8 milyon lira parası, arazisi, projesi hazırdı.
Aylar öncesinden…
Şubattan beri…
“Para yok” dese, vardı…
“Proje yok” dese, hazırdı.
“Arazi nerede” dese, tamamdı.
Peki ne oldu?
İskele’deki kolej bu hafta eğitime açılması gerekirken, sanırım, seçim yasaklarına saatler kala ancak da temeli atıldı.
Üstelik Eğitim Bakanı’nın seçim bölgesi bir de!

***

3 ayda ‘pandemi hastanesi’ bitecekti.
Neredeyse hastalık bitecek, bizim hastane bitene dek…
Az sabır, aşı gelecek!
Girne’den yarım inşaat alındı, olmadı.

Lefkoşa’da yer bakıldı, olmadı.
Üç farklı proje dillendirildi, olmadı.
Üstelik ‘Sağlık Fonu’nda 40 milyon lira olduğu konuşuldu.

***

Şimdi son dakika bir temel atıldı, bir hazırlık başladı, kaç yatak olacağı da denizin ötesinden açıklandı, iyi mi?
Müteahhit de oradan!
Siz ne yapıyorsunuz burada peki?

***

En fazla da şuna içerliyorum.
Kendi geleceğimizden yiyoruz.
Öyle laf ola söylemiyorum.

Özelde çalışan insanlar her ay kendi emekli birikiminden tırtıklıyor.
İhtiyat sandığı hesabımızdan para alıyoruz.
Bir de üzerinden övünüyorlar, kendi paramızı, ‘kıvançla, gururla, övünçle’ sunuyorlar bize!
Çok merak ediyorum, bu projeye imza atan müdür, müsteşar, kendi emekli ikramiyesinden ödenseydi her ay, ne olurdu…

***
“Bunlar böyledir” diye diye senelerdir tükeniyoruz!
Kimileri “kaymağını” yiyor hayatın…
Kimileri “sırasını” bekliyor, bir umut…
Üç kuşak istihdam, kredi, arazi, imtiyaz, ayrıcalık tadanlar var.
Bir dolu şükran!
Bir de namaz, dua, nefes çıktı şimdi…

***

Başbakan, ‘dergah’a gidip, okuyup üfledikten sonra “yasal değilse kapatılsın” diyor!
Kendisi dış kapının mandalı misali!
Başbakan Yardımcısı, “Karantina uygulaması yürürlüğe girsin” diyor…
Bir ayağı içeride, birisi dışarıda…
Ulaştırma Bakanı, bir ay arayla fiber için önce işbirliği sözleşmesi imzalayıp, sonra Bakanlar Kurulu’nda projeyi iptal ediyor.
Her yerde “ikircikli” haller köpürüyor.

***

Fikir yok, şükran çok…
Tutarlılık dersen hiç yok.