Farklılıkların giderilmesi belirleyici olacaktır
Liderler toplantısı, müzakere sürecinde devam eden çıkmazın ivedilikle aşılması ve daha fazla gecikmeden kapsamlı bir siyasi anlaşma hedefiyle masaya dönülmesi hususunda ortak bir kararlılığa tanık olmuştur. Bu doğrultuda, Sayın Lute’un üzerinde çalıştığı referans şartlarında bir mutabakata varmak Liderlerin önceliği olacaktır. Mevcut pozisyonumuz, hedef nokta, süre ve yol haritası kıstaslarından oluşan ve tüm tarafların üzerinde mutabık kalması gereken bu referans şartları, BM Genel Kurul Toplantısı sonrasında Liderlerin Genel Sekreter Sayın Guterres’le birlikte 3’lü bir toplantı yapmasının önünü açacaktır. Bu toplantı sürecin geleceğini şekillendirecek ve bu kapsamda gayri resmi 5’li konferansın olasılığı belirlenecektir.
Önemli sonuçlar
Müzakerelerin devam edebilmesi için BM parametrelerine, 11 Şubat 2014 tarihli ortak metne, Crans-Montana itibarıyla yürütülen müzakerelerde varılan yakınlaşmalara ve Guterres Çerçevesine bağlı kalınması referans şartlarının sonuçlanması için gerekli olan temel unsurlardır. Bu doğrultuda, Sayın Anastasiades’in çözüm modeline dair iki bölgeli ve iki kesimli federasyon üzerinde uzlaşı olduğunu belirtmesi; ayrıca Sayın Akıncı’nın yetki dağılımında kurucu devletlerin güçlendirileceği desentralize federasyon önerisine açık olduğunu belirtmesi, görüşmeden çıkan önemli ve memnuniyet verici sonuçlardır. BM Genel Sekreteri’nin özel temsilcisi Sayın Lute’un takriben üç hafta sonra Ada’ya yapacağı ziyaret esnasında netleşmesi gereken, BM raporlarında da belirtildiği üzere bundan sonraki sürecin, kapsamlı siyasi anlaşmanın aciliyetini dikkate alması, makul bir süre içerisinde ve sonuç odaklı olacak bir müzakere yöntemi ile yürütülmesidir. Bunun olabilmesi için siyasi eşitlik ve güvenlik başlıklarında baki olan farklılıkların giderilmesi belirleyici olacaktır. Gerek Ada’da gerekse bölgede gittikçe artmakta olan gerginliğe son verecek kapsamlı bir siyasi anlaşmaya varmak her iki toplum için acil ve zaruridir. Bu bilinç, her iki toplumda kendini göstermektedir.
Zorluklar
Kıbrıs sularında devam eden hidrokarbon sondaj faaliyetlerinin, Ada’nın ve doğal kaynakların ortak sahipleri olan her iki toplumun müdahil olacağı bir oluşum tarafından yönetilmesi, Liderleri bekleyen zorluklar arasında üst sıralardaki yerini korumaktadır. Bu amaç doğrultusunda, Sayın Akıncı’nın sunduğu 13 Temmuz 2019 tarihli öneri reddedildiğine göre, ayni amaca hizmet edecek bir alternatif öneri sunmak Sayın Anastasiades’in sorumluluğudur. “Münhasır Ekonomik Bölge egemen devletin yetkisindedir” açıklamasıyla, Sayın Anastasiades Kıbrıs sorununun özünü göz ardı etmektedir. Bu zorluğun aşılması Rum liderin sağduyulu ve barışcıl bir yaklaşımıyla mümkün olabileceği gibi, sürecin geleceğini belirleyecek unsurlar arasında olacağı da kesindir.
5 Öneri
Bu süreçte, siyasi müzakerelerin yanısıra güven artırıcı önlemlerin rolü de yadsınamaz bir öneme sahip olmuştur. Bugüne kadar yürürlüğe giren GAÖler, toplum fertlerinin günlük yaşamlarını kolaylaştırmış, sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkilerin arttırılmasını mümkün kılmıştır. Sayın Akıncı’nın önerdiği 5 önlem de, bu olumlu etkileri artıracak niteliktedir. Önerilen önlemler aşağıda sıralanmıştır :
1) AB Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında olmasına rağmen, bugün itibarıyla engellenen ticari araçlarımızın Güney’e geçişi;
2) Araç sigorta poliçelerinde yaşanan zorluklar ve çifte prim sorununa çözüm getirecek şirketler arasında işbirliği;
3) Crans-Montana sonrasında çalışmaları durdurulan AB Ad-Hoc Komite’nin çalışmalarına devam etmesi;
4) Ortak spor komitesi kurulması;
5) Larnaka Havaalanına gelen ve Kuzey’de konaklayacak olan turistlerin karşılaştığı engellemelere son verilmesi.
Tanık olduğumuz diğer süreçler gibi, Kıbrıs çözüm sürecinin de ne kadar çok boyutlu, zor ve uzun soluklu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden, sorumluluk sadece Liderlere bırakılmamalı, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin de yeniden proaktif olmaları şarttır...