Ülkeyi ve eğitimi yönetenler, taşıdıkları sorumluluğun farkında mı?

Kamu eğitiminin "kalitesizlikte" katmerlendiğini, daha eğitim yılı başlamadan her gün yeni bir eğitim sorunuyla karşı karşıya kaldığımızın farkında mısınız?

Eğitimde fırsat eşitsizliğinin zirve yaptığı bir ülke olduğumuzun farkında mısınız?

Toplumsal sınıfı, aile ekonomisi, yaşam koşulları ne olursa olsun herkese kaliteli kamusal eğitim verilmesi gerektiğini ne zaman unuttuk!

Üç hafta sonra çocuğu okula başlayacak bir ailenin,

• Üniforma, kırtasiye ve diğer okula giderleri için 20 bin TL civarında harcama yapması gerektiğinin farkında mıyız?

- "Özel derse, dershaneye, her öğrenciye cep telefonu almaya para buluyorlar da okul harcamalarına gelince mi para bulamıyorlar?" dediğinizi duyar gibiyim.

Ne yazık ki durum böyle değil…

Elbette ekonomik anlamda sıkıntısı olmayan aileler vardır. Ancak sosyo-ekonomik düzeyi oldukça düşük olan aile sayısı da katlanarak artıyor. Yani özel derse gitmeyen, dershaneye gitmeyen ve dahası okul harcamalarına para ayıramayan aileler her geçen gün çoğalıyor.

Ancak bu durumun daha vahim yanı şu ki;

• Parası olanla olmayanın,
• Dershaneye gidenle gitmeyenin
• Özel derse, özel okula gidenle gitmeyenin arasındaki uçurum öyle bir açıldı ki bu anlayışla da kapatılması pek mümkün görülmüyor.

Zaten kalitesiz eğitim verildiği algısıyla sarmaladığımız kamu okullarına bir de plansızca eklenen konteynerler kalitesizliği katmerlendirdi.

Kamu okullar çocuklar için de öğretmen için de okul yöneticileri için de verimsiz, motivasyonsuz mutsuz ortamlar oldu.

• Beceri anlamında diğer ülke çocuklarından geride olan çocuklarımız giderek diğer dünya toplumlarının aynı yaş grubundaki çocuklarından daha da geriye düştüğünün farkında mıyız? Çağdaş toplumlar düzeyindeki becerileri çocuklarımıza kazandırmada tüm potansiyelimizi kaybetmek üzere olduğumuzun farkında değil misiniz?

• Plansızlığın, iş bilmezliğin, topluma kulak vermemenin sonucunda kalitesiz bir eğitim sistemi oluştu ve bu sistem hem bugünümüzü hem de geleceğimizi etkiliyor. Farkında değil misiniz?

• Çağdaş bir eğitim sisteminin bireylere sosyal sınıf atlatması gerektiğini, yani sadece doktorların, mühendislerin, avukatların, öğretmenlerinin çocuklarının doktor, mühendis, avukat veya öğretmen olmasının, toplumun sosyo-ekonomik düzeyi düşük sınıfındaki ailelerin çocuklarının dezavantajlı durumlarını sürdürmelerinin bizi toplumsal bir patlamaya adım adım yaklaştırdığının farkında değil misiniz?

• Plansız uygulamalar,
• Ekonomik kaynakları verimli kullanılamaması
• Çağdaş eğitim ve yönetim kuramlarını sisteme entegre edememe,
• Uyumsuz ve etkisiz çalışan siyasi kadrolaşmanın yarattığı bürokratik aksamalar,
• Ve ne yazık ki eğitim bilimi ilkeleri yerine, siyasi kaygılarla karar almanın

Sisteme verdiği zararın farkında değil misiniz? Eğitime yön verenlerin bütün bunlardan sorumlu olduğunun bilmiyor musunuz?

Plana, programa, tutarlı ve ilkeli davranışlara, pedagojinin çizgisinden ayrılmamaya, dünyayı takip etmeye, akıl yoluyla elde edilecek uygulamaları işe koşmanın gerektiği günlerdeyiz.

“Nüfus politikası”, “kamusal eğitime yatırım yapma politikası” gibi yaklaşımları çalışmamız, akılcı planlamalarla yapılacak yatırımlar için kamu kaynaklarının büyük bir kısmının eğitime ayrılması gerektiğini artık fark etmeliyiz.   

Ya bunları yapacağız ya da koşar adım üstümüze gelen yıkılan bir sistemin altında ezilip kalacağız.

Anlayana Gülmece

Güneşin Batışı

Ressam İki arkadaş, sergide bir tabloyu seyrederek birisi hemen söze başlar:

• Şuna bak, dedi, güneşin doğuşunu canlandırmaya çalışmış ama başaramamış.

Diğeri düzelttir:

• İmkânı yok, mutlaka güneşin batışıdır...
• Belki öyledir. Ama nasıl oluyor da bu kadar kesin konuşabiliyorsun?
• Valla bu ressamı çok iyi tanırım ne Güneş yapmasını bilir ne de Ay, ha bir de sabah 11’den önce uyanmaz…