"Bir gailemiz var" diyerek yola koyuluşumuzun ardından 10 yıl geçti...

Emekten, umuttan, mücadeleden ve dirayetten yapılmış patikalarda yürüdüğümüz bu 10 yılda, gaile dergisi bizim evimiz oldu, biz gaile'nin inatçı müdavimleri…

Yıllarca bıkmadan usanmadan hazırladığımız haftalık sayfalarımız yetmezmiş gibi, 8 Mart her kapıya dayandığında, "bir de özel sayı çıkarmak istiyoruz" diyerek işe koyulageldik hep birlikte. Ne iyi etmişiz ki, eşitlik mücadelesine gönül vermişlerin, kadınların, lgbti bireylerin ve kimlikler ötesi bir dilden söz kurmaya çalışanların, sözünü sözümüze ulamışız ve ülkemizde verilen feminist mücadelenin yazılı tarihine bir ilmek de biz eklemişiz.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir "8 Mart Özel Sayısının" editöryal sorumluluğunu alarak sizlerle birlikteyiz. Tabi ki, yine sözünü evrensel ile yerel arasında kuran, dünyadan ülkemize etnisite, ötesi bir perspektif ile toplumsal cinsiyet meselelerini ele almaya çalışan dopdolu bir sayı var elinizde…

Sadece dünyada değil, ülkemizde de giderek yükselen popülist politikaların kadın hakları ve cinsiyet eşitliği meseleleri ile nasıl ilişkilendiğinden tutun da, sürekli kutsanan "annelik" pratikleri içerisinde emzirme denilen deneyimin kadın bedeni ve hayatında nereye tekabül ettiğine…

Ülkemizde yaşanan etnik şiddetin görünmez kıldığı seks işçisi Cemaliye'nin hikâyesinden, savaş ve zulümden kaçarken yolu ülkemize düşen mülteci kadınların hikâyelerine…

 Kadın bedeni hakkında kadınlar dışında herkesin kendinde konuşma hakkı gördüğü kürtaj meselesinin insan hakları ve hukuk temelinde tartışılmasından, türcülüğe ve patriarkiye karşı bir duruş koyan vegan feminizme…

Sadece "Kadın" olmanın ne manaya geldiğinden, Kıbrıs'ta Alevi-Kürt göçmen bir kadın olmanın ne manaya geldiğine kadar hem bir birine "kadınlık deneyimi" ile bütünlenen, hem de kendi özgül ağırlığıyla yüreğimize yerleşen birbirinden düşündürücü yazılar ile buluşuyoruz sizlerle…

Biliyoruz, içinden geçtiğimiz zamanlarda bir Gülten Akın şiirinde sendeleyip düşmek de işten değil hani, çünkü "kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya"…Ama yine de devam edeceğiz hayattan, adaletten, özgürlükten ve demokrasiden yana olanı anlatmaya…

Çünkü biliyoruz ki, "Bir gün birileri öte geçelerden ıslık çalar, yanıt veririz"

( Editörler: Doğuş Derya & Koral Özkoraltay)