Farklı partiler AYNI üyeler
Oy birliği vardı.
“Siyasi Partiler Yasası” uzlaşı ürünüydü.
Yasayı kendileri yaptı, bir başkası değil.
Deniz ötesinden “paketli” gelmedi.
Peki ne oldu?
Kendi yasalarını kendileri tanımıyor !
* * *
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Şefik’in hafta sonu Yenidüzen’de yayımlanan röportajında ilginç kesitler var.
Uzun röportajdı, arada kaynamasın!
Diyor ki, “5’inci madde altında bize üye listeleri verildi.”
Yasanın bir koşulu da bu.
Üye listelerini Seçim Kurulu’na sunmak.
Başkan anlatıyor:
“Listelerde çok büyük sorun var; çünkü eksiklikler var, örneğin bazılarında soy isim yok, sadece ilk isim var. Kimlik kartı numaraları çoğunun yanlıştır. Bazı kişiler iki veya üç partide kayıtlıdır. Bunları birkaç ay önce temizledik ki, ona göre her partinin üyesi belli olsun.”
* * *
Keşke açıklansa!
Birkaç partiye, hatta üç partiye birden üye olan isimler tek tek duyurulsa, keşke.
* * *
Üye listesini dahi tutamayan bir siyaset gerçeği var karşımızda!
“İsim var, soy isim yok” diyor Başkan.
Ve bu partiler, tüm ülkeyi yönetmeye aday!
* * *
“Ön seçim” istiyor yasa...
Buna onay veren iki parti şimdilik CTP ve UBP.
TDP de değerlendirecek.
En manidarı “demokrasi ve şeffaflık” yönünde geleneksel partilere başkaldıran yeni oluşumların “ön seçim”den kaçması!
Demokrasi, irade, adalet çığırtkanlığını en fazla yapanlar, aday adayını kendi üyesinin onayına sunmaktan ısrarla imtina ediyorlar.
Yasada bir “istisnai” kelimesi var!
“İstisnai” yurttaşlık sonrası bir de bu!
“Cankurtaran” gibi sarılmışlar.
* * *
Yasa, “ön seçim” demekle kalmıyor.
Bu seçimi de “demokratik” istiyor.
O nedenle oy kullanacak üyeyi dahi Yüksek Seçim Kurulu’nun denetimine açıyor.
“Aday adaylığı” seçimi bu!
Yasa istemese de aslında böyle olmalı.
* * *
Partilerin “iç çamaşırları”nı tek tek asmak gerekiyor ipe!
Görelim de “genel seçim”de böylece oy verelim diye.