1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Faili Meçhul Fazıl Önder ve Hür Söz-2
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Faili Meçhul Fazıl Önder ve Hür Söz-2

A+A-

“Pazar Sohbeti” isimli köşesinde özellikle sosyal içerikli konulara değinen Fazıl Önder’in hiciv yeteneğini de satıralarında görmek mümkün. Biyografisini ve onu anlatan bazı yazıları okuduğumda, insanlara karşı yaklaşımının, insancıllığının bu yazılara da yansıdığını görüyoruz. Az sonraki yazısında ise Fazıl Önder, bir bayram gününü konu edinirken, ekonomik sıkıntı içerisinde olan insanlar için bayramın ne anlama gelebileceği düşüncesini paylaşıyor okurlar.

 

“24 Temmuz 1949-syf:2,Hür Söz

“Pazar Sohbeti-Fazıl Önder

Ramazan Dostları... Bayram Sultanları!

On bir ayın sultanı olan (Ramazan) geldi, gidiyor da bir çoklarımızın haberi olmadı! Kim bilir eski dostlarından bile kaçını görmeden gidiyor... Fakat, eminim ki mukaddes Ramazanımız, bizden mahzun olarak değil, memnun olarak ayrılıyor. Çünkü: O bize nice seneler bol şekeri, bol çorbalığı, nefis yağı ve bütün hediyeleriyle gelmişti de yine bazılarımızla görüşemeden ayrılmıştı!..

Halbuki şimdi, eskisiyle kabili kıyas olmıyan ve hiç denecek kadar cüz’i hediyeleriyle bizi ziyaret ettiği halde, istikbaline koşan, gündüz ve gece kendisinden ayrılmıyan; avdetinden on beş gün evvel her akşam, Tanrı evlerinde teşyi merasimi yapan dostları, geçmiş yıllara nisbeten az da olsa, hatırı sayılır bir topluluk teşkil ediyorlar... İşte, buna binaen diyebilirim ki On Bir ay Sultanı bizden memnun olarak ayrılıyor.

***

Nasıldı hani: “karısı olana!...” Pardon: “Parası olana her gün bayram!” diye bir söz var... Pek iyi ama, parasızlar bayrama iştirak etmeseler bayramın hali nice olur? Evvelâ, kalabalık bakımından bayram resmiyetini kaybeder!

Saniyen: Kazandı mı nedir; o “yiro döndü, kart söndü!”ler olmasa, yeşil masalar(!) ihtiyaca(?) kifayet eder mi acaba?

Ve nihayet efendim: bayram sultanları olmasa, gözü hısarda olduğu halde tüfeciklerle nişan atışanlar! Ve asırlık hısarları temaşa!!! Edecekleri nerede bulmalı?

Sakın ha!.. Sualler için baş ağrıtmayınız, zira nihayet iki gün sonra bayram! Nasıl olsa biz de gider, sultanlar arasına katılırız. Hiç olmadı (büyük çocuklar! Saatinde) Amerikanvari bir sallanırız!”

Tam da temmuz sıcağı içerisinde bizler de bunalırken, bu kez bundan 71 yıl öncesi temmuz ayının da bundan farklı olmadığı gerçeğini görüyoruz “Fettan Yaz” yazısında. Sıcaktan kaçmak için Trodos ve Platres gibi yerlerin seçilmesi bugün de geçerli güney Kıbrıs’ta. Yazısının sonunda bir şiire yer veriyor Fazıl Önder. Şiiri kimin yazdığını açıklamıyor. Ya gerçekten bahsettiği gibi şiirle uğraşan bir başka genç var ya da kendisine ait bir şiiri böylesi bir kurgulamayla okura sunuyor.

 

“31 Temmuz 1949-syf:2,Hür Söz

“Pazar Sohbeti-Fazıl Önder

Fettan Yaz!..

Bu son günlerde sıcakların pek fazlalaştığı ve dayanılmaz bir hal aldığı görülüyor. Böyle zamanlarda postu: Trodos, Plâtres yahut diğer sayfiyelere serenler olduğu gibi; kendi yerinden uzaklaşamayan halsizler! de çoktur. Bu gibi çaresizler için: “Öf püf”le yanıp kavrulmak, en tabiî bir haldir. Mukadderat!

Keza, her şeye: “Allahtan”! deyip teselli bulan mutaassıplar bulunduğu gibi, paradan başka her şeyin “boş” olduğuna inanan ve kendi kendisini herşeyden mahrum edip, şurda burda pinekleyen cimriler de yok değildir. Bütün bunlar hep feleğin garip cilveleri ya!..

Benim de bambaşka tip bir dostum var. Şair olmaya çoktan hevesli imiş. Uzun bir zaman çalıştıktan sonra muvaffak olmuş. Fakat yazılı bir mısra’ı yokmuş! Yokmuş amma, üç kitaplık şiiri varmış hafızasında!.. Tabiî önce buna inanmamıştım. Boşta bulunarak: “Sıcakların tesiri!..” diye mırıldandım. O bu istihzayı duymuş olacak ki hemen:

-Evet!.. dedi, FETTAN YAZ... Bu son hazırladığım bir konuşmadır. Dinler misin?

Kendi kendime: “ne isabet” demekten kendimi alamıyorum, söylemiye başlamıştı:

 

Bir varmış bir yokmuş,

Kıştan usanan çokmuş!

“Soğuk aforoz edildin”...

Demiyen sanki yokmuş.

 

Gül açmış, bahar gelmiş,

Sevilmiyen sevilmiş!

Fakat az zaman sonra;

Bahar göğe çekilmiş...

 

Meydanı boş bulan yaz,

Görmüş dünyadan niyaz!

Sıcak! Gemisi ile;

Gelivermiş “fettan yaz!..”

 

Kambersiz düğün olmaz,

Dinleyene bir avaz!

Cırlavığın çiğ sesi;

Duymayana sanki caz...

 

Sam esiyor her yana,

Aklım yar değil bana...

Cehennemin elçisi!

“Fettan yaz” derler buna.”

19-temmuz-2020-eralp-faili-mechul-fazil-onder-ve-hur-soz-2-.jpg

Bu yazı toplam 2705 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar