Pul
 

Başkan üzerinde kendi resminin bulunduğu pul bastırtmış ve  talimat vermiş:
“Bundan böyle, tüm resmi yazışmalarda benim, üzerinde resmim bulunan pul kullanılacaktır”.
Bir süre sonra pulun zarfa bir türlü yapışmadığı farkedilmiş.  Başkan çok kızmış.  Yetkilileri huzuruna çağırmış ve “Pullar yapışmıyormuş. Bu nasıl iştir ? Arkalarına zamk sürmediniz mi ?” diye sormuş.
“Sürdük efendim” demiş yetkili ve devam etmiş:
“Sürdük de, yapışmamasının  nedeni, nedense,  herkesin pulun  yapışması için arka tarafına değil ön tarafına tükürmesi Sn. Başkanım......”

Yalan Saati ve Vantilatör
Cennetin kapısının önü, saatlerle doluymuş.  Adam “Bu saatler de ne ?” diye sormuş.  Kapıdaki görevli yanıtlamış;
“Bunlar ‘Yalan Saatleri’. Dünyadaki herkesin bir ‘Yalan Saati’ vardır. Her yalan söylendiğinde ibre bir tık ileriye fırlar.”
“Peki..Bu kimin saati ?”
“O, ‘falanca’nın saati. Hayatı boyunca hiç yalan söylememiş....”
“Peki bu kimin saati ?”
“Bu da filancanın saati. Hayatı boyunca sadece iki kez yalan söylemiş. Saat da sadece iki tık öne gitmiş....”
“Peki bizim ‘Başkan’ın saati nerde ?”
“Başkan’ın saati özel koruma altında. Yöneticinin odasında vantilatör olarak kullanılıyor”...

Muhafazakar-Sentezci-Demokrat
Göreve  yeni başlayan bir papaz, kilisenin çanını çalmak için yaklaştığında bakmış gibi bir karga çanın üzerine kakasını yapmış.  Temizlemiş gitmiş. Ertesi gün geldiğinde bakmış ki aynı karga yine çanın üstünde kakasını yapıyor.  Papaz yine temizlik  yapmış ama bunu önlemenin yollarını da aramaya başlamış.  “Bari cemaate sorayım” demiş ve sormuş.
“Muhterem Peder, çözüm, bir parça peynir bir kadeh de rakı...Karga gelecek peyniri yiyecek, susayacak,  su yerine rakıyı içecek ve sarhoş olacak. Kaka yapamayacak” demişler.
Papaz, önerileni yapmış.  Ertesi gün çanın yanına gittiğinde bakmış ki karga orada kendinden geçmiş, yatıyor. Tutmuş ve sormuş:
“Sana Hristiyan desem değilsin. Öyle olsa Kiliseye pislemezsin... Müslüman desem rakı içmezsin. Öyleyse Müslüman da değilsin...Nesin sen ?”
“Muhafazakar, Sentezci ve de Demokrat”....

Politikacı, Şoför ve Eşek
Bir politikacı, sırf takılmak adına şoförüne sormuş...
“Söyle bakalım.. Bir bir eşekle şoför arasındaki fark nedir ?”
Şoför, utangaç bir şekilde “Bilemedim efendim” .
Politikacı, alay edercesine gülümseyerek, “Eşeğe  ‘cüşşşş’  deyince, şoföre ise ‘dur’ deyince durur” deyivermiş.
Zavallı şoför sinirlenmiş ama gıkı çıkmamış.
Bir süre sonra, cesaret bulmuş ve politikacıya  “Bir soru sorabilir miyim efendim ?” diye sormuş.  Politikacı,  “Sor bakalım” demiş.
“Bir eşekle bir politikacı arasında ne fark vardır  efendim ?”
Politikacı düşünmüş, düşünmüş “Bulamadım” demiş.
“Vallahi, ben de çok düşündüm ama bulamadım efendim” demiş şoför.