercilik anlamında da bir yığın etik hata ve yalan-dolan yapmış!
Güya ‘dini bütün’ bir haber yapacakken, İslamın yasakladığı ‘yalan’a başvurarak, Hürriyet aynı zamanda dinen de caiz olmayan bir haber yayımlamış(!)
**
Dikkat ettiyseniz ‘dini vaaz’ vermeye başladım.
Çünkü Müftü hazretlerimiz Hürriyet’i kullanarak Kıbrıslı Türkleri Türkiye kamuoyuna ve elbette ki siyasi iktidara şikayet etmeyi marifet bilmiş!
Talip Atalay beyefendi haddini aşar da ben aşamaz mıyım?
Eğer görevi Din İşleri Dairesi Başkanlığı olan Talip Bey Kıbrıslı Türklerin ‘dinen geri kalmış, takviyeye muhtaç’ oldukları saptamasıyla hareket edip, bunu Türkiye’ye yalan-yanlış şekilde aksettirmeyi marifet sayarsa, bizim de kusurumuza bakmayacak artık!
Hürriyet’e demeç verip “Camilerin elektriğini sendika kesti” demeyecek.
Sendikanın öyle bir yetkisi olmadığını bile bile, ‘bir taşla iki kuş’ vurma taktiğiyle ve KIBTEK’i tertiplemeyi aklına koyan TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne de yağ çekme dürtüsüyle hareket etmeyecek!
**
Kullandığı Hürriyet Kıbrıs Temsilcisine kendi sıfatının ‘Diyanet İşleri Başkanı’ olmadığını, Kıbrıs’ta (şimdilik) Diyanet diye bir kurum bulunmadığını, kendisinin atanmış bir bürokrat, yani memur olduğunu, burada da ‘Müftü’ diye bilindiğini dahi öğretememişken Talip Atalay, Kıbrıslı Türkleri Sünni Müslüman yapmayı nasıl becerecek?
Daha çok ezan dinleterek mi?
Her yanı camiyle donatarak mı?
Sahi, nedir acaba vatandaşın ödediği vergilerle maaş alan Müftü’nün bu toplumla ilgili gailesi?
Bu ülkede doğan ve bu ülkede ölmeye niyetlenen bir ‘sade vatandaş’ olarak bu sorunun cevabını çok, ama çok merak ediyorum!
**
Hürriyet “KKTC’de ezan sesi sustu” başlığını attı.
İyi etti!
Zira bu ülkede “ezan sesi” sorunu vardır.
Ama susması değil, yüksek sesle hoparlörlerden ezan okutulmasıdır asıl sorun!
Ve yeri geldi madem, bu konuda süratle tedbir alınmalıdır.
‘Gavur icadı’ diye bilinen hoparlörden ezan okutulması Kur’an-ı Kerim’in neresinde yazıyor ki?
Hem madem ezan da, sela da hoparlörlerden ve önceden, banda kaydedilmiş şekilde okutuluyor, minarelere, şerefelere ne gerek var?
Ve eğer kendi sesiyle şerefeye çıkıp “Allah-ü Ekber” diye bağırmayacaksa müezzinlere ne gerek var?
Her camide en az bir imam, bir de müezzin istihdam etmek bu ülkenin kıt imkanlarının ekonomik akla uygun şekilde kullanılmasını öngördüğü iddiasındaki ‘Ekonomik Program’la uyuşuyor mu?
Bu konuda Müftü Bey’in vaazını ve de Büyükelçi’nin mütalaasını istirham ediyorum.
Ve Cenab-ı Hak’tan Hürriyet Gazetesi Kıbrıs Temsilcisi Ömer Bilge kulunun evinin dibine çifte şerefeli, yüksek minareli, bol hoparlörlü bir cami diliyorum.
Allah hepimizi bildiği gibi eylesin.
GOD SAVE THE QUEEN- Bu fotoğraf 1953 yılında Selimiye Camii’ni (Ayia Sofia) yansıtıyor. Caminin minareleri arasına asılan ışıklı yazıda “Tanrı Kraliçe’yi korusun” yazıyor. Osmanlılar adayı İngiliz sömürge yönetimine vermişti ya, içindeki ahaliyle birlikte… İşte o dönemleri yansıtıyor bu resim… Copy-left’tir. Hürriyet alıp iktibas edebilir eğer isterse… Müftü’den de görüş alabilir tabii, ama bir de yılların imamı Ahmet Gürses’e sorsun Ömer o yılları… Kıbrıslı Türklerin neler çektiğini Ahmet dayıdan dinlesin! (Fotoğraf için Mahmut Anayasa’ya teşekkürler