“Faşist saldırılara asla boyun eğmeyeceğiz”
Bazı siyasi partiler, sendikalar ve örgütler, AKP Mağusa Gençlik Örgütü’nün yaptığı şikayet sonrasında aralarında Abdullah Korkmazhan’ın da bulunduğu 4 ‘Sol Hareket’ üyesi hakkında dava okunmasına yönelik TC Elçiliği önünde ortak açıklama yaptı.
Bazı siyasi partiler, sendikalar ve örgütler, "AKP Mağusa Gençlik Örgütü"nün yaptığı şikayet sonrasında aralarında Abdullah Korkmazhan’ın da bulunduğu 4 ‘Sol Hareket’ üyesi hakkında dava okunmasına yönelik TC Elçiliği önünde ortak açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada Türkiye’deki iktidarın Kıbrıslı Türklerin can, mal güvenlikleri ve ifade özgürlüğü olmak üzere en temel insan haklarını tehdit eder noktaya geldiği vurgulandı, faşist baskılara asla boyun eğilmeyeceği belirtildi.
Eylemde, çok sayıda polis olması da dikkat çekti.
Yapılan ortak basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal nizamını ve toprak bütünlüğünü koruma sorumluluğu verilen garantör ülke Türkiye’yi yöneten Erdoğan – AKP faşizmi, Kıbrıslı Türklerin güvenliğini tehdit eden baskıcı uygulamalarını her geçen gün artırmaktadır.
Türkiye’de yazarları, gazetecileri, siyasetçileri, aydınları kısacası Türkiye’nin aydınlık yüzünü uyduruk gerekçelerle hapislere atan, mahkemelerde süründüren bu zihniyet, şimdi de Kıbrıslı Türkleri hedef seçmiştir. AKP’nin Kıbrıs’ın kuzeyinde kurduğu illegal yapılanmanın organize ettiği provokasyon nedeni ile Sol Hareket üyesi yurtsever arkadaşlarımızın polis tarafından haksız yere göz altına alınması, Türkiye Genel Kurmayı’ına bağlı polisin gerici dikta zihniyetin emrinde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
22 Ocak 2018’de Afrika Gazetesi’ne polisin gözetiminde linç girişiminde bulunulması, ardından UBP Milletvekillerinin saldırganlarla fotoğraf çektirmesi, TC Elçiliği’nin saldırganlara kol kanat germesi ve saldırıya katılan dokuz saldırganın isimleri bilinmesine rağmen, hala daha polis tarafından yargı önüne çıkarılmaması nasıl bir antidemokratik yapı ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. TC Elçiliği’nin birçok vakıf, dernek, sendika, örgüt, parti kuruluşuna, hükümet oluşumuna destek vermesi; Kıbrıslı Türklerin iradesine sürekli müdahale etmesi, her icraatı ve kendince politika oluşturma çabaları, bu saldırıların gerçek sorumlularını net olarak ortaya koymuştur.
Uluslararası her platformda Kıbrıslı Türklerin haklarını savunduğunu söyleyip, görüşme masasında güvenlik ve garantilerden bahseden Türkiye’deki iktidar, Kıbrıslı Türklerin can, mal güvenlikleri ile başta ifade özgürlüğü olmak üzere en temel insan haklarını tehdit eder noktaya gelmiştir. Bu çerçevede garantör olduğunu söyleyerek Kıbrıs Türk toplumu için en büyük tehdit unsuru olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin, azmettiricisi olduğu saldırıları protesto eder, faşist baskılara asla boyun eğmeyeceğimizi vurgularız.”
FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS