“Fikirlerin ve zihinlerin mayın tarlası temizlenmelidir”
25 Avrupa şehriyle birlikte: “Café Europa 2022 in Nicosia”
YENİDÜZEN
Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Fransa’nın Lefkoşa Büyükelçiliği, Kıbrıslı gazetecileri bir araya getirdi, Dayanışma Evi’ndeki “Café Europa 2022 in Nicosia” etkinliğinde “Bölünmüş Adada Medyanın Rolü” tartışıldı.
Agence France Presse temsilcisi, gazeteci Anaïs LLobet’in yönettiği sohbet toplantısında,
YENİDÜZEN Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı ile Politis Genel Yayın Yönetmeni Costas Constantionou konuşmacı olarak yer aldı.
İki gazeteci Kıbrıs’ın iki yanında medyanın durumunu, basın özgürlüğü önündeki engelleri ve adanın birleşmesine dair görüşlerini paylaştı.
Fransa'nın Kıbrıs Büyükelçisi Salina Grenet-Catalano, etkinliğin açılış konuşmasında, Café Europa projesinin özgür basının, gazeteciliğin ve genel olarak demokratik tartışmanın önemini göstermeyi amaçladığını belirtti.
“5 Mart'tan bu yana Lizbon'dan Lefkoşa'ya, Helsinki'den Valetta'ya yaklaşık 60 gazetecinin katılımıyla 25 Avrupa şehrinde gazeteciler konuşuyor” diyen Büyükelçi, Avrupa kültür tarihinde kafelerin, demokratik tartışmanın üretim alanı olarak görüldüğünü sözlerine ekledi.
Kıbrıs’ın bölünmüşlüğü nedeniyle gazetecilerin yaşadıkları zorlukların bilincinde olduklarını anlatan Büyükelçi, ara bölgede, toplumları buluşturan bir kafede düzenlenen etkinliğin anlamlı olduğunu söyledi, “Umarım er ya da geç Kıbrıs adasının bölünmüşlüğü sona erecektir” dedi.
“Yeniden birleşmiş daha iyi bir gelecek umudunu sürdürmek için basının rolü kritiktir” diye Büyükelçi, “Fikirlerin ve zihinlerin mayın tarlası temizlenmelidir” görüşünü dile getirdi.
“Hem siyasi, hem ekonomik baskılar”
Gazeteci Cenk Mutluyakalı, Kıbrıs’taki derin ayrışmanın medyayı da olumsuz etkilediğini belirterek, adanın her iki yanında basın özgürlüğünün gerilediğine dikkat çekti.
“Kıbrıs ülkesinde ortak yurttaş bilinciyle ve birlikte yaşamak hepimiz için en önemli özgürlük, güvenlik ve gelecek olacaktır” diyen Cenk Mutluyakalı, basın özgürlüğü önünde hem siyasi, hem de ekonomik baskıların varlığına dikkat çekti.
Kıbrıs sorununun yarattığı bataklıktan söz eden Cenk Mutluyakalı, güneydeki gazetelerle işbirliği denedikleri zaman kimi engellerle karşılaştıklarını söyledi, “Örneğin güneydeki gazeteler, kuzeydeki işletmelerin reklamlarını yayınlamak istemiyor, böylece, işbirliğini ekonomik bir kazanıma dönüştüremiyoruz. Çok dilli bir yayıncılık için daha güçlü finansal güce ihtiyaç vardır, çünkü hem çok iyi editörler, hem de tercümanlara sahip olmanız ve bu organizasyonu yapabilmeniz gerekir” dedi.
Kıbrıs’ın her anlamda bölündüğünü, milliyetçiliğin yaralayıcı olduğunu ifade eden Cenk Mutluyakalı, “Size anımsatmak isterim ki, toplumların ayrışmadığı tek yer akıl hastanesi ve körler okuluydu, böyle bir dayatmayla buralara geldik” şeklinde konuştu.
Gazeteci Cenk Mutluyakalı, sohbet toplantısında, Türkiye’yle yapılan yeni protokole de dikkat çekerek, “Hoşnutsuzluk ya da soğukluk yaratmak gibi soyut ifadeler üzerinden gazetecileri mahkûm etmek istiyorlar, örneğin, şu anda burada yaptığım konuşma, elçi ya da başkanda hoşnutsuzluk yaratıyorsa, bu bir suç olabilir” ifadelerini kullandı.
Politis Genel Yayın Yönetmeni Costas Constantionou ise özellikle ekonomik sorunların gazeteciler önünde ciddi bir engel oluşturduğunu dile getirdi. Adanın kuzeyinde basın özgürlüğüne yönelik tablonun çok daha görünür olduğunu, güneydeki sıkıntıların örtülü kaldığını, özgürlüklerin gerilediğini, gazetecilerin çok daha güç şartlarda görev yaptığını anlattı.
Kıbrıs sorununa yönelik ilginin giderek azaldığını söyleyen Costas Constantionou, adanın her iki yanında toplumların günlük pratiklere yoğunlaştığını söyleyerek, “Kıbrıs sorununa dair yazıyorsanız, bileceksiniz ki daha az insan okuyacak. Yine de adanın birleşmesi için gazeteciler olarak sorumluluk sahibi olmamız gerektiğini biliyoruz” dedi.
Kıbrıs’ta herkesin kendi mağduriyeti üzerinden hareket ettiğine de dikkat çeken Costas Constantionou, ortak bir dil ve his yaratmanın önemine dikkat çekti.