Farklı cepheler
Yan yana iki mahalle…
Mahalle desem de sokak aslında ama ‘mahalle’ demek bizim daha çok hoşumuza gider. Öyle alıştık.
İki mahallede de birer arkadaş çetesi…
“Benim mahallem senin mahalleni döver” çatışması…
Ka
İKİ SÖZ
Uzun bir tartışma her iki tarafın da haksız olduğunun delilidir.
Voltaire
İstediğiniz kadar yüksek sırıklar üzerine çıkın. Her koşulda kendi bacaklarınızla yürüyeceksiniz.
Montaigne
Farklı cepheler
Yan yana iki mahalle…
Mahalle desem de sokak aslında ama ‘mahalle’ demek bizim daha çok hoşumuza gider. Öyle alıştık.
İki mahallede de birer arkadaş çetesi…
“Benim mahallem senin mahalleni döver” çatışması…
Kanlı bıçaklı olmasa da birbirleriyle dalga geçmeler, küçük düşürmeler, bir çetenin diğer çetenin kuyusunu kazmak, herhangi bir konuda birinin diğerine üstün olduğunu gösterme çabası…
Bilirsiniz işte… Sokağınızda varsa böyle arkadaş çeteleri neler yaptıklarını görürsünüz…
Üstelik de ergen yaşlarsa… Genellikle öyle olur ya…
***
Bir de kız varsa… hele de alımlıysa… canlar yakıyorsa… işte o zaman da o kızı hangi çetenin kapacağı önemlidir. Yarış başlar hemen…
Bizim mahallelerde de öyle oldu. Hemen iki sokak öteye yeni taşınan bir ailenin tek kızı… Sabahleyin okul kıyafetleriyle bir okula gidişi var ki!.. Yürek dayanmaz. Hele de o kızı kim kapacak yarışındaki çeteler için… Bu öyle bir çekişme ki o okullu kız alımlı ve güzel olmasa dahi o kızı hangi mahallenin kazanacağı çok önemli olurdu. Mahalleye yeni biri gelmişti ve onu kendi tarafına çekmek, kendi nüfusuna! eklemek bir onur meselesiydi!
***
Yarış başladı. Okulda olamazdı bu çünkü kızın gittiği okul çetedeki gençlerin gittiği okuldan farklıydı. Okulda böyle bir yarış içine girmenin olasılığı yoktu. Ancak bu ergenler için ‘imkansız’ diye bir şey olamayacağı için o da oldu. Okullar kırıldı! ve kızın okuluna girildi. Teneffüs saatinde ergen çeteler mahallenin ve okulun yeni kızının etrafındaydı. Onu etkilemek için ellerinden gelen her şey yapılıyordu.
***
Saçlar inek yalamış gibi yapılmıştı bazılarının, jöleden diken diken yapılmış olanlar da vardı. Bazıları okulda olduklarını unutarak yaka bağır açmışlardı. Cep telefonlarının en yeni modelleriyle hava atanlar da yok değildi. Birinin elinde gül dahi vardı. Bütün bu etkileme çabalarına rağmen kızın hiç de etkilenmiş gibi bir hali yoktu. Okulun ilk günleri olmasına rağmen kısa zamanda kalabalık bir arkadaş grubu edinmiş ve onlarla dolaşıyordu. Etkilenmek istenen kızın yanındakiler onun kadar tepkisiz değildiler ama… Arkadaşlarına yapılan etkileme çabalarından nasiplenmişlerdi… Onlar mutluydular, ergen çeteler devamlı gelsin istiyorlardı.
***
Ne kadar sürerdi bu çabalar belli değildi ama mahallenin çeteleri bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıydılar. Kızın sürekli yolunu kesiyorlar, randevu istiyorlar ama kız oralı olmuyordu. Omzunu kaldırıp devam ediyordu yoluna… Okula kadar peşindeydi gruplar… O okula girdiğinde onlar da ‘ayıp olmasın’ diye ayrılıp okullarına gidiyorlardı ama gün yine onlarındı… Yine asılıyordu okullar, yine devam ediyordu teneffüsteki etkileme çabaları… Diğer kızların mutluluktan kıkırdamaları…
***
Ancak bu böyle olmayacaktı. Mahalleler bir karar vermeliydiler. Neredeyse aynı zamanda aynı şeyi düşündüler. ‘Kız kaçırılmalı ve kararı sorulmalıydı’. Öyle de yaptılar… Mahallenin biri daha erken davranmış, kızı sabahleyin okula giderken bir motosikletin arkasına atıp kaçırmışlar ve terk edilmiş bir binaya götürmüşlerdi. Şimdiye kadar onları ciddiye almayan genç kız çok korkmuştu. Neredeyse şok geçirecekti ama onlar kararlıydılar ve sordular; “Söyle bakalım, bizim grupta mısın yoksa diğerlerinde mi?” Hem bu soruya şaşmıştı kız hem de korkusu geçmişti birden… Erken toparlanan kız akıllı bir yanıt verdi; “Tabii ki sizin gruptanım. Yalnızca biraz naz yaptım.” dediğinde mutluluktan uçan gençler hemen serbest bıraktılar kızı… Ama kız rahat durmamıştı. Diğer mahalleye gitmiş ve olayı anlatmıştı. Gerçi diğerleri kaçırmasa aynı şeyi onlar da yapacaktı ama olsun… Kız gelip onlara şikayette bulunmuştu ya... Buluştu iki mahallenin köşesinde iki çete… Birbirlerine öyle bir giriştiler ki ne kafa kaldı ne burun… Her yanları yara bere içindeydi iki gruptaki gençlerin… Hastanede dikiş attıranlar bile oldu.
***
Ve ertesi sabah… Kız yine okula geçiyordu ama bu kez yalnız değildi. Yanında yakışıklı bir genç… O da okul üniforması içindeydi ama o da mahallede yeniydi. İlk kez görüyorlardı. Çete üyelerinin her tarafı yara bere içinde, sargılı halde bakakaldılar arkalarından… Laf atacak halleri bile kalmamıştı. Bu kez yarış okuldaki kızlar arasındaydı. Okula yeni gelen kızın yanında bu kez fazladan havalar atması gerekmeyen yakışıklı biri vardı. Zaten havası yerindeydi onun… Yarış başlıyordu ama başka cephede…
PAZAR’LIK…