Feminist Atölye
[email protected]

Bir 25 Kasım BM Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü daha geldi çattı. Ve bizler her yıl olduğu gibi bu yıl da ülkemizde ve dünyada kadına yönelik şiddetin ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıkların son bulması için yollara döküleceğiz.

Bizler, yıllardır kadına yönelik şiddetin temelinde bulunan eril tahakkümü ortadan kaldırmak, şiddete maruz kalan bireylerin ekonomik, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarının giderilmesi için gereken yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılmasını sağlamak, eğitim, siyaset, çalışma yaşamı ve ev içi başta olmak üzere her alanda eşitlik sağlayıcı politikaları geliştirmek için çaba gösteriyoruz. Bu çabaların sonucunda, geçmişte bir tabu gibi görülen ve tartışma dışı bırakılmış kadına yönelik şiddetin ülkemizde ne kadar yaygın olduğu ortaya çıkmaya başladı. Ancak şiddeti durdurmak için ihtiyaç duyulan siyasi ve ekonomik icraatların hala yapılmıyor oluşu, sorunların ortaya çıkmasının çözüm üretmek için yeterli olmadığını da gösteriyor. Son 10 yıldır gelen her hükümetin “açılacak” dediği Sığınma Evi’nin hala açılmamış olması başta olmak üzere, geçtiğimiz yıl meclisten geçen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin yürürlüğe koyulmayışı, Polis ve Hastane’de kurulması öngörülen Şiddete Müdahale Birimlerinin açılmayışı ve Şiddeti Önleme Danışma Merkezlerinin aktif hale getirilmeyişi kadına yönelik şiddeti önleme konusundaki siyasi irade noksanlığının en açık göstergeleridir.
FEMA aktivistleri olarak bizler, nutuk dinlemek değil, icraat görmek istediğimizi bir kez daha yinelerken, 25 Kasım günü saat 18.00’de bileşeni olduğumuz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu ile birlikte sokaktaydık.  Meşalelerimiz, pankartlarımız ve sloganlarımız ile Gece Yürüyüşü gerçekleştirdik. Gece yürüyüşünün ardından ise, Grup Baria ve Mesarya Kadın Korosu’nun müzikleri eşliğinde söylemlerimizi daha da güçlendirdik.