Fener'e suikast 'darbe' girişimi
Türkiye'de cumartesi akşamı Fenerbahçe kafilesine yönelik silahlı saldırının salt futbol fanatizmi ile açıklanması fazlaca iyi niyetli ve hafif kalır.
Hiç lafı gevelemeye gerek yok. Bu kelimenin tam anlamıyla bir 'darbe' girişimidir.
Siyasi bir darbe!..
Eğer ağır yaralanıp kontrolü yitiren şoför mahalline gelen güvenlik müdürü 120 km hızla yol alan otobüsü durdurmayı başaramasaydı, muhtemelen çok sayıda Fenerbahçeli oyuncu ve yönetici hayatını kaybedecekti.
Türkiye'nin en geniş taraftar kitlesine sahip olduğu gibi dünya çapında da milyonlarca destekçisi olan bir kulübün yaşayacağı böylesi bir facianın sonucunda Türkiye bambaşka bir atmosfere girecekti.
Elbette facianın önlenmiş olmasıyla, planlananın bir kısmı gerçekleşemedi, ama Türkiye cumartesi gecesinden itibaren yeni bir dönemece girdi.
Artık her an her şey olabilir.
***
Türkiye'de giderek diktatörleşen, kendi partisinin yönettiği hükümetle çatışan, demokrasi kırıntılarını da ortadan kaldırmaya niyetlenen bir Cumhurbaşkanı var.
Demokrasinin kurumsallaşamadığı, kuralların yerleşemediği, Türkçülük ile Osmanlıcılık arasına sıkıştırılmış, gittikçe Sünni İslami bir devlet görüntüsüne bürünen, yurttaşını yaftalayıp ötekileştirmekten bir türlü kurtulamıyor Türkiye...
Geçen hafta sonu tam da bunları anlatmıştı Ermeni yazar Hayko Bağdat...
"Türkiye şimdi böyle olmadı" demişti, "Türkiye hep böyleydi zaten..."
Bugün AKP...
Dün derin devlet...
İpleri kim ele geçiriyorsa, 'ötekiler'i dışlıyor, yaşam şansı vermiyordu.
Hiç iktidara gelmeyenlerin her koşulda 'öteki' olmaktan başka seçeneği kalmıyordu haliyle...
Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Süryaniler...
Onlar her daim 'öteki'ydi!
***
Böyle bir ülkede yürekler kinle, öfkeyle dolup boşalıyor, şiddet eğilimi kolaylıkla eyleme dönüşebiliyor, sürekli kan dökülüyor.
Töre cinayetleri, arkadaş cinayetleri, düğün cinayetleri, komşu cinayetleri, cinsiyet cinayetleri, namus cinayetleri ve niceleri olağanlaşmış sayılıyor.
Böyle bir ortamda mafyanın da, darbecilerin de, derin güçlerin de işi kolaydır. Zira cinayet işlemeye meyilli insan bulmak işen bile değildir!
Hayko Bağdat "Her sokakta, her apartmanda Ogün Samastlar var" diye özetlemişti bu dehşet tablosunu...
Hrant'ı vurmak isteyebilecek tek kişi Ogün Samast değildi. Binlercesini bulabilirdi Hrant'ı katletmek isteyenler...
Nitekim buluyorlar da...
***
Fenerbahçe kafilesini topyekûn ortadan kaldırma teşebbüsü ciddi bir 'darbe' girişimidir.
Böylesine büyük bir saldırının niyeti basite indirgenemez.
Haziran seçimlerine hazırlanan Türkiye'de tam Öcalan'ın "silah bırakın" çağrısı yaptığı bir dönemde Erdoğan'ın Kürt açılımını askıya almaya dönük açıklamaları ve İstanbul'da şüpheli iki silahlı saldırı, sanki "HDP'nin barajı geçme olasılığı"nı ortadan kaldırma girişimiymiş gibi duruyor.
Terör algısının depreşmesiyle siyaseten sol ve Kürt hareketlerin yıpranacağı aşikârdır.
Fener kafilesine yönelik saldırının perde gerisinde böyle bir plan olabilir. Veya başka karanlık niyetler...
Eğer o otobüs viyadüğe uçsaydı, tarihin akışı değişecekti.
Hatta biraz değişti bile!..