Ferdiye Yurdakul: Her şey, kendimizi sevmekle başlıyor
İçimizdekiler / Ülviye Akın Uysal
(Türkçe öğretmeni, Yoga eğitmeni, Reiki hocası, Yaşam Koçu, Mandala eğitmeni.)
Kendimi tek sözcükle tanımlayacak olsam… “iyilik”.
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Bir gezgin olurdum. Zaman açısından esnek olabileceğim için belli aralıklarla; hatta bazen de birden karar verip hiç görmediğim yerlere gidip oradaki insanlara karışırdım. Oralarda yoga dersi vererek beni idare edecek kadar kazanç sağlardım.
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Yoga ve Mandala ikilisi. Haftanın iki günü yetişkinlere Yin Yoga dersi veriyorum. Haftada bir gün de çocuk yogası dersim var. Çeşitli yerlerde Mandala atölyeleri açıyorum. Mandala gibi çok önemli bir terapi yöntemini tanıtmaya çalışıyorum.
Kayıtsız kalmadığım şey… İnsanların doğaya ve doğanın içindeki canlılara bilerek ya da bilmeyerek verdiği zarar.
En büyük pişmanlığım… Aslında birçok şey var; fakat ben, pişman olmamayı çok küçük yaşlarda anladım. Çünkü, yaşam iyisiyle-kötüsüyle; hatasıyla yaşanıyor.
En büyük sevincim… Kendim. Neden mi? Her şey, kendimizi sevmekle başlıyor. Her gün, kendime sarılıp da iyi ki varım, bu yaşamda benim de bir yerim var ve bu yeri doldurmak, boş bırakmamak, öyle ya da böyle insanlığa faydalı olmak için buradayım demek, çok güzel bence.
Hayatımın dönüm noktası… Dört sene önce geçirmiş olduğum trafik kazasıydı. Bunu her anımsadığımda, bir başka hissediyorum kendimi. Başkasına göre travma; bana göreyse kurtuluştu.
Beni en çok etkileyen yazar… Shirley Maclaine’dir. Ankara’ya okumaya gittiğimde on yedi yaşındaydım. Onun kitapları, yaşamımın düşünce tarzını değiştirdi. Keyifli, ruhsal, çözümleyici, yaşamın ötesinden kitaplardı bunlar. Onunla başlayıp halen devam ettiğim bir yolun tam ortasındayım.
Başucumdaki kitap… Aslında, tüm kitaplarım benim için ayrı değerli. Fakat, Osho’nun “Tehlikeli Yaşamak” adlı kitabına hep bir başka türlü bakıyorum. Kitaplığımdaki capcanlı duran, sözcüklerin içinde dans ettiği ve ruha iyi gelen bir kitap.
En keyif aldığım müzik… Snatam Kaur’un “Guru Ram Das” adındaki parçasıdır.
En son izlediğim film… “Dr. Strange”.
Kendim için son aldığım şey… Bir TV programında giymek için bir gömlek.
Dolabımdaki en gereksiz şey… Birden fazla olan kot ceketlerim. Aslında, fazla giyeceğe ihtiyacımız yok. Zaman zaman, dolabımda temizlik yapıyorum.
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Parfüm. Kokular, bambaşka duygular uyandırıyor insanda. Bir damlası bile çok önemli.
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Fazla verici olmam. Sevgimi o kadar çok sunuyorum ki olması gereken denge bozuluyor ve yalnızlık başlıyor. Sanırım bu durum, sevgiye aç olmakla ilgili. Yavaş yavaş ders alıyorum yaşamdan. Bazı öğretiler, şamar gibi geliyor ve ansızın.
Kendimde beğendiğim özellik… Yılmamak. Bugüne kadar, yirmi bir yaşından beri, tek başıma mücadele ediyorum. Aklıma hep, Cervantes’in “Don Kişot” romanı geliyor. Yurt dışında ve buradaki yaşamımda her zaman cesaretli, mücadeleci oldum. Hangi konu karşıma çıkarsa çıksın, araştırıp sonuca ulaşıyorum. Fakat, yenilerde anladım ki buna hiç gerek yok. Osho’nun da dediği gibi “Otur ve bekle. Suyun bulanıklığı, geçecektir.”
Olmasa da olur… Maddeler… Evimizi, işimizi, arabamızı, üzerimizi kaplayan fazla eşyalar. Bize göre olan fazlalıkları, ihtiyacı olan kimselere vermeyi tercih ediyorum.
Olmazsa olmazım… Özgürlüğüm. Yaşamımın her alanında özgür olmayı seçtim.
En iyi yaptığım yemek… Fırında somon
Hayalimdeki dünya… Şu an yaşadığım olmadığı kesin. Çocukların daha güzel bir ortamda yetiştiği, insanların birbirini kırmadığı, iletişimin saygı çerçevesinde yaşandığı, doğadaki canlıların zarar görmediği bir dünyada olmak isterdim.
Aşk, benim için… Çok farklı. Yaşamı da ölümü de barındırır içinde. Ne olduğunu tam olarak anlayamayız. Çünkü, bilinmezden gelir. Birden esen ve birden de ortadan kaybolan bir rüzgar gibidir. Aşkın içindeyken onu kabullenmek, o anı doyasıya yaşamak en iyisi. Kalbinin dans ettiğini hissetmeli insan.
Onunla tanışmayı çok isterdim. Shirley Maclaine
Görmek istediğim yer… Hindistan. Bu sene oraya gidip her yıl orada düzenlenen yoga festivaline katılmayı, oradaki üstatlardan birtakım öğretiler almayı istiyorum.
Mutlaka yapmak istediğim… Afrika’dan iki tane çocuk edinip onları yaşamlarında yalnız bırakmamak. Onların eğitimini üstlenmek istiyorum.
Son olarak söylemek istediklerim… Hepimiz, güzel, yaşanası bir dünyayı hak ediyoruz. Bunu bilerek düşüncelerimizi, aslında niyetlerimizi iyi yönde yapalım! Olumlu düşünmek, doğayı, doğanın içindeki tüm canlıları sevmek, gerçekten koşulsuz, karşılıksız sevebilmeyi başarmak, her şeyi çözecek ve insanlığı yüceltecektir. Tabii, bunları yaparken de insanlık, sürekli kendini yetiştirecek eğitimleri de almalıdır. Kendini sürekli geliştirmelidir.