1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Famagusta tepkilerinin sebebi!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Famagusta tepkilerinin sebebi!

A+A-

Netflix, Famagusta adlı bir diziyi yayına koyacaktı…

Türk kardeşler ayağa kalktı!

“Bu dizide anlatılanlar yalandır, propagandadır” dediler…

-*-*-

Netflix’e baskı yaptılar…

Haliyle 85 milyonluk bir marketin baskısı, Netflix’e geri adım attırdı…

Dizi, Yunanistan dışında izlenemeyecek…

-*-*-

Famagusta adlı dizinin Yönetmeni geçtiğimiz gün bir açıklama daha doğrusu sosyal medya paylaşımı yaptı ve bu dizide düşmanlık ya da propaganda olmadığını; “birbirimizi sevmeliyiz” mesajının verildiğini öne sürdü…

-*-*-

İster propaganda olsun, ister olmasın…

İster yasaklansın, ister yasaklanmasın; öyle bir reklamını yaptık ki bu dizinin; şimdi binlerce kişi, Netflix yayınlasın ya da yayınlamasın, allem edecek, gallem edecek ve bu diziyi izleyecek!

-*-*-

Peki tepkilerin asıl sebebi nedir?

-*-*-

İşte esas mesele burada yatır…

Mesela bizim Türk milliyetçilerinin bu diziye gösterdiği tepkiyi, neden Elen milliyetçileri TRT yapımı saçmalık olan Bir Zamanlar Kıbrıs’a göstermedi?

-*-*-

Çünkü Bir Zamanlar Kıbrıs, tam anlamıyla bir saçmalıktı!

Abartıydı!

Yalandı!

-*-*-

O kadar ki, geri zekalı senaryoya en çok tepki veren, KKTC’de yaşayan Türk milliyetçileri olmuştu!

Çünkü gerçekten, tekrar etmek gibi olacak ama, tam bir saçmalık söz konusuydu!

-*-*-

Rezalet bir alt yapı; deli saçması bir senaryo ve sonuç fiyasko!

-*-*-

Famagusta’ya tepkilerin sebebi nedir?

Fragmandan anladığımız kadarıyla Türkiye bu dizide “saldırgan”dır!

Peki bu bir yalan mı?

-*-*-

Elbette saldırının sebebi – ya da tetikleyeni “15 Temmuz 1974 EOKA B Darbesi”dir ama sonuçta bir saldırı vardır ve evet çok ciddi acılar yaşanmıştır…

Yani bunca tepkinin bir nedeni de “acı gerçek”lerdir…

Bir Zamanlar Kıbrıs dizisindeki gibi “saçmalama” seviyesi çok düşüktür…

-*-*-

Haaa en önemli “tepki gerekçesi mi?”…

Gündem değiştirmek…

Rumları yine idam sandalyesine oturtuyoruz; bizi sevmezleri tekrarlıyoruz; bunlarla yaşanmazı nakaratlaştırıyoruz; kendi acizliğimizi ve suçlarımızı yokmuş gibi gösterip örtmeye çalışıyoruz…

-*-*-

Gösterdiğimiz tepkiler; Bir Zamanlar Kıbrıs dizisi senaryosunu saçmalıkta solluyor!

Sanki, Türk Ordusu Ada’ya geldiği günden bu güne, sadece çiçek yetiştirdi ve ağaç dikti!

Elbette çok ciddi ağaç dikimi yapılmıştır ama gerçekler, Dünya’daki tüm savaşlarda olduğu gibi, elbette film senaryosu yazılabilecek gerçeklerdir…

-*-*-

Keşke hiç saçmalamadan biz de yapabilseydik!

Tepkilerimizin en büyük sebebi de budur; saçmalamadan yapamamak!

-*-*-

Bu arada belirtmekte fayda var…

Bırakın doğru dürüst film çekebilmeyi; biz Netflix’te önümüzdeki hafta gösterime girecek dizinin Türkçe adını bile doğru dürüst söyleyemiyoruz!

Mağusa canlarım benim, Mağusa!

Magosa değil!

Haaaa başına “Gazi” kelimesini mi ekleyeceksiniz?

Buyurun!

Ama en azından adını doğru söyleyin be gavollem!


Türk tarafı sadece çözümsüzlüğe oynuyor

Yenidüzen’in dünkü manşeti, Kıbrıs sorununda Türk tarafının tutumu ile ilgili muhteşem bir fikir verdi…

“Kıbrıs Türk tarafı tutarsız” dedi Yenidüzen…

-*-*-

Daha genel bir başlık olabilirdi; mesela “Türk tarafı tutarsız…”

Çünkü gerçekten Türk tarafı ne istediğini bilmiyor!

-*-*-

“Asla öyle değil, Türk tarafının ne istediği bellidir, işte Ersin Tatar, işte Cevdet Yılmaz, her ikisi de son demeçlerinde iki devletli çözüme vurgu yaptı, bu tutum vazgeçilmez kırmızı çizgimizdir” mi diyeceksiniz?

Söylemeyin da gülerler size!

Türk tarafı tamamen çözümsüzlüğe, korsanlığa, sahteliğe oynuyor…

Hamaset dışında hiçbir şey de yok!

Çözüm olmasın da ne olursa olsun!

-*-*-

Nikos Hristodulidis, 23 Eylül’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le BM Genel Kurulu çerçevesinde görüşecek…

Ersin Tatar’ın da bir gün öncesinde New York’ta olması bekleniyor…

-*-*-

Hristodulidis, “kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunabilmesi için çalışmaktan başka seçeneğimizi yok” diyor…

Hristodulidis’e göre “Türk tarafı uzlaşmaz bir tutum” içerisinde…

-*-*-

En uzlaşmazlardan biri kendisidir ama ne acıdır ki Türk tarafının tutarsızlığı, adamı “çözüm yanlısı barışsever” yapmış durumda!

“Çözüm için çabalamaktan vazgeçmeyeceğiz” diyor…

-*-*-

Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos ise kendi taraflarının duruşunu net bir şekilde ortaya koyuyor:

“Her türlü bölünme ve ayrılık fikrinden uzak bir çözüm…”

Ve O’nun da üzerinde en çok durduğu nokta şu:

“Türk uzlaşmazlığı karşısındaki tek silahımız diplomasidir… Uluslararası hukuk da en büyük dayanağımızdır.”

-*-*-

Biz mi?

Dünya’nın ve hukukun reddettiği çizgide voyvodalık yapıyoruz…

İlla ki ayrılığı savunuyoruz…

Korsan bir devletimsi yapı üzerinde sürekli bir birimizi kandırıyoruz!

-*-*-

Ve hepsinden acısı; gayet net bir şekilde farkındayız ki; “Ayrılma hakkını verseler, bunu ilk reddedecek ülke de Türkiye olacak…”

Bilmem anlatabildim mi?


457557651-496705393102217-1793317659386627506-n.jpg

UBP’nin genel başkan adayları Ünal Üstel, Hasan Taçoy ve Ahmet Karavelioğlu’na: Dünya’da en korkunç düşman, dostunuzmuş gibi davrananlardır… Bilmem mesajı aldınız mı? (Bakınız: Judas, Markus Brütüs v.s.)

Bu yazı toplam 2202 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar