"Size ne kadar geldi" sorusu elektrik çarpmış bir etkiyle toplumun dilinden düşmüyor.
O dil öylesine sivriliyor ki hükümete zehir kusuyor.
Kimileri de “geldi” yerine argo bir sözcük kullanıyor.
İnsanlar çileden çıktı!
Çıldırdı.

***

Fatura değil bedel ödüyoruz bedel (!)
Hem de ne bedel…

Türk Lirası kullanmanın bedeli bu!
Tam da “ıskarta” denecek bu düzeni, bu yalan ve eğreti yapıyı inatla terk etmemenin bedeli…
Statükoyu parlatmanın bedeli...

Dünyaya doğru yürümez, sığıntılığı reddetmez, kabuğumuzu kırmaz ve hepimize çizilen sınırlardan çıkmazsak eğer çok daha beter olacağız.

Uyumlaşmanın, razı olmanın, kabullenmenin, uluslararası toplumun dışında kalmanın, yatırım ya da maliyet hesaplarından uzak ve keyfi yaşamanın, çapsız insanları seçmenin, hesapsızlığın ve yaygaranın, sömürgeye başkaldırmadan bencilce yürümenin bedelini ödüyoruz.

Kişisel çıkar, menfaat ve hırslar toplumsal faydanın önüne geçince böyle oluyor işte…
Sırtını sıvadığın pespayelik, yakıcı bir bedel olarak karşına çıkıyor.
Yeniliyorsun o zaman…
Yitiyorsun…

***

Size geldi mi?

Ah gerçekten bir gelse, gerçekten bir gelse de ders verebilsek böylesine rezil, yozlaşmış ve yüzsüzleşmiş siyasi zihniyete!

İnsaf be insaf!
Ev tüketiminde dar gelirli yurttaşa destek var mı?
Yok!

Az tüketene de yok.

Esnafa, küçük işletmelere ve üretime teşvik var mı?
Yok!

Sanayiye?
Yok!

Özel sektör emekçisi ve esnaf tümüyle gözden çıkarıldı bu ülkede...
Güvencesiz insanlar itiliyor, ülkeyi terk etmeye zorlanıyor.
Umut katliamıdır yaşanan!

***

İllaki bu düzeni yıkacak, dünyaya katılacağız, başka çaresi yok.
“Ama ne yapalım biz istiyoruz onlar istemiyor” avunması da işe yaramayacak.
Öyle “ne varsa aynen kalsın da adı çözüm olsun” istiyorsak olmayacak.

Yalan ve talan aynen kalacaksa…
Talimatla sürecekse yaşam…
Bu tahakküm, bu hiyerarşi, bu güç dengesi bozulmayacaksa…
Pozisyonuna, haksızlığına, hukuksuzluğuna, sahteliğine sıkı sıkıya tutunacak ve hiç esnemeyeceksen…
Olmuyor canım kardeşim olmuyor!

İşte o zaman fatura değil bedel ödemeye başlıyorsun.
Hayatından eksiliyor, sevincinden, yaşam kalitenden ve geleceğinden…
Göğün daralıyor, göğsün daralıyor, gömülüyorsun yaşarken…