1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Fuhuş yasak ama YAPTIRILIYOR’
“Fuhuş yasak ama YAPTIRILIYOR’

“Fuhuş yasak ama YAPTIRILIYOR’

Kuzey Kıbrıs’a gelerek, gece kulüplerinde çalışan birçok kadının “kurpiyer, hasta bakıcı, konsomatris” olarak çalışacaklarına ikna edildiklerini aktaran Derya, “bu kadınlara, Kuzey Kıbrıs cennet gibi anlatılıyor. Cennet gibi bir ülkede prenses gibi yaşay

A+A-

Ayşe GÜLER

Feminist Atölye FEMA’nın kurucularından, Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler(CTP-BG) Lefkoşa milletvekili Doğuş Derya, Kuzey Kıbrıs’ta, Kadın Çalışmaları Dairesi’nin günümüz koşullarına cevap veremediğini ifade etti.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı makro plan ve politikaların, sivil toplum ile devlet işbirliğiyle tasarlanacağı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED)’i hayata geçirmek için çalışma yürüttüklerini aktaran Derya, hazırlanan yasa tasarılarını, sivil toplum örgütleri ile istişarede bulunulmasının ardından Meclis’e getirmeyi planladığını ifade etti.
Sosyal politikalar ile ilgili geliştirmeye çalıştıkları yasal ve kurumsal düzenlemelerin yürürlüğe girme sürecinin nasıl işleyeceğinin DP-UG ile UBP’li vekillerin tutumuna paralel olacağını dile getiren Derya, bu konulardaki politikalara itirazda bulunan milletvekillerini de toplumla paylaşacağını açıkladı.

YENİDÜZEN’e konuşan Derya, ülke gündemi, hükümet ve yürüttüğü yasa çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

TOCED birimleri…

Kadın Çalışmaları Dairesinin yerini alacak olan TOCED içerisinde dört ana birimin yer alacağını belirten Derya, söz konusu birimlerle ilgili bilgi verdi.
Derya, “Hukuk Uygulama ve İzleme Birimi”nin ülke mevzuatında bulunan yasalardaki cinsiyet eşitsizliklerini inceleyerek, bununla ilgili yasa çalışmalarını yapacağını belirtti.
Öte yandan birimin var olan yasaların uygulanmasını da takip edeceğini söyleyen Derya, uluslararası sözleşmelerin gereği olan bir takım yasaların ortaya çıkmasını sağlayacağını kaydetti.
Derya, ülkedeki en önemli sorunların başında veri eksikliğinin geldiğine dikkat çekerek, birtakım istatistiki verilere ulaşma konusunda ciddi sıkıntıların yaşandığını söyledi.
Sıkıntının sayısal ve nitel olarak görülmemesi halinde bununla ilgili politika üretilmesinin de zorlaştığını kaydeden Derya, bu yüzden “Araştırma, Planlama ve Eğitim Ünitesi”nin gerekli verileri toplayarak, araştırma yapacağını belirtti.
Derya, söz konusu birimin farkındalık çalışmalarını planlayarak, toplumdaki farkındalığın artmasına yardımcı olacağını ifade etti.
Bir diğer birimin; “Şiddeti Önleme ve Ayrımcılıkla Mücadele Birimi” olduğunu aktaran Derya,  bu birimin toplumsal cinsiyeti, cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliğinden dolayı ayrımcılığa ya da şiddete maruz kalan kişilerin rehabilitasyonu ile çalışmalar yapacağını, şiddeti önleme ve ayrımcılıkla mücadele konusunda aktif projeler yürüteceğini dile getirdi.
Derya, bununla birlikte şiddetin ne olduğuna yönelik farkındalık çalışmalarının yürütüleceğini söyleyerek, “bu birim, hem yasal hem de kurumsal düzeyde çalışmalar yürütecek bir birim olacak” dedi.
“Ülkede ne kadar kadın erkek eşitliği var desek de ekonomiye baktığımızda işsiz kadınların sayısı, işsiz erkeklerin sayısının iki katıdır. Kendi hesabına çalışan veya sermaye sahibi kadınların sayısı da oldukça düşük” diyen Derya, özellikle özel sektörde kadınlara karşı ayrımcılıkların olduğunu, birçok kadının sosyal güvencesiz çalıştığını söyledi.
Derya, bu anlamda Ekonomik Yaşamı ve İstihdam Politikalarını Planlama Birimi’nin ekonomik yaşamda kadınların güçlenmesinin sağlayacağını ve zaman zaman kadın kooperatifleşmesini teşvik edeceğini dile getirdi.
Sivil toplum örgütlerinin tavsiye nitelikli kararlar üreteceği ve TOCED’in şeffaf bir şekilde işlemesini takip edeceği bir Danışma ve İzleme Konseyi kurulacağını da belirten Derya, konu ile ilgili makro plan ve politikaların saptanacağı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurultayı’na da Yasa içerisinde yer verdiklerini anlattı.

TOCED’in bir diğer ayağının Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi olduğunu söyleyen Derya, Maliye Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere üç bakanlıkta ve beş büyük belediyede görev yapacak Cinsiyet Odak Noktalarının açılacağını kaydetti.
Derya, Cinsiyet Odak Noktalarından oluşacak Ayrımcılıkla Mücadele Komitesinin görev yaptığı bakanlık ve belediyelerde cinsiyet eşitliği politikalarını takip edeceğini belirtti.

“Kadınlar, 30 yıldır demokrasiyi bekliyor”

Derya, şu anda ülkede devlet destekli sığınma evlerinin bulunmadığını belirterek, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’nın gönüllü olarak çalışmalarını yürüttüğü bir yer olduğunu kaydetti.  Derya, söz konusu Sığınma Evi’nin mekânsal ve finansal yetersizlikler yaşadığını ifade etti.
Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Yasası ile ilgili de çalışmaların devam ettiğini açıklayan Derya, bu yasa içerisinde Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezleri’nin yanı sıra sığınma evleri ve telefonla yardım hattının da öngörüldüğünü açıkladı.
Derya, Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezlerinin şiddete maruz kalan veya kalma ihtimali olan bir kadının hukuki servis alabileceği ve koruma altına alınarak, sığınma evlerine yerleştirilebileceği bir yer olacağını kaydetti.
Derya, bununla birlikte merkezlerde şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişilerin de rehabilite edilebilmesi için önleyici müdahale programlarının realize olmasını sağlayacağını dile getirdi.
Devletin sosyal politikalar konusunda oldukça geç konuşmaya başladığını ve bu konulara şimdiye dek çok az zaman ayırdığını belirten Derya, kadınların demokrasi için 30 yıldır beklediğini hatırlattı.
Derya, “Kadınlar olarak bu toplumun nüfusunun yarısını oluşturuyorsak, biz de vergi veriyorsak, devletin kadınlar için de para ayırması şarttır” diye konuşarak,  bu konularda geliştirilen politikalara itirazda bulunan milletvekillerini toplumla paylaşacağını ifade etti.

“Fuhuş yasak ama yapılıyor”

Gece kulüplerine yönelik yasa çalışmasının çok kısa sürede tamamlanmasının mümkün olmadığını belirten Derya, bu konu ile ilgili uzun vadeli çalışma yapılması gerektiğini söyledi.
Derya, seks işçiliği ve seks köleliği arasında farklar olduğunu ve bunu anlatmaya çalıştıklarını vurguladı.
“Dünyada seks işçisi olarak çalışan, sendikal hakları, sosyal güvencesi olan kişiler var. Bu, ağır işçilik gibi bir işçilik türüdür. Her işçi gibi seks işçilerinin de sosyal ve ekonomik hakları güvence altına alınmalıdır ” diyen Derya, Kuzey Kıbrıs’ta devletin bu konuyu denetleyemediğini söyledi.
Derya, “ilgili yasada kadınların çalıştıkları yerlerle kaldıkları yerlerin arasında mesafe olması gerekiyor. Ama bizde durum bu değil. Kadınlar kira karşılığı gece kulüplerinde ikamet etmek zorunda bırakılıyor. Sağlık masrafları kadınlardan kesiyorlar. Ellerine verdikleri aylık para çok düşük” şeklinde konuşarak, gece kulüpleri sahiplerinin “çok yüksek vergi ödedikleri ve yeterince kar elde edemedikleri” gerekçesi ile kadınları fuhuşa zorladıklarına dikkat çekti.
 
 


***************************

Kadınların “kurpiyer, hasta bakıcı, konsomatris” olarak çalışacaklarına ikna edildiklerini aktaran Derya, ancak ülkeye geldikten sonra şartların değiştiğini ifade etti.

“Kadın bedeni, haz objesi değil”

Doğuş Derya, gece kulüplerinde çalışan kadınların maruz kaldığı ekonomik ve cinsel sömürüyü ortadan kaldıracak dair denetim mekanizmalarının olmadığına dikkat çekti. Bu konu ile ilgili denetleme mekanizmalarının oluşturulmasının şart olduğunu dile getiren Derya, “eğer bu kadınlar konsomatris adı altında revü dansçısı olarak ülkeye geliyorsa, fuhuş yapmalarının önüne geçmek lazım” dedi.
Derya, “eğer devlet bu fuhuşa göz yumacaksa, yıllardır el altından yaptırdığı gibi devam edecekse, o zaman oturup, ülkede fuhuşun yasal olup olmayacağını tartışalım” diye konuşarak, göz göre göre “ikiyüzlülüğün” süre geldiğini savundu.
Kadın bedeninin “haz objesi” olarak satılmasını kesinlikle kabul etmeyeceğini vurgulayan Derya, “ama eğer bir kadın kendi iradesiyle bunu yapmayı tercih ediyorsa, o zaman o kadının yasal hakları da güvence altına alınmalıdır” dedi.

“Kuzey Kıbrıs, cennet gibi anlatılıyor”

Kadınların “kurpiyer, hasta bakıcı, konsomatris” olarak çalışacaklarına ikna edildiklerini aktaran Derya, ancak ülkeye geldikten sonra şartların değiştiğini ifade etti.
Derya, “Bazıları da ülkeye gelmeden önce yapacağı işi biliyor. Ancak, Kuzey Kıbrıs bir cennet gibi anlatılıyor. Cennet gibi bir ülkede prenses gibi yaşayacaklarına ikna ediliyorlar” dedi.
“Havaalanlarına, kadınlar geldiği zaman başvurabilecekleri yerlerin telefon numaraları verecek, şiddete maruz kaldıklarında arayabilecekleri acil yardım telefonu kurmak istiyoruz. Ayrıca bu kadınlara fuhuştan dolayı dava okunuyor ve yurt dışına çıkışları yasaklanıyor. Ciddi bir insan hakları ihlali var” şeklinde konuşan Derya,  bu konuda kurumsal düzenlemeleri sivil toplum örgütleri ve uluslar arası kuruluşların işbirliği ile yapacaklarını ifade etti.

 

****************

“UBP’nin bıraktığı hasar çok büyük”

Derya, UBP’nin geçtiğimiz yıllarda bıraktığı hasarın oldukça büyük olduğunu vurgulayarak, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumun, Ekonomik Mali İşbirliği Protokol ile yaratılan yıkım ve verilen taahhütlerin ortada olduğunu söyledi.
CTP-BG’nin bu konularla ilgili bir takım revize çalışmaları yapacağını söyleyerek, hükümete geldiğini kaydeden Derya, bu yüzden söz konusu sorunları çözümlemenin zaman alacağını dile getirdi.
Bir yandan geçmiş hükümetin yarattığı yıkımı temizlemek, öteki taraftan da yeni şeyleri ortaya koymakla ilgili sorumluluklarının olduğunun altını çizen Derya, sırtlarındaki yükün çok ağır olduğunu dile getirdi.
Derya, yapısal ve kurumsal düzenlemeleri yaparak, ülkenin önünde tıkanıklık yaratan noktaları çözümleyebilmek adına canla başla çalıştıklarını dile getirerek, “belli konularda şu anda sonuç alınmadığı için henüz bir şeyin değişmediği düşünülebilir. Ama en azından kendi adıma söyleyebilirim ki sosyal politikalar konusunda sonuç alıcı işler üretmek için çok uğraşıyoruz ve bu çabaların sonuçlarını da  yavaş yavaş almaya başlayacağız” dedi.

**********************

“CTP, kurultayla sarsılacak parti değil”

Derya,  “CTP-BG, her hükümete geldiğinde UBP’nin yarattığı yıkımı temizlemek zorunda kalıyor. Bu bence CTP’nin en büyük talihsizliğidir” diye konuşarak, partinin yeni icraatlar ortaya koyarken, geçmişin getirdiği yükle yola çıktığını ifade etti.
CTP-BG’nin geçmişte yapılan usulsüzlüklerle ilgili yeterince aktif siyaset izlemediği eleştirilerine katıldığını da söyleyen Derya, “Doğrudur CTP yapılan usulsüzlüklerin üzerine daha aktif bir şekilde gitmelidir. Meclis’te geçtiğimiz gün,  DAİ -DAK olayının soruşturulması için bir komite kurulması kararı alındı. KTHY’nin uçuşlarının durdurulması ile ilgili bir araştırma komitesi kararı da alındı. Bunlar daha başlangıç. UBP döneminde yapılan bir sürü usulsüzlük var. Eğer ortada hukuken yapılan yanlışlıklar varsa da toplumla şeffaf bir şekilde paylaşımını sağlamalıyız” dedi.
Derya, CTP-BG’nin bir bütün olduğunu kaydederek, çok adaylı bir sürecin partiyi yıpratmayacağını düşündüğünü kaydetti.
“CTP-BG  kurultayla sarsılacak parti değildir” diyen Derya, CTP tabanına güvendiğini belirtti. Derya, CTP mensuplarını birbirine bağlayan şeyin “demokrasi kültürü” olduğunu dile getirerek, “ayrımcı bir dilin kullanılmadığı, her bireyin bir değer olduğunun unutulmadığı, bıyıklı- bıyıksız, genç- yaşlı, kadın-erkek ayrımının yapılmadığı bir kurultay olmalıdır” dedi.
Gençlerin, partiye yıllardır emek veren kişilerin deneyimlerinden yararlanması gerektiğini ifade eden Derya, “CTP’ye emek vermiş kişilerin yaşlı ve bıyıklı gibi aşağılayıcı, ötekileştirici tabirlerle dışlanmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Yenilenme birilerine “sen git ben geleyim” demekle olmaz. Yenilenme ortaya koyulan siyasetlerle, projelerle olur, ürettiğiniz sözle olur. CTP’nin tüzük ve programları ortadadır ve CTP’ye gönül veren herkesin, bu tüzük ve programlar çerçevesinde siyaset yapma hakkı vardır.  Hiç kimse bir başka kişinin bu hakkını ona çeşitli sıfatlar takarak, onu aşağılayarak elinden alamaz. Her insan ne zaman ve nasıl siyaset yapacağını kendi seçer. Bir başka kişi onun siyaset yapma hakkını aşağılayıcı ve ötekileştirici bir şekilde onun elinden almaya çalışırsa, o insan en iyi ihtimalle ilkel, en kötü ihtimalle de totaliterdir ” şeklinde konuştu.
Öte yandan partide gençlerin önünün açılması gerektiğine dikkat çeken Derya,  deneyimli kişilerin de “kendilerinden başka kimseye güvenmeyen” tutumlarından vazgeçmesi gerektiğini kaydetti.
Özkan Yorgancıoğlu’nun iyi bir insan olmakla birlikte parti içerisinde herkesi kucaklayan bir tutum izlemediğini de belirten Derya, “benim için lider, kendisi ile aynı fikirde olmayan kişilerle de birlikte çalışma kabiliyetini gösteren kişidir” dedi.



 

Bu haber toplam 4555 defa okunmuştur