Financial Times’ın haberine TEPKİ YAĞDI
Financial Times’ın Güney Kıbrıs’taki ekonomik kriz nedeniyle Troyka’yla yapılması beklenen kredi sözleşmesinin Kıbrıs sorununun çözümü ile bağdaştırdığı haberi Kıbrıs Rum tarafında geniş yankı buldu
“Anastasiadis kredi sözleşmesi ile Kıbrıs sorunu arasında herhangi bir bağlantı kurulmasını kabul etmeyecek”
Financial Times’ın Güney Kıbrıs’taki ekonomik kriz nedeniyle Troyka’yla yapılması beklenen kredi sözleşmesinin Kıbrıs sorununun çözümü ile bağdaştırdığı haberi Kıbrıs Rum tarafında geniş yankı buldu, “arkasında Türkiye’nin bulunduğu” iddia edilen haber tepkilerle karşılandı.
Fileleftheros “Bağdaştırmaya Herkesten Hayır... Seçim Kampanya Dönemi Perdeler Kıbrıs Sorunu ve Türk Maharetleriyle İlgili Mesajlarla Kapanıyor” başlığıyla yansıttığı haberinde Pazar günkü seçim için geri sayım yapılırken adayların sözcüleri ve Kıbrıslı Rum siyasi partileri Financial Times’ın ilgili haberine karşı ağız birliği yaptığını yazdı.
Habere göre DİSİ Başkanı ve Kıbrıs Rum yönetimi başkan adayı Nikos Anastasiadis’in Sözcüsü Yoannis Kasulidis, Anastasiadis’in kredi sözleşmesi ile Kıbrıs sorunu arasında herhangi bir bağlantı kurulmasını kabul etmeyeceğini açıkladı. Kıbrıs Rum halkını endişelenmemeye, tehlike edebiyatı ve korku tüccarlığı yapanlara kanmamaya çağıran Kasulidis “Financial Times’ın bu haberinin arkasında Türkiye olduğunu” iddia etti.
Kıbrıs Rum halkını Anastasiadis’in ve DİSİ’nin yeniden iktidara gelmesinin önünü kesmeye çağıran AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Kıbrıs sorununun ezeli Kıbrıs Rum tezleri temelinde yönetilmesinin garantisi olarak Stavros Malas’ı gösterdi. AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Lukaidis ise Malas’ın seçilmesi halinde Güney Kıbrıs’ın kötü ekonomik durumunu Kıbrıs sorununun kapatılması için “istismar edilmesine yönelik muhtemel Türk maharetlerinin” hiçbir şansı olmayacağı iddiasında bulundu.
“Pazarlık gücümüz baskı altına alınmaya çalışılıyor”
Lillikas’ın seçim kurmaylığı, Reuters ve Financial Times’ın haberlerinin Kıbrıslı Rumların pazarlık gücüne baskı altına alıp Troyka’yla yapılacak kredi sözleşmesi aracılığıyla üç ciddi pazarlık konusunu paket haline getirme maksadı taşıdığını savundu. Bunları şöyle sıraladı:
“Kredi sözleşmesi aracılığıyla siyasi ve ekonomik açıdan bağımlılık yaratma, doğalgazı devletin egemenliği meselesinden toplumlararası meseleye çevirip doğalgazın boru hattı ile Türkiye üzerinden aktarılması ve gelirlerinin yüzde 50’sinin kurulacak özel bir fon aracılığıyla Kıbrıs sorununun çözümünden önce Kıbrıslı Türklere verilmesi, Kıbrıs sorununun Annan Planı’nın öngördüğü gibi gevşek federasyon zemininde çözülmesi.”
“Kıbrıs sorununda herhangi bir çalışma başlaması kabul edilmeden önce ekonomik sorunlar çözülmeli”
EURO.KO bugünkü ekonomik durumun Kıbrıs sorununda baskı tehlikesine gebe olduğuna işaret ederek, ekonomik açıdan zor durumda ve yardım arayan bir halkın egemenlik haklarını etkin şekilde koruyamayacağına dikkat çekti. Kıbrıs sorununda herhangi bir çalışma başlamasını kabul etmeden önce ekonomik sorunların çözülmesi gerektiği görüşünü dile getirerek Kıbrıs sorunu için yeni jeopolitik ve enerji koşulları zemininde yeni talepkar strateji gerektiğini kaydetti.
Simerini de “Kıbrıs Sorunu ve Memorandum Bir Pakette Olmaz” başlığıyla yansıttığı haberinde, Kıbrıs Rum başkan adaylarının ve siyasi partilerinin açıklamalarının ortak noktasının; kredi sözleşmesi ile Kıbrıs sorununa ilişkin baskıların bağdaştırılamayacağı olduğunu yazdı.