1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Felsefe denilince -2-
Felsefe denilince -2-

Felsefe denilince -2-

Felsefe, çok farklı anlamlarda kullanılabilen; kimi zaman pozitif kimi zaman negatif anlamların yüklendiği, anlaşılması ve anlatılması zor bir terimdir. Çağımızda ise felsefe teriminin anlamından çok işlevlerinin ne olduğu tartışılmaktadır.

A+A-

ozlem-onar-001.jpg

(Felsefe Öğretmeni)

 

Her insanın  bir yaşam felsefesi vardır.

Yaşam felsefesi olduğunu iddia eden her birey filozof da olduğunu iddia edebilir mi? Yaşam felsefesi ile kast edilen nedir? Felsefi bakış açısı terimi ile felsefe terimi birbirine özdeş midir? Felsefi bakış açısına sahip olmakla felsefe yapmak arasında bağ var mıdır? Kendisine özgü bir hayat görüşü olmayan bir insanın, toplum tarafından filozof olarak algılanma ihtimali sizce ne kadardır?

Yaşam felsefesi ile aslında bireyin kişiliği, içerisinde yer aldığı toplumun sahip olduğu coğrafi koşulları ve kültür unsurları (değerler, inançlar, gelenekler, normlar, dil, siyasi koşullar, tarihsel koşullar, sanata bakış, bilim yapma anlayışları, düşünme biçimleri…)  dahilinde yaşam serüveninde oluşan gerek bilinçli gerekse bilinç dışı beklentileri, ilkeleri, yaşam tarzı, algıma şekli, tutum veya tavırları v.b. kast edilmektedir. Görüldüğü gibi felsefi bakış açısı ile felsefe yapma eylemi eş anlamlı değildir. Genel olarak ifade etmek gerekirse, yaşam felsefesi ile kast ettiğimiz; dünyaya nasıl baktığımızdır, bir anlamda… Fakat bir noktaya da dikkatinizi çekmek isterim ki, özgün bir yaşam görüşünden yoksun bir bireyden felsefe yapması beklenemez. Yaşama karşı nasıl bir tavır sergileyeceğimize karar verebilmemiz de kendi içsel yolculuğumuza çıkmış olmamızı, gerektirir. Ancak tarihsel süreç içerisinde ortaya koyduğu, yaşamın bütünselliğine dair özgün düşüncelerinin, toplumlar tarafından dikkate alınması, bireyi filozof yapabilir.

Karl Jaspers’ın ifadesiyle “ Felsefi meselelerde herkes, kendini hüküm vermeye muktedir görür. İlimlerde, öğrenme, tahsil ve metod anlamanın şartı olarak kabul edildiği halde, felsefeye gelince, zaten işin içinde bulunulduğu, konuşmaya katılınabileceği iddiası yükselir. İnsan oluşumuz, kendi kaderimiz ve kendi hayat tecrübemiz yeterli şart olarak kabul edilir. Felsefenin herkese açık olması talebi kabul edilmelidir. Ama felsefe adamlarının takip ettikleri en karışık felsefe yolları, ancak varlığın ve bizzat kendilerinin nasıl aydınlığa erişeceklerini tayin edecek olan insan olma ırmağına döküldüklerinde manalıdırlar.”(3)

        Size bilge olmanın temel koşulunun ne olduğunu, bir anekdot ile dile getirmek, isterim. Epiktetos’a sorarlar: “Filozof olmak üzere çalışan bir kişinin ilk işi nedir?” Epiktetos, “Kendini beğenmişlik ve bencillikten kurtulmak.” diye cevap verir. “Çünkü bir şey öğrenmeye başlayan birinin, ona öğretilecek şeyleri daha önceden bildiğini iddia etmesi mümkün değildir.” der. (4)

 

 Doğu felsefeleri, Batı felsefeleri, Hint felsefesi, Çin felsefesi, Fransız felsefesi, Amerikan felsefesi, Roma felsefesi v.b. felsefe terimini yeterince temsil edebilir mi? Felsefenin evrensel; zamansız ve mekansız bir tanımı mümkün mü?

        

Bir şeyin ne olduğunun ya da ne olmadığının sınırlarını belirlersek, o şeyi tam olarak tanımlamış oluruz. Felsefe teriminin böyle bir durumu söz konusu değildir. Felsefe teriminin anlamı ve ona yüklenen işlevleri çağlara, toplumlara, kültüre, hatta filozofların kişiliğine, inançlarına v.b. göre sürekli şekil alır ve devinir. Örneğin, Hint felsefesi dediğimizde Hint kültürüne, inançlarına ve yaşam tarzlarına uygun felsefi görüşleri anlarız. Felsefenin kendisinin, ne olduğu yine felsefenin problemi olarak, uğraş alanına girmektedir. Felsefenin kimliği ya da özü tanımlanamaz, sınırlı bir doktrin haline dönüştürülemez. Felsefe bu yüzden felsefedir.

        

 Etimolojide felsefe deyimi, sevgi anlamına gelen Yunanca philia deyimiyle bilgi anlamına gelen Yunanca sophia deyiminden meydana gelmiştir ve bilgi sevgisi demektir. (5)

Akademik anlamda felsefe terimini, analiz ederek ve derin düşünerek anlamlandırmaya çalışalım. Bilgi sevgisinde işaret edilen bilgi, neyin bilgisi olabilir? Bunun cevabını philosophia deyiminin kullanılmaya başlandığı Antik Yunan Uygarlığında bulabiliriz. Bilgi çok genel bir anlam taşımaktadır. Burada kast edilen, bilgeliktir. Antik Yunan felsefesine göre, bilgelik sadece teorik bilgilere sahip olmak, demek değildir. Bilge kişi, kişisel bütünlüğü olan yani herhangi bir çıkar gözetmeksizin sahip olduğu bilgilere, değerlere, düşüncelere ve inançlara bağlı kalarak yaşamını düzenleyen kişidir. Filozof ise böylesine bir bilgeliği veya hikmeti arayan, özleyen ve seven kişidir. Antik Yunan kültüründe bir filozof, hikmet sahibi olduğu iddiasını taşımamıştır. Bilakis insan olduğundan dolayı eksik bir varlık olduğunun farkındadır. Sokrates’in meşhur iki sözü vardır. “Kendini tanı.” “Tek bildiğim hiçbirşey bilmediğimdir.”  O halde filozofun diğer insanlardan farkı nedir? Bilgiye olan aşkı ve asla elde ettiği bilgilerle yetinmiyerek yaşam serüvenine devam etmesidir, diyebiliriz.

 

Sonuç         

Felsefe, çok farklı anlamlarda kullanılabilen; kimi zaman pozitif kimi zaman negatif anlamların yüklendiği, anlaşılması ve anlatılması zor bir terimdir. Çağımızda ise felsefe teriminin anlamından çok işlevlerinin ne olduğu tartışılmaktadır. Yine de felsefenin genel-geçer bir tanımı yapılamasa da, tüm filozofların ortak yanları; araştırmak, sorgulamak, merak etmek, dogmaları eleştirmek, apaçık kesin bilgiyi sevgiyle, çoşkuyla aramaktan vaz geçmemektir.


KAYNAKÇA

3) (Karl Jaspers, Felsefeye Giriş, İstanbul, Dergah Yayınları, 1981, s.28)

4) ( Cevdet Kılıç, Felsefe Diyarından Hikmet Yurduna Bilgelik Hikayeleri, İstanbul, İnsan Yayınları, 2008, s.72-73)

5) ( Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü, İstanbul, Remzi Kitabevi Yayınları, 1982, s.112)

Bu haber toplam 6208 defa okunmuştur
Etiketler : ,
Adres Kıbrıs 407 Sayısı

Adres Kıbrıs 407 Sayısı

İlgili Haberler