1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Fahişe muamelesi yapıyorlar, su sıkıp tükürüyorlar”
“Fahişe muamelesi yapıyorlar, su sıkıp tükürüyorlar”

“Fahişe muamelesi yapıyorlar, su sıkıp tükürüyorlar”

Üniversite eğitimi için Kıbrıs’ın kuzeyine gelen uluslararası öğrencilerin sorunlarını çözmek için kurulan VOIS ve Shelter isimli grupların temsilcileri YENİDÜZEN’e konuştu, maruz kaldıkları kötü muameleyi anlattı.

A+A-

Tünay MERTEKÇİ

Dünyanın farklı yerlerinden, ailelerinden koparak eğitim almak için Kıbrıs’ın kuzeyine gelen öğrenciler, ülkemizde gerek sokakta gerekse devlet dairelerinde birçok sorunla karşı karşıya geliyor. VOIS ve Shelter isimli gruplar altında yaşadıkları sorunları çözmeye çalışan uluslararası öğrenciler, kendilerine çoğu zaman fahişe muamelesi yapıldığına dikkat çekiyor.

Kimi zaman durakta otobüs beklerken de yabancı düşmanlığına maruz kaldıklarını dile getiren öğrenciler, “Yanımızda aniden bir araç duruyor. Araç içerisinden bize su sıkıyorlar, tükürüyorlar” diyerek yaşanılan sorunları gözler önüne serdiler.

Kuzeydeki Afrikalı öğrencilerin bir inisiyatifi olan Shelter isimli grubun başkanı Kamerunlu öğrenci Rıctus Franck Ngongang, çok kültürlülüğün bir zenginlik olduğuna dikkat çekti ve “Bu ülkenin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Birazcık saygıyı, iyi davranışı hak ediyoruz” ifadelerini kullandı. Ülkedeki Uluslararası Öğrencileri Sesi olan VOIS isimli grubun başkanı Mısırlı öğrenci Tayam Abdelazim ise uluslararası öğrencilerin çoğu zaman fahişe muamelesi gördüğüne dikkat çekerek “Tecavüze uğruyorsun, polise gidiyorsun, polis sana fahişe muamelesi yapıyor. Fahişe misin? diye soruyor” diye konuştu. Her iki grubun başkanı da yetkililere çağrıda bulunarak söz konusu sorunların sisteme dayalı olduğunu söylüyor ve yetkililerle birlikte çalışarak sorunları çözebileceklerini dile getiriyor.

 

Abdelazim: Uluslararası öğrencilerin hakları için çalışıyoruz

Uluslararası Öğrencilerin Sesi (VOIS) isimli grubun Başkanı Tayam Abdelazim, 45 üyelerinin olduğunu, söz konusu 45 üyenin yönetim kurulu gibi çalıştığını ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki uluslararası öğrencilerin sıkıntılarıyla bu 45 kişinin ilgilendiğini kaydetti. Uluslararası öğrencilerin haklarını bilmesi için çalıştıklarını ifade eden Abdelazim, uluslararası öğrencileri eğitmek ve farkındalık yaratma amacında olduklarının altını çizdi. En başından beri hedeflerinin hiç değişmediğine işaret eden Abdelazim, Kıbrıs’ın kuzeyinde kaç uluslararası öğrenci olduğuna dair resmi bir rakam olmadığını belirtti. 8 bin civarında bir rakamın konuşulduğunu dile getiren Abdelazim, 8 bin rakamının, tahmin bir rakam olduğunun altını çizdi. Türkiyeli öğrencilerin dil avantajı olduğunu söyleyen Abdelazim, Türkiyeli öğrencilere muhaceretin iki yıl izin verdiğini ifade etti. Yemen, Kırgızistan, Sudan, Nijerya, Kamerun gibi birçok ülkeden üyelerinin olduğunu vurgulayan Abdelazim, birçok ülkeden uluslararası öğrencinin yaşadığı sorunlarla ilgili çalıştıklarını belirtti.

 

“Problemler sisteme dayalı”

Yaşadıkları problemlerin genellikle sisteme dayalı olduğuna vurgu yapan Abdelazim, tüm problemlerin birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade etti. VOIS olarak beş alanda çalıştıklarını dile getiren Abdelazim, “Akıl sağlığı, cinsiyet temelli konular, ırkçılık, barınma problemi ve çalışma problemleri” konularında çalışma yürüttüklerini kaydetti. “Bir Afrikalı kadın, iş yerinde cinsel istismara uğrayabiliyor” diyen Abdelazim, tüm problemleri, sistemin bir parçası olarak niteledi. Sistematik bir şekilde VOIS üzerinden anketler yaptıklarını kaydeden Abdelazim, yaptıkları anketlerin sonuçlarından örnekler verdi. Kıbrıs’ın kuzeyinde sıkıntı yaşayan uluslararası öğrencilerin polise gitmekten ya da konuşmaktan çekindiğine dikkat çeken Abdelazim, yapılan anketin sonuçlarına göre sıkıntı yaşayan uluslararası öğrencilerin, ırkçılığa maruz kaldıkları için polise gitmeye çekindiklerini belirtti. Anket sonuçlarına göre uluslararası öğrencilerin yüzde 75’inin, nereden yardım alacaklarını dahi bilmediğine işaret eden Abdelazim, “Polise gitmektense, bir arkadaşa gitmeyi tercih ediyoruz” dedi.

 

“Fahişe muamelesine maruz kalıyoruz”

Sorunlarını, dertleşerek çözmeye çalıştıklarını dile getiren Abdelazim, sosyal ve bürokratik sorunların birbirinden ayrılamayacağını kaydetti. Abdelazim, “Cinsel istismara uğramakla, devlet dairesi işini halletmeye çalışmak çok bağlantılı. Tecavüze uğruyorsun, polise gidiyorsun, polis sana fahişe muamelesi yapıyor. Fahişe misin? diye soruyor. Bunlarla karşılaşıyoruz” diye konuştu. “Otoriteler bizi uluslararası öğrenci olarak hangi gözle görüyor?” diye soran Abdelazim, ırkçılığın ötesinde her renkten insanın sıkıntılarla karşılaştığına dikkat çekti. Sorunun, sistematik bir ayrımcılık olduğuna vurgu yapan Abdelazim, yabancı düşmanlığından dert yandı. Uluslararası öğrencilerin ev ararken yaşadığı sıkıntılardan da söz eden Abdelazim, “Ev ararken bölgeye bakmıyoruz, nasıl ödeyebileceğimize bakıyoruz. Öğrenciler yasaları bilmediği için ev sahipleri bu durumdan avantaj sağlıyor. Birçok öğrenci İngilizce kontrat talep edebileceğini bilmediği için Türkçe kontrata imza atıyor. Anlamadıkları bir şey imzalamak zorunda kalıyorlar” dedi.

 

“Ev sahipleri depozitoyu asla geri vermiyor”

Ev sahiplerinin, uluslararası öğrencileri “polis” ile de korkuttuğunu söyleyen Abdelazim, “Ev sahipleri, tanıdığı olan polisle eve geliyor. Öğrenciler de yasaları bilmediği için polisin onları evden atabileceğini zannediyor. Polis ile korkutup ya evden çıkarıyorlar ya da kirayı yükseltiyorlar” diye konuştu. Kontratlara hiçbir zaman gerçek rakamın da yazılmadığını ifade eden Abdelazim, söz konusu kontratların elde yazıldığını ve şahitsiz olduğunu belirtti. Abdelazim, kontratlarda ne kadar artış yapılacağının da yazmadığına dikkat çekti ve kontratta Türk Lirası yazmasına rağmen kiranın döviz cinsinden alındığını kaydetti. “Kontratlar vergiye de beyan edilmiyor ve yasal değil” diyen Abdelazim, kontratların resmi belge olmadığı için çoğu zaman öğrencilerin “köşeye sıkıştığını” söyledi. Abdelazim, öğrencilerin eve ilk girdiklerinde ödedikleri depozito ücretiyle ilgili de dert yandı ve “Konuşulmamış bir kural var, hiçbir ev sahibi asla depozitoyu geri vermiyor” dedi.

 

“Bu ülkede hiçbir bir uluslararası öğrenci asgari ücret bile almıyor”

Kiralamak için ev ararken çoğu zaman ırkçılığa maruz kaldıklarının altını çizen Abdelazim, “Örneğin Nijeryalı bir arkadaşıma ev bakarken ırkçılık karşımıza çıktı. Ev sahipleri, ‘Afrikalılara ev yok’ diyor. Ev bulma şansımız çok yok. İlk bulunan eve, şartlara bakılmadan giriliyor” diye konuştu. Sokakta yaşanılan sorunlarla ilgili de konuşan Abdelazim, “Durakta otobüs beklerken, uluslararası öğrencilerin yanında bir araba duyuyor. Uluslararası öğrenci gördüklerinde, fahişe muamelesi yapıyorlar, ilişkiye girmek için teklif yapıyorlar” diye konuştu. Restoran gibi birçok yerde öğrencilerin çalıştığını kaydeden Abdelazim, “Siyahi öğrenciler genellikle çalıştıkları yerlerde temizlik yapıyor, tuvaletleri temizliyor. Kıbrıslı ya da Türkiyeli öğrenciler ise garsonluk yapıyor. Eşit şartlarda çalışmıyorlar. Afrikalı öğrenciye tuvalet temizletiyorlar. Daha çok çalışıyorlar ve daha az para alıyorlar. Bu ülkede hiçbir bir uluslararası öğrenci asgari ücret bile almıyor” dedi.

 

“Yetkililer lütfen işini yapsın”

Uluslararası öğrencilerin medyada yansıtıldığı profille ilgili de eleştirilerde bulunan Abdelazim, “Haberlerde, suçu işleyen uluslararası öğrencilerdir şeklinde başlık atılıyor. Bu adaya kültürel ve ekonomik olarak nasıl bir katkıda bulunduğumuzu kimse görmüyor. Medya, kötü noktaları öne çıkartıyor. Kimse uluslararası öğrenciyi de istemiyor. Bundan dolayı uluslararası öğrenciler Türkçe öğrenmeyi ve topluma entegre olmayı da istemiyor” dedi. Uluslararası öğrencilerin her zaman bu toplumun bir parçası olacağına dikkat çeken Abdelazim, “Anlıyoruz, bazı uluslararası öğrenciler iyi şeylere dahil olmadılar. Ama büyük çoğunluk buraya okumaya geliyor. Birbirimizi anlamalı ve kültürünü tanımalıyız. Birbirimizden bir şeyler öğrenmeliyiz” dedi ve yetkililere de çağrıda bulunarak, “Yetkililer lütfen işini yapsın. Ortada bir sorun var, biz buradayız. Lütfen işinizi yapın” ifadelerini kullandı.

 

Rıctus Franck Ngongang: Komite kurulmasını talep ediyoruz

Shelter isimli grubun Başkanı Rıctus Franck Ngongang, Afrikalı öğrencilerin bir inisiyatifi olduklarını ve insan hakları savunuculuğu yaptıklarını kaydetti. 26 üyelerinin yanı sıra birçok gönüllülerinin de olduğuna dikkat çekti. Kıbrıs’ın kuzeyinde, Afrikalı öğrencilerin haklarını savunmak için 26 üyelerinin her zaman hazır olduğunun altını çizen Franck, “Herhangi bir Afrikalı öğrenci sorun yaşayıp bizimle iletişime geçince, 26 kişiden biri ilgileniyor” dedi. Birlikte çalıştıkları Kıbrıslı Türkler ile de işlerin bekledikleri gibi gitmediğine vurgu yapan Franck, “Tanıdıklara gittiğimizde de Polis Genel Müdürlüğü’ne gittiğimizde de ‘biz sizin derdinizi anlıyoruz’ diyorlar. Resmi dairelerle yaptığımız görüşmelerden hiçbir sonuç çıkmıyor. Aslında bunlar, boşuna yapılmış görüşmeler” diye konuştu. Eğitim Bakanlığından, polisten ve uluslararası öğrencilerden oluşacak bir komite yaratmayı istediklerini dile getirdi.

 

“Kirayı altı ay peşin alıyorlar, üçüncü ay evden atıyorlar”

Birlikte çalışabilmek ve sorunları çözmek için bir komite istediklerinin altını çizen Franck, “Biz yetkililere bir sorunu getiriyorsak ve siz bu sorunu nasıl çözeceklerini bilmiyorlarsa, bizim de dahil olmamız gerekiyor. O yüzden bir komite talep ediyoruz. Nasıl çözüm üretilebileceğini bulmak için bir komite oluşturulmalı” dedi. Ev sahipleri ile ilgili olan en büyük problemlerinin kontrat olduğunu kaydeden Franck, “Kontrat yapmıyor. Yapsalar da senin rızan olmadan o kontratı bozuyorlar. Depozitoları geri verilmiyor. Hiçbir zarar vermediğimiz halde, bu depozitoları geri alamıyoruz. Altı ay önden kira isteniyor. Altı ay peşin ödedikten sonra, üçüncü ayda evden çıkarıyorlar. Parayı geri verilmiyor. Genellikle kontrat da yapılmıyor. İnsanlar hiçbir kanıt bırakmıyor. Kirayı elden alıyorlar. Kontratta yazan miktara sürekli artış yapıyorlar. Kontratta TL yazmasına rağmen, döviz talep ediyorlar” dedi.

 

“Çok kültürlülük bir zenginliktir”

Uluslararası öğrencilerin, toplum içinde yaşadıkları problemlerden de söz eden Franck, “Birçok sorun yaşıyoruz. Gönyeli’de otobüs beklerken arkadaşlarımızın yanında araba duruyor ve su atıyorlar, tükürüyorlar. Bu olayı 4-5 kez farklı zamanlarda yaşadık” dedi. Çalıştıkları yerlerde Kıbrıslı Türkler gibi maaş alamadıklarını dile getiren Franck, aynı işi yapmalarına rağmen ten renginden dolayı daha az ödendiklerini vurguladı. Yerel halkın, medyanın ne dediğine odaklandığını belirten Franck, “Yabancılardan bir şey öğrenmeye açık ve istekli değiller” dedi. Kıbrıs’ın kuzeyindeki ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla ilgili de konuşan Franck, Kıbrıs’ın her zaman çok kültürlülüğün bir parçası olduğunu anımsattı. Franck, “Yabancılardan öğrenmeye açık olmalılar. Çok kültürlülük de bir zenginliktir. Kıbrıs tarihi olarak çok kültürlü bir yerdir. Yurt dışından gelen insanları görüyoruz her yerde. Bunu benimsemeniz ve bu şekilde yaşamaya alışmanız, yurt dışından gelen insanlardan bir şeyler öğrenmek istememiz gerekir. Biz buradayız ve bu inisiyatifleri yürütüyoruz. Biz, yardım etmek için buradayız” dedi. Uluslararası öğrencilerin birçok zorluk yaşadığının altını çizen Franck, “Otoriteler daha açık olmalı. Biz onlara yardım etmek için buradayız. Öğrencilerin yüzleştiği sorunlara karşı daha açık olunmalı. Bu ülkenin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Birazcık saygıyı, iyi davranışı hak ediyoruz. Devlet yetkilileri yapamazsa bir buradayız, çalışmaya açığız ve birlikte yapabiliriz” diye ekledi.

Bu haber toplam 3009 defa okunmuştur