Futbol Tenisi ve Kuzey Kıbrıs
Bu yıl, 20-24 Ekim 2014 tarihleri arasında, 11’incisi biraz da sözde Spor Bakanlığı’nın kerhen sahip çıkması nedeniyle, sessiz bir şekilde Kuzey Kıbrıs’ta düzenlenen Futbol Tenisi Dünya Şampiyonası’na olan ilgisizlik, futbol tenisini kurulduğu günden beri takip eden bir spor yazarı olarak içimde bir burukluk yarattı.
Dün, sona eren ve adına Dünya şampiyonası dediğimiz olaya, devlet ve özelde Spor Bakanı Denktaş ve halkımız sahip çıkmazken, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti dahil 18 ülke sporcuları kıyasıya mücadele etti.
2009 Mayıs ayında kurulan KKTC Futbol Tenisi Federasyonu, aynı ay içerisinde Uluslararası Futbol Tenisi Federasyonu’na üye kabul edilirken, bu altı yıl içerisinde yanılmıyorsam iki dünya, iki de Avrupa şampiyonası düzenledi.
Bu arada, Türkiye ile Avrupa’da düzenlenen Dünya ve Avrupa şampiyonlarına katılan KKTC Futbol Tenisi Erkek ve Kadın Milli Takımları dünya sıralamasında beşinci sıraya yükseldi.
Kadın Milli Takımı ikili ve tekli katagorilerde ise finale kalırken Dünya ikincisi oldu.
Henüz, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul edilmeyen Uluslararası Futbol Tenisi Federasyonu (FIFTA), bu konunda mücadele veriyor.
Türkiye’de ise dünyanın diğer ülkelerinde kurulan Futbol Tenisi Federasyonlarına karşın, başkanın halen Türkiye’de iktidarda bulunan AKP ile ters düşmesi nedeniyle, Türkiye Futbol Tenisi Platformu ismiyle faaliyet gösteriyor.
Orhan isimli çok değerli bir başkana sahip olan Türkiye Futbol Tenisi Platformu, Futbol Tenisi’ni Türkiye çapında özellikle, üniverisiteler aracılığıyle yamaya çalışan Başkan İçen, Kocaeli Üniversitesi’ndeki müthiş örgütlenmeye rağmen, henüz istediği sonucu alamamanın üzüntüsünü yaşıyor.
Ne var ki, Kuzey Kıbrıs’ta da durum çok iç açıcı değil. 2009 yılında Başkan Şevket Songur önderliğinde, büyük bir hızla gelişen Futbol Tenisini Kuzey Kıbrıs düzeyinde örgütlenmesi üniversitelere rağmen, istenen boyuta ulaşamadı.
Tüm, bu olumsuzluklara rağmen, adeta kendi yağı ile ciğerini kavuran Futbol Tenisi Federasyonu, Dünya ve Avrupa şampiyonları düzenlemeye devam ediyor.
Ama, 11’incisi düzenlenen Dünya Futbol Tenisi Şampiyonası’na destek vermesi gereken, güya uhdesinde bulunan diğer bakanlıkları mamur etmiş gibi, Spor Bakanlığı’nı da uhdesinde bulunduran Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm ve Kültür Bakanı Serdar Denktaş bu şampiyonanın başlamasına 10 gün varken, şampiyonayı veto etmesi hala daha hafızalardaki yerini koruyor.
Bereket ki, bu vetonun ardından ortaya çıkan müthiş kamuoyu baskısı Bakan Denktaş’ın geri adım atmasını sağladı. Ne var ki, Bakan Denktaş bu kamuoyu baskısına o kadar içerlemiş ki, Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun boş tribünlere rağmen, yer aldığı açılış törenine icabet etmek nezaketini bile göstermemiştir. Al sana Spor Bakanı.
------------
Şu bizim olmayan Spor Bakanlığı
Yukardaki yazıya devamla, Dünya Futbol Tenisi şampiyonasını bırakırsak, günün moda icraatları ile her hükümetin, bakanlığın ve belediyenin 100 günlük icraatlarını anlattıkları basın toplantılarını Spor Bakanı Denktaş yapsa, her halde fiyasko ile sonuçlanırdı.
Eğitim Bakanlığı’nı başka bir arkadaşına vermesi ile okul sporlarını o bakanlığın uhdesine veren Başbakan yardımcısı Denktaş, okul sporlarındaki çuvallamanın dışında kaldı.
Bu güne kadar, okul sporları Milli Eğitim Bakanlığı altında Okul Sporları Birimi’nin uhdesine verilirken, o birimde çalışan beden eğitimi hocaları, okullardaki beden eğitimi hocalarının yıllardır ilgisizlikleri nedeniyle adeta çöktü ve tüm üstünlüklerini özel okullara kaptırdı.
Spor Bakanlığı’na gelince, Spor Bakanlığı’nın adeta icra kurulu olan Spor Dairesi Yönetim Kurulu’nu kendi atadığı Piyangolar Birimi Sorumlusu Yudum Mişon’u veto etmesiyle darmadağın eden Bakan Denktaş, sokağa koyduğu üyelerin yerine kendine uyumlu üyeleri atadı.
Futbol Federasyonu’nun, FIFA gözetiminde Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) ile iki yılı aşkın sürdürdüğü “Kıbrıs’ta Futbolu Birleştirme Misyonu”na taş koyan Bakan Denktaş, kamuoyu baskısıyla geri adım atmak zorunda kaldığını da unutmamak gerekir.
Futbola her yıl ayrılan. 2 milyon 500 bin TL konusunda düzenleme bile yapamayan Bakan Denktaş, ambargolar altındaki futbolumuzda bu parayı iç siyasi mülahazalar yani seçim yatırımı olarak kullanmaya başladı.
Bir grup statükocu tarafından işgal edilen KKTC Milli Olimpiyat Komitesi (MOK) konusunda “Tavşana kaç, tazıya tut” politikası izleyen Bakan Denktaş, bu konunun mahkemelerde sürüncemede kalmasına da seyirici kaldı.
Alınan haberlere veya duyumlara göre KKTC MOK başkanlığı için, Kıbrıs Genç TV patronu Ertan Birinci’yi bu göreve empoze etmeye hazırlanıyor.
Uhdesinde bulundurduğu bakanlıklarda Genel Koordinatörlüğü’ne getirdiği Orçun Kamalı, göreve geldiği günden beri yaptığı en isabetli icraat olarak görülürken, Orçun’un Futbol Federasyonu Dış İlişkiler Sorumluluğu’ndan etik olarak, istifa etmemesi de gündemdeki yerini koruyor.
İşte, Spor Bakanlığı’nın yüz günü aşkın icraatları. Başarılı mı, başarısız mı siz karar verin.
---------
Nostalji: Atatürk Stadı’nın açılışı
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonucu, Kuzey Kıbrıs’ta toplanan Kıbrıslı Türklerin spor ambargolarına rağmen, futbol oynamaya devam etmeleri başkent Lefkoşa’da yeni bir stat yapılmasını gerektirmişti.
Çünkü, başkent Lefkoşa ara bölgede yer alan Çetinkaya’nın kullandığı Taksim Stadı dışında, emektar Yusuf Kaptan ile K.Kaymaklı Kulübü’nün yaptığı Şht.Hüseyin Ruso Stadı’na kalmıştı.
Bu bağlamda, dönemin Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Günay Caymaz’ın girişimiyle inşa edilen 20 bin kişilik Atatürk Stadı 28 Ocak 1990 yılında Fenerbahçe - Sarıyer ve KKTC Ordu Milli Takımı - Türkiye Ordu Milli takımları arasında oynanan maçlarla açılmıştı.
İlk ve son defa tıklım tıklım dolan statta oynanan karşılaşmalarda Fenerbahçe, Sarıyer’i 2-0 yenerken, Türkiye Ordu Milli takımı KKTC Ordu Milli takımını 7-0 mağlup etmişti.