Federal devletlerde siyasi eşitlik tartışma konusu değildir...
Crans Montana’dan sonra Anastasiades siyasi eşitliğin göstergesi dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılım ilkelerinin devleti işleyebilir olmaktan çıkaracağını iddia ediyor.
Bu nedenle Anastasiades bakanlar kurulu ve devlet kurumlarında görev yapacak en az bir Kıbrıslı Türkün olumlu oyu olmadan karar alınamaması fikrinin devleti işletmeyeceği fikrini sürekli tekrarlıyor.
Ama bakanlar kurulu ve bütün kurumlarda kararların salt çoğunlukla alınmasının aslında nüfusu az olan toplumu yok saymak olacağını hiç ama hiç gündeme getirmiyor.
Bu konuda Kıbrıs Türk tarafından da çok fazla ses çıkmıyor. Bunun nedeni Crans Montana’dan sonra ve özellikle bugünlerde Türkiye ve KKTC’deki hükümet çevrelerinin Kıbrıs sorununun çözümünü artık bir federal çözümde görmeyerek, iki devletli çözüm, ya da konfederasyon taleplerini yüksek sesle seslendirmeleridir.
İki devletli çözüm ya da konfederasyonu kiminle yapacağız?
Bence asıl cevaplanması gereken soru budur.
Böyle bir çözümü Türkiye ile KKTC yapacaksa herhangi bir sorun yok.
Ama Kıbrıslı Türklerle Rumlar yapacaksa iki tarafın da buna ikna olması, bu çözümü hazmetmesi, bu çözümü içine sindirmesi gerekir.
Federal çözümü ve bu çözümde olmazsa olmaz olan siyasi eşitliği bile içine sindirmekte zorlanan Rum tarafını iki devletli çözüme nasıl ikna edeceksiniz?
O nedenle biz BM zemininden hiç ama hiç ayrılmamalıyız. Bugün hala BM zemini dediğimiz çözüm zemini yalnızca federal çözümdür.
Bunu BM Genel Sekreteri Guterres Güvenlik Konseyi’ne sunduğu en son raporunda teyit etti. Bu konuda hiçbir tartışma yoktur. Bu nedenle Anastasiades New York ziyareti boyunca bu zeminden ayrılmamaya özellikle dikkat etmiştir.
Crans Montana zirvesinin sonuçsuz kalmasının esas sorumlusu olan Anastasiades siyasi eşitliği ortadan kaldırmak için son iki yıldır tekrarladığı “işleyebilir devlet” tezini New York’ta seslendirmedi.
Aksine BM zeminine bağlılığını “Guterres Çerçevesi” temelinde müzakerelere Crans Montana’da kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. Üstelik daha birkaç ay önce “Guterres çervesi için 30 Haziran’da değil, 4 Temmuz’da sunulan” tartışması başlatan kendisi değilmiş gibi özellikle “30 Haziran tarihli Guterres çerçevesi” diyerek herkesi şaşırttı.
Ben Anastasiades’in söylemlerine fazla kulak asılmaması, ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyorum.
Anastasiades 27 Eylül’de 73 üncü yaşını kutlamış. Başkanlık sarayındaki çalışma arkadaşları pasta üzerine koydukları üzerinde 7 ve 3 yazan mumları yerini değiştirerek Anastasiades’e jest yapmışlar. Anastasiades de konuşmasında “dedesinin 108 yaşında öldüğünü, kendisinin de bu genleri taşıdığını bu nedenle hedefinin aynı olduğunu” söylemiş.
Kendisine hayırlı yaşlar ve sağlıklı uzun ömürler dilerim. Umarım yaşamının sonuna kadar başkanlık koltuğunda oturmayı düşünmez. Çünkü Crans Montana öncesinde çözüm yanlısı görünen Anastasiades, bu tarihten sonra çözüm değil, mevcut statükonun devamından yana olmuştur.
Siyasi eşitlikle ilgili BM zemini nedir?
1. Siyasi eşitlik tüm federal devlet organ ve kurumlarında sayısal eşitlik anlamına gelmez.
2. Siyasi eşitlik, kurulacak federal devletin anayasasının ancak iki toplumun da onayıyla kabul edilmesini ve değiştirilmesini gerekli kılar.
3. Siyasi eşitlik, iki toplumun da federal devletin tüm organlarına ve kararlarına etkili katılımını gerekli kılar.
4. Siyasi eşitlik, federal devletin iki toplumdan herhangi birinin çıkarlarına aykırı kararlar alamamasının güvence altına alınmasını gerekli kılar.
5. Siyasi eşitlik iki federe devletin eşitliğini ve eşit işlev ve yetkilere sahip olmasını gerekli kılar.
Şimdi anladınız mı neden BM zemininden ayrılmamamız gerektiğini. Çünkü bu zemine asıl ihtiyacı olan biziz. Biz bu zemini terk eder ve başka şeyler konuşmaya başlarsak Anastasiades Haksızken, haklı duruma geçecek.