Ayşe GÜLER

Girne’de adeta felaketin yaşanmasına neden olan sel baskının üzerinden günler geçti, halen yeterli önlemler alınmadı.

Özellikle Girne Antik Limanı’nı ‘yerle bir eden’, deniz fenerinin de yıkıldığı fırtına ve sağanak yağmur sonrasında oluşturulan ‘kriz masasından’ ise henüz sonuç çıkmadı.

Limanda bulunan iş yerleri sel felaketi sonrasında yaralarını sarmak için tadilat ve tamirat çalışmalarını sürdürürken, yıkılmaya yüz tutmuş antik mendirek için tehlike çanları çalmaya başladı.

Önceki gün Karayolları Dairesi ile Kuzey Kıbrıs Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma ekipleri, Liman’da inceleme yaptı. Ekipler hem tarihi mendireği hem de yıkılan deniz fenerinin olduğu bölgede keşif yaparak ne gibi önlemler alınabileceğini araştırdı.

Deniz feneri için çözüm arayışı…

Aşırı fırtına nedeniyle yıkılan deniz feneri ekipler tarafından daha önceki çalışmalarda taşların olduğu noktaya getirilmişti.

Ekiplerin dünkü incelemesinin ardından deniz fenerinin yerinden kaldırılarak taşınacağı belirtildi.

Çalışmaların ne zaman yapılacağı ise netleşmedi.

Aydınlatma lambaları yan yattı…

Deniz fenerindeki tehlikenin yanı sıra limanda adım atılan her yerde yeni bir tehlikeyle karşılamak mümkün.

Özellikle antik mendirek sonrasındaki hemen hemen tüm aydınlatma direkleri ‘yan yatmış’ durumda.

Söz konusu direklerinde elektrikler güvenlik için kesilse de yan yatmış halde durması ve hiçbir çalışma yapılmaması da ciddi tehdit oluşturuyor.

Öte yandan bazı aydınlatma lambalarının ise geçtiğimiz hafta yaşanan fırtına nedeniyle yerinden söküldüğü, elektrik kablolarının açık bir şekilde kaldığı da görülüyor.

Asfalt da çöktü…

Bununla birlikte daha önce tartışmalara neden olan mendireğe dökülen asfaltta fırtına ve yağmur sonrasında çökme meydana geldi.

Her gün onlarda turisti ağırlayan mendirekte böyle bir görüntü ‘bu kadar da olmaz’ dedirtti.

Bazı tekneler halen batık halde…

Sağanak yağış ve fırtınanın ardından batan küçük balıkçı teknelerinin bazılarının halen denizin dibinde olması da dikkat çekti.

Öte yandan limandan sökülen taşların deniz içerisine savrulduğu, oradan toplanmadığı da görülüyor.