Fethullah’çıları Beklerken
TC başbakanı Binali bey, “Türkiye’de ne varsa KKTC’de de olacak” demişti ya, biz de Fethullah (Allah’ı fetheden demekmiş) yanlılarının ve buradaki imamlarının açıklanmasını, yakalanmasını bekliyoruz.
Tabii bu beklentimizin başka nedenleri de var. Darbe sorası bizim başbakan açıklama yapıp buradaki uzantıların da araştırıldığını açıklamıştı. Daha sonra TC Lefkoşa büyük elçisinin sözleri basına yansımış, KKTC’de FTEÖ’ye hizmet edenlerin yakalanacağı anlamında demeç vermişti.
Sonra ne olduysa oldu, başbakan da TC elçisi de verdikleri demecin arkasında durmadı. Bu nedenle, Türkiye’nin dört bir yanında yapılan tutuklamalar, soruşturmalar burada gerçekleşmedi. Belki de, adanın kuzeyinde iş kurup para kazananlar yanı sıra TR’den kaçıp burada saklanan FTEÖ’cüler de olabilir. KKTC bu işler için en “salim” yer zaten.
Ülkemizde bulunan Türk askeri birlikleri komutanlarının tümü sessiz sedasız istifa edip ülkelerine döndü. Bunun ne anlama geldiği hiç irdelenmedi. İlerde, istifaların “tesadüf” olmadığı açıklanır herhalde..
Bizim derdimiz bize yeterken, Kıbrıs sorununun çözümü, anlaşma umutları estirilirken, düzgün, namuslu iç yönetim beklenirken gündem değiştirildi! Zaten Kıbrıs’ın federasyon ile birleştirilmesine Türkiye’nin razı olmayacağı tahmin ediliyordu. Geçenlerde, Başbakan Yıldırım, “Garantiler asla tartışılmaz” diyerek tavırlarını açıkça ortaya koymuştur. Çüzüme gidecek yolların çoğu “çıkmaz sokak” durumunda…
* * * * * * * * *
Eskiler Devretsin, Yeniler Devralsın
Çözümün çok zor olduğu bilinse de iç yönetimin düzeltilmesi gerekiyor. Siyasi arenanın enerji ve vizyon eksikliği, iş bilmezliği, ellerindeki gücü kötüye kullanma alışkanlıkları insanları bezdiriyor. Devlet ve toplum yönetiminde “iyi” diyebileceğimiz hiçbir uygulama kalmadı. Bu kötünün kötüsü hale gelen yönetime muhalif grupların, kusura bakmasınlar, çoğunun “içi geçmiş”, ruhu kalmamış gibi görünüyor.
“Reddediyoruz” ismi ile gençlerden oluşan gruplar, mevcut kurumlara ve demode olmuş sistem temsilcilerine karşı bir hareket başlattılar. Uzun zamandır toplumda “dinamizim” yoksunluğu olduğunu yazıyoruz. Nihayet genç nesil inanç ve enerji ile kendilerini göstermeye başladı.
1970-80-90 yıllarının siyasetçileri, bürokratları artık çekilmeli, genç, iyi yetişmiş, bilgi ve teknoloji çağını daha yakından tanıyan insanlara imkan sağlamalıdır. 1974’ten günümüze, Kuzey Kıbrıs’ı, toplumu mahveden, yaşam kalitesini düşüren en önemlisi Kıbrıslıtürk kültürünü bilerek veya bilmeyerek yok edenler en erken bir zamanda, ilk seçimde geriye çekilip, ufukta görünen enerji ve vizyona yol açmalıdır diye düşünüyorum.
Bunu güzellikle yapmak bir erdemdir!