Fikri Bey için bir yazı daha!
Yenidüzen’de dün de Güney Kıbrıs’taki turizm meselesine şey etmiş ve Turizm ile birlikte bilimum başka bakanlıkları da uhdesinde tutan Fikri Bey’e seslenmiştim...
Bugün de aynı kişiye seslenişimi sürdürmek istedim...
-*-*-
Larnaka’da deniz sahilinde oturuyoruz...
Sabah 10.00’dan öğleden sonra 13.00’e kadar geçen sürede başımızın üzerinden havaalanına inen uçak sayısını kaçırdık!
Sayamadık!
Her üç beş dakikada bir tane uçak geliyor!
-*-*-
Sakın Kıbrıs sorununu çözmeyin; üç beş dakikada değil belki ama üç beş sene sonra dev gibi Ercan Havaalanı çürüyecek!
-*-*-
Daha ne diyeyim ki!
Daha ne anlatayım be Fikri Bey!
-*-*-
Kıbrıs sorunu çözülmeden; Larnaka’nın nimetinden yine de yararlanıyoruz...
Havaalanı’nı kullanan Kıbrıslı Türk ya da KKTC’ye gelen turist sayısı, sanırım Ercan’ı kullananların on katıdır!
Değilse dokuz katı be Fikri Bey!
-*-*-
Çözün Kıbrıs sorununu!
-*-*-
Neden mi?
Bize de turist gelsin!
Hem kalitelisi hem kalitesizi!
-*-*-
“Efendim bize Türkiye’den gelen kumarcılar yeter” mi diyorsunuz?
Casinolardan “iyi” geliriniz de var değil mi?
Kesinlikle itirazım yok!
Ama casinolardan kaybınız da çok!
İnkara da kalkmayın!
Gözümüzün gördüğünü saklamayın!
Ülkeye parasız gelip, krediyle kumar oynayıp, kazandığını İstanbul’dan tahsil eden; kaybettiğini yine İstanbul’dan ödeyenler yok mu?
-*-*-
Neyse!
Çözün Kıbrıs meselesini!
Otobüslerimiz yenilensin!
Toplu taşımacılık şenlensin!
Yollarımız düzelsin!
-*-*-
Taksiciler taksici olsun!
Yerli üretim olsun!
Dünya’nın dört bir yanından ülkeye para gelsin!
Ülkenin ürettiği yerinde ihraç edilsin!
-*-*-
Ne portakal ne patates derdimiz olsun!
İkisini de yerinde ihraç edelim!
“Gavuralım badadezi, satalım çipsi!”
“Sıkalım portakalı, satalım suyunu!”
-*-*-
Kiralık otomobil sayısı artsın!
Kiralık bisikletlerimiz, motosikletlerimiz, ne bileyim atv’lerimiz olsun!
Hatta ayıptır söylemesi; kafiye olsun diye yazıyorum ama “... Lapta ya da Bafra, Ayia Napa’ya koysun!”
-*-*-
Üç gün “o tarafta tatil” yapalım dedik; vallahi kıskançlıktan çatladım!
Dün Larnaka’dan Dikelya’ya, oradan Ayia Napa’ya, derken Protaras, Paralimni, Derinya ve Mağusa!
-*-*-
Dün de demiştim, yine diyeyim, “ortalık turist gaynıyor be Fikri Bey!”
-*-*-
Ayia Napa hep yabancı!
Protaras hep yerli!
Ama hepsi turist!
-*-*-
Pazar günüydü belki ama plajlarda, sahillerde, restoranlarda, oturacak yer yoktu!
-*-*-
Ayia Napa’nın şu andaki nüfusunun, bilinmeyen KKTC nüfusundan fazla olduğunu düşünün!
Hediyelik eşya dükkanlarını, marketleri hayal edin!
İşsiz yok!
-*-*-
Çözün Kıbrıs sorununu ya da Hadise konserini izlemeye devam!
Hadise, Kıbrıs’ın İskele bölgesinde hayranlarını mest etmiş!
Haydi bol şans!
Kumarhaneler doldu mu be Fikri bey?
Dolduysa tamamdır değil mi?
-*-*-
Aklımda hep şu sorular var; daha önce de yazmıştım:
“... Bir ay kadar sonra kutlayacağımız 50 yıl önceki savaşı kazanmamış mıydık?”
“Ambargolar ve izolasyonlar mı? Onları aşamamanın sorumlusu yani ezik ve yenik biz değil miyiz?”
-*-*-
Ve son iki not:
Birincisi be Fikri Bey, Güney’deki tatil bölgelerinde halk tuvaletleri tertemiz!
Galiba turistler ve Rumlar büyük abdest yapmıyor!
İçlerinde özütüyor!
İkincisi, kimse turistik mekanlarda ay çiçeği çekirdeği çıtlatıp, kabuklarını oturduğu yere de atmıyor!
Allah Allah!
Neden acaba be Fikri Bey?
-*-*-
Fiyatlar mı?
KKTC’de en basit bir konaklama tesisi ile Güney’deki muadilleri arasında yarı yarıya fark var!
Tahmin et hangisi daha ucuz be Fikri Bey!
Beş yıldızlılar falan mı?
Soramadım be Fikri Bey!
-*-*-
Restoran fiyatlarımız mı?
Tamamen aynı gibi hatta galiba Rum tarafı biraz daha ucuz!
Şöyle diyeyim, Protatars’ta çok iyi bir restoranda, bir şişe şarap dahil full balık mezesi, ama full ha; iki kişi 2 bin 500 TL be Fikri Bey!
Hade bilemedin 3 bin TL!
Çalışanlar dün de demiştim, çoğunluğu yerli!
İş yeri sahipleri, tamamen yerli!
Yabancı hiç yok be Fikri Bey!
-*-*-
Burgerle – sandviçle günü geçireceksen, iki kişi, iki kola ve yemek en fazla bin 500 TL be Fikri Bey!
-*-*-
Yaşasın kumarcılar ya hu!
Tamam tamam!
Kerhane turizmi de “yancısı”!
Yes!
Aklım yerinde ve sağlıklıyım!
Yurt dışı gezilerini, KKTC’nin bekası için yaptığını söyledi...
Beka ne demek?
“Devamlılık” demek!
Yani KKTC şu anda olduğu gibi devam etsin diye yurt dışına geziye gidiyormuş!
-*-*-
Ben gezeceğim ve KKTC de ömür boyu devam edecek!
Çok fazla mantık aramamak yani çok da şey etmemek lazım!
Neyse!
-*-*-
Bir de, yeniden aday olmak istiyormuş!
Çünkü tecrübe kazanmış!
Ne tecrübesi?
Çözüme her şekilde engel olma tecrübesi mi?
Helal!
KKTC olduğu gibi kalsın tabii ki!
-*-*-
Ve hem sağlığı hem de aklı yerindeymiş!
Şüphe edip soran mı oldu?
“Aklını yitirdin – sen hastasın” diyen mi var?
Neyse!