Uzm. Nilsu Atıcı

Uzm. Nilsu Atıcı

YENİDÜZEN PAZAR YAZILARI

G Noktası

A+A-

G noktası, genellikle cinsel hazzın kutsal hazinesi olarak tanımlanır ve Google’da gizli olarak aratılan kelimelerden bir tanesi olarak karşımıza çıkabilir. Fakat nerede bulunduğundan gerçekte ne işe yaradığına kadar bir dizi yanlış bilgiyi de beraberinde getirir. Bu ‘kutsal hazine’ hakkında bilinen yanlış bilgiler üzerine konuşalım.

Aslında G noktası yalnızca bir ‘nokta’ değildir. Vajen bölgesinin ön duvarında yaklaşık 2–3 santimetre içerisinde yer alan bir bölgedir ve klitoral ağın bir parçasıdır. Elimize bir cetvel alıp 2–3 santimetrelik bir mesafeyi ölçmeden önce her insanın anatomisinin kendine özgü olduğunu hatırlayalım ve cetvelden vazgeçelim. Bu bölgedeki uyarılma bazı insanlar için hayat değiştirici, mutluluk verici, ilginç olabilirken bazı insanlar içinse dikkat çekici dahi olmayabilir. Çünkü tıpkı cinsellik gibi G noktası da bireyseldir. Anatomik yapıdan, o anki uyarılmadan, duygusal durumdan ve zihinden etkilenebilir. Unutmayalım, cinsel haz bedenle olduğu kadar zihinle de ilgilidir. Peki bu G noktasının adı nereden geliyor? Alman jinekolog Dr. Ernst Gräfenberg, 1950’lerde bir noktayı ‘keşfediyor’ ve soy isminin baş harfi olan G harfini keşfettiği noktaya veriyor. Açıkçası bu keşif Christopher Columbus’un Amerika’yı keşfetmesine benziyor. Çünkü orada yaşayan yerel halk zaten o bölgenin varlığından haberdardı tıpkı vulvası olan insanların haz bölgesinden haberdar olduğu gibi.  

En çok bilinen yanlış bilgilerden biri olan ‘G noktası, bulduğunuzda basabileceğiniz bir düğme gibidir’ bilgisi yanlıştır. Sanılanın aksine bir düğme gibi değildir. Bu yüzden G noktasını sanki bir kazı çalışması yapar gibi aramayı bırakalım. Bir diğer yanlış bilgi ise ‘G noktasının cinsel hazda bir kutsal hazine’ olduğudur. Hayır, değildir. Olmak zorunda da değildir. Cinsel haz, tek bir durumla değil tüm deneyimle ilgilidir. Çok fazla duyduğumuz, bazı kişilerin arkadaş gruplarında övünerek konuştuğu ve kendilerini G noktasını bulmada uzman olarak gördüğü ‘G noktasını yalnızca en iyi sevişen kişilerin bulduğu’ ve bu bilgiyle bağlantılı olan ‘G noktasını bulamayan kişilerin başarısız olduğu’ yanlış bilgisi toplumda yaygın olarak varlığını devam ettirmektedir. Oysa en iyi sevişme kişiden kişiye göre değişebilir ve G noktasının bulunmaması kişiyi ya da kişileri başarısız yapmaz çünkü G noktası herkese uyan tek bir bedende değildir, herkes G noktasını hayatının merkezine koymaz. Bu durum da bir sorun teşkil etmez.

Gerçekte G noktasını keşfetmenin ya da keşfetmemenin anahtarı çoğu durumda olduğu gibi burada da iletişimdir. Eğer bir partner ile keşfediyorsanız bu konu hakkında konuşabilir, sorular sorabilir, geri bildirim verebilirsiniz. Eğer tek başınıza keşfediyorsanız kendinizi keşfetme potansiyelinizin akışına bırakabilirsiniz. Acele etmenize gerek yok, sonunda bir sınav yok ne de olsa, değil mi? G noktası, insan cinselliğinin harika bir karmaşık bulmacasının yalnızca bir parçasıdır. O halde ‘G’ harfine takılı kalmayı bırakalım ve kendimize odaklanmaya başlayalım.

Bu yazı toplam 1337 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar