Futbol Tenisi deyip geçmeyin
2009 yılının Mayıs ayında kurulan ve olimpiyat dışı dallardan olan Futbol Tenisi hala daha olimpiyat dışı dallardan olmasına rağmen, dünyada ve Kuzey Kıbrıs’ta büyük aşama gösterdi.
Biraz da damdan düşer gibi kurulan ve başkanlığını Şevket Songur’un üstlendiği KKTC Futbol Tenisi Federasyonu bir süre Kuzey Kıbrıs spor camiası tarafından benimsenmemenin sıkıntısını yaşarken, her ne kadar da olimpiyat dışı olmasına rağmen uluslararası platformda yerini aldı.
Bununla da kalmayan Futbol Tenisi Federasyonu, ataklarına devam ederken Başkan Songur 2013’de Romanya’daki FIFTA Kongresinde başkan yardımcılığına seçildi.
Kuzey Kıbrıs’ta beş takımlı ligi bulunan Futbol Tenisinde Akdeniz Spor Birliği, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi, MAGEM ile Yakın Doğu Üniversitesi takımları yer alıyor.
Bugüne kadar, Dünya ve Avrupa Futbol Tenisi şampiyonalarında yer alan Kuzey Kıbrıs Futbol Tenisi Milli takımları son şampiyonlarda ağırlığını hissetirmeye başladı.
Nitekim, 10-15 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da düzenlenen 11. Avrupa Şampiyonası’nda kadınlarda iki ikincilik, bir üçüncülük, karışıklarda iki ikincilik elden Milli takımlarımız kadınlar, büyük erkekler, genç erkekler ve karışıklarda mücadele ediyorlar.
Bu bağlamda, Avrupa Şampiyonası’nda Ayşe Mullacuma Avrupa ikincisi, karışıklarda Hüseyin Amcaoğlu, Süleyman Devecioğlu, Mehmet Aksunlar, Ayşe Mullacuma, Ümmühan Baş Avrupa İkincisi, Büyük erkeklerde Hüseyin Amcaoğlu, Mehmet Aksunlar ve Süleyman Devecioğlu üçlü erkeklerde Avrupa üçüncüsü oldu.
Futbol Tenisi Milli takımımız bu şampiyonayı toplamda üç gümüş, 11 bronz madalya ile kapatması gurur kaynağımız oldu.
Erkek takımlarımızda aslında, Futbol Tenisinin tüm yükünü çeken Hüseyin Amcaoğlu ve Teknik Direktör Hişam Tarazi için birer sayfa açmak gerekir.
Geçmişte, futbolları ile oynadıkları takımlarda yıldızlaşan bu iki spor adamı bu kez Futbol Tenisinde başkan Songur ile adeta öncülük yapmaktadırlar.
Teknik Direktör Hişam Tarazi teknik adamlığıyle dikkatleri üzerine çekerken, Hüseyin Amcaoğlu hem sporcu, hem de vizyonuyle alkış toplamaktadır.
Kadın, Büyük erkek ve genç erkeklerde şu sporcular yer alıyor.
Kadınlarda Ayşe Mullacuma, Ümmühan Baş, Gizem Yahat, Sıddıka-Makbule Nurtunç kardeşler yer alıyor. Antrenöleri ise, Çiler Demirtay bu sporcuları eğitiyor.
Erkeklerde ise antrenör Serhat Deniz ile oyuncular Hüseyin Amcaoğlu, Talat Şentürk, Mehmet Aksunlar, Süleyman Devecioğlu, Özmen Borazancı, Selçuk Sergeç ile genç erkeklerde Talat Nurtunç, Mehmet Sofuoğulları ile Emre Peksay yer alıyor.
Son yıllarda büyük bir gelişme gösteren Kuzey Kıbrıs Futbol Tenisi Federasyonu, 2012’de düzenlediği Avrupa Şampiyonasının ardından, bu kez Ekim 2014’de Dünya Şampiyonasını Kuzey Kıbrıs’ta yapılmasını FIFTA’nın programına aldırmayı başardı.
Bu şampiyona ile iligili son rötüşların da Nisan 2014 tarihinde Antalya’da yapılacak FIFFTA kongresinde yapılacağı da öğrenildi. Evet, 2009’da kurulan Futbol Tenisi Federasyonu’nda durum böyle.
---------------
Kadın futbolunda tıkandık mı?
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu şemsiyesi altında 2007-2008 yılında yedi takımla kurulan daha sonra dokuz takıma kadar ulaşan Kadın Futbol Ligi ne yazık ki, gelişen süreçte sadece Akdeniz Spor Birliği’nin faaliyet gösterdiği bir dal oldu.
Takım azlığı, ilgisizlik ve kadın futbolcuların son oynanan final maçlarının birinde erkekleri aratan bir şekilde saça, baş başa kavga etmelerini fırsat bilen Futbol Federasyonu tarafından iptal edilen Kadın Futbol ligi böylece tarihe karışmış oldu.
Ancak, bu konunda faaliyet göstermekte ısrar eden Akdeniz Spor Birliği Başkanı ve antrenörü Serhat Deniz ile Cyprus X/P Travel Direktörü Zeki Ziya’nın ısrarlı sponsorluğunda Türkiye Liglerinde yer almaya başladı.
Halen, Türkiye Kadınlar İkinci Liginde mücadele eden Akdeniz Spor Birliği, ilk dört takımın yükseleceği Türkiye Kadınlar Birinci liginde mücadelede bir maç eksiğiyle lider Rizespor’un üç puan gerisinde yer alıyor.
Böylesine büyük bir başarıyı elde eden Akdeniz Spor Birliği ne yazık ki, Kuzey Kıbrıs’ta tek takım olmaya devam ediyor.
Bu konunda, ne yapılması gereken soruya ise, Akdeniz Spor Birliği Başkan-Antrenörü Serhat Deniz verdiği yanıtta şunları söylüyor.
Deniz “Kadın futboluna sahip çıkılsın”
“Bu spora önce, devletin sahip çıkması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığının Okul Sporları Biriminin her okulda kadın futbol takımı kurulmasını programlarına almaları ile işe başlanmalı.”
“Yine kadın futbolunda ısrar eden bir diğer taım olan MAGEM sporcularına da kucak açıyoruz. Ülkede kadın futbolunun gelişmesi için diğer takımlardaki sporcuları da teşvik ediyoruz.”
“ Spor Bakanlığının da kadın futboluna sahip çıkması ve Futbol Federasyonu ile birlikte bu sporu teşvik etmesi gerekir”.
Bu sözlere ekleyecek bir şey yok aslında. Bu arada, geçtiğimiz günlerde FIFA tarafından açıklanan Yılın en iyileri (BALOON D’OR) töreninde Alman Kadın Milli takımı Teknik Direktörü Silvia Neid’in ile Alman Kadın Milli Takımı kalecisi Nadine Angerer’in de ödül alması, dünyada kadın futbolunun yerini göstermesi açısından önemliydi.
---------------
Omaç dostum bunu da yenersin
İste yirminci yüzyılın, ister 21. yüzyılın hastalığı deyin kanser, en sevdiklerimizi acımasız bir şekilde aramızdan almaya devam ediyor. En son, Kıbrıs Türk Tenisinin efsanesi Yusuf Yönlüer Kanser ile yaptığı uzun mücadeleyi Tenis sözlüğü ile TIE-BREAK’te kaybederken, bu menhus hastalık ile nasıl mücadele edileceğini de kanıtlıyordu.
İşte, sevgili Yusuf’u toprağa verdiğimiz gün, bir başka spor adamı spor yazarlarının duayenlerinden sevgili Omaç Başat’ın Kansere yakalandığını ve hastaneye yattığını öğrendik. Böylece, bir üzüntü bitmeden, bir başka hüzne kapıldık.
Bu sevgili dostu geçtiğimiz gün Yenidüzen Genel Müdür ve Genel Yayın Yönetmeni sevgili Cenk Mutluyakalı ile Spor Şefimiz Burhan Gürkan ile ziyaret ettik.
Bu ziyarette, beklenini aksine kanser hastalığını takmayan, yanakları al al olmuş gülen, konuşan ve hastaneden çıkacağı ilk gün gidecdeği maçı programlayan bir Omaç Başat gördük.
Şaklaşmaalrın ve resim çekemenin ardından, “ben bu hastalığı da yeneceğim” diyen bir Omaç dostum vardı karşımızda. Cenk ve Burhanla hastaneden ayırılırken, Cenk, Burhan ve ben aynı görüşte konsensus sağlıyorduk. Neydi bu görüş: Ona söylediğim gibi. “OMAÇ DOSTUM BUNU DA YENERSİN”.