Farklılık, uzaklık değil...
İnsanın zihnindeki bir düşünce eylemlerinden önce gelir.
Ve eylemlerini belirler...
Siyasette de felsefe yükselir ve toplumsal olanı belirler.
Yani özne olmak kendi bilincinizle özdeşleşmek demektir.
Eğer bir felsefi zemininiz yoksa! Bu durumda kaçınılmaz olarak başkalarının bilincine varırsınız.
CTP'nin getirmeye çalıştığı şey:
Kapitalizm'in "arzu toplumu" na karşı bir direniştir.
Vatandaşlar arasında bir farklılık veya uzaklık değil!.
Bu söylemsel göndermelerin ötesinde, yeni bir form arayışıdır...
Bir sosyal hayat çerçevesidir.
Biz doğru yola düştük mü? Düşmedik mi?..
Eleştirilir...
Ama bakıyorum eleştirilerin odak noktası halkı öfkelendirmek...
Ve onların öfkesini yönetmek üzerine kurulmuş.
Tümü kendilerine temsil makamı olarak resmiyet kazandırma çabalarından ibaret.
İnsanları siyasetten soğutarak problemleri çözeceklerini savunuyorlar.
Olabilir...
"Herkesin doğrusu kendinedir" derler...
Sadece şunları unutmamak gerekir:
Farlılıklara saygıyı,
Çokkültürlülüğü,
Demokratlığı,
Topluma yaratıcı bir enerji verebilmeyi,
Ve "İç düşman" üretmemeyi...
Farklılık, uzaklık değil;
Farklılık ve yakınlık bir arada olabilir.
Benden olmayan birini illa da kendimden uzak hissetmem gerekmiyor!..