1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Federalistlerin Oy Hedef Kitlesi ve Stratejik Odağı…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Federalistlerin Oy Hedef Kitlesi ve Stratejik Odağı…

A+A-

Kıbrıs sorununda BM ölçütlerinde çözümü savunan sol siyasi partilerin ve TC ölçütleri ile çözümsüzlüğü, yani mevcut statükoyu savunan sağ siyasi partilerin Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimlerinin ilk turu öncesinde toplam oy potansiyeli birbirine yakındır. Adaylara ve genel siyasi iklim ve duruma bakarak karar veren de yüzde on beş – yirmi arası bir seçmen kitlesi vardır; seçimin kaderini de bu kitle belirliyor.

Bu seçimde BM ölçütlerini savunan iki sol aday var, TC ölçütleri için ise en az üç sağ aday, dördüncüsünün de olma olasılığı yüksek… Dolayısıyla, ikinci tura bir sol adayın kalması kesin, iki sol adayın kalması da sürpriz olmayacak ama eğer sol partiler birbiri ile didişmezse… Şu andaki manzara, didişme eğiliminde, tarafların taraftarları sosyal medyada birbirine, tabir caizse, verip veriştiriyor. Adaylar daha temkinli ama “Akıllı lafını deliye söyletir” diye de bir tabir var… Kaynağı ne isterse olsun, sol adaylar birbirinden oy tırpanlamak için boşuna gayret ediyor çünkü kayda değer bir tırpanlama ve oy oranını değiştirme olamayacak… Esas değişikliği ortadaki yüzer-gezer oylardan devşirdikleri oranla yaratabilecekler.       

2004 referandumunun ‘Evet’ oyu ile 2015 CB seçiminin ikinci turunda Akıncı’nın aldığı oy oranları birbirine yakın ve yüzde altmışın üstünde… Bu oranı yaratan da geleneksel sol oyların dışında, Kıbrıs’ta çözümü ve barışmayı destekleyen merkez ve merkez sağ duruşta olan seçmenlerdir. Nisan 2020 seçimlerine giderken bu kitleye sol adaylar umut verebiliyorsa, duruşları, tavırları, devlet adamı profilleri, siyasi birikimleri ve dürüstlükleri ile güven verebiliyorsa ikinci tura iki sol adayın kalma olasılığı yüksektir. Ancak, seçimin birinci aşamasında birbirleri ile didişirlerse, bu kitlenin tavrının “Yesinler birbirlerini de ikinci turda düşünürüz” olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla, adaylar ve taraftarlarının birbirleri ile nafile yere uğraşacağına ortadaki seçmeni 2004 ve 2015 duruşunda tutmaya çalışması daha sağlıklı olacak.

Ne yapılmalı? Adayların kampanyalarının ana ekseni elbette ki Kıbrıs sorununun çözümü olacak ve bunu gerçekleştirmeye dair siyasetleri ve stratejileri bu seçmen kitlesi tarafından irdelenecek. Seçimlerde partizan olmayan seçmenlerin dünyada genel-geçer bir tavrı var: “Daha önce yaptığın tüm iyi işler için teşekkürler; onları kullandık, tükettik. Şimdi artık ilerisi için ne yapacağını söyle”. Ve Kuzey Kıbrıs özelinde, CB seçilmek için ortadaki seçmenin beklentisi Rum lidere ve Türkiye’ye rağmen, BM Genel Sekreteri (BMGS) ile birlikte çözüm sürecini nasıl çalıştırıp, sonuca taşıyacağına dair projeleridir. Bu noktada, liderlerle Berlin Yemeği’nden sonra BMGS’nin yaptığı ve çözümün temel ilkeleri ile sürecin yol haritasını vurguladığı açıklama devreye girer; BMGS’nin bu adımını atması, başarması, tarafları masaya oturtması için neyin nasıl yapılacağı bu projelerin esasını teşkil edecek. Özellikle ortadaki seçmenin dikkati bu hususta olacaktır. Eğer iki sol aday birbirleri ile didişerek enerji kaybetmez, dikkat dağıtmaz ve bu yöndeki projelerini seçmenle en açık ve ikna edici biçimde anlatırsa ve onları çözümün mümkün olduğuna ikna edebilirse, ikisinin de birlikte ikinci tura geçme olasılığı doğar. Bunu başarmanın anlamı da TC ölçütlerinin Kıbrıslı Türk çoğunluğunda destek görmediği sonucudur; böylece BM de daha cesur bir tavırla ve Kıbrıslı Rum lider de çözüm şeklinde kafa karıştıracak zeminden yoksun bir sonuçla Berlin Yemeği sonrası BMGS’nin yaptığı açıklamanın gereğini yerine getirebilecektir.

Sol adaylar ve taraftarlarının hedefi ve stratejisi hangisinin ikinci tura geçeceği bağlamında değil, ikisinin de geçebilmesinde olmalıdır. Odaklarında, TC çözüm ölçütlerinin artık konuşulmasına zemin bırakmayacak olan bu sonucu yaratmak olmalıdır. İkinci turda kozlarını paylaşsınlar ama birinci turda paylaşılacak olan koz BM ve TC ölçütleri üzerinedir. Sol adaylar bu hususun önemini içselleştirirlerse, taraftarlarına da içselleştirmeleri daha kolay olur; eğer adayların gayreti kendinin ikinci tura geçmesini garantilemek yönünde olacaksa, sol içi rekabet keskin olacak. Ondan sonra seçimin ikinci turunun galibi bir sol aday olsa bile, bilinmelidir ki ikinci turda bir sağ adayın yarışmış olması TC çözüm ölçütlerini hala daha hayatta tutacak ve Rum lider ile Türkiye’nin mevcut statükoyu sürdürebilmesi de mümkün olacaktır. Yani, Kıbrıs’ta çözümü ve barışı ve barışmayı isteyen tüm sol ve ilerici güçler kendi kılıcı üstüne düşecek.

Bu yazı toplam 2260 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar