• Geçen hafta Afrika Gazetesi’nin önüne ölü köpek bırakıldı. Bu olay sadece Afrika Gazetesi’ne değil, aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzeyinde ifade ve basın özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Olaya ilişkin birçok kurum ve örgüt gerekli tepkiyi vermiştir. Ancak olayın sorumluları hâlâ bilinmemektedir. Saldırı, Kıbrıs’ın kuzeyinde eleştirel, kırmızıçizgileri zorlayan gazeteciliğe tahammülün ne kadar az olduğunu ve hatta kırmızıçizgiler zorlandığı zaman, ifade özgürlüğüne karşı cephenin neler yapabileceğini göstermiştir. Tüm mesele, bu tahammülsüzlüğe ne kadar daha tahammül edeceğimizdir.

• TC Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Amedspor futbolcusu Deniz Naki'ye “ideolojik propaganda” ve “sportmenliğe aykırı” açıklamalar gerekçesiyle, 12 maç men cezası verdi. Deniz, kazanılan maçı, devlet tarafından zulme uğrayan ve hayatını kaybeden bölge halkına adamıştı. Tıpkı Afrika gazetesinde yer alan fikirlere tahammülü olmayan zihniyet gibi, Futbol Federasyonu da Deniz’in fikirlerine tahammül edemedi.

• Nuri Sılay vicdani reddini açıkladı. Bu son zamanların en önemli gelişmelerinden birisi oldu. Sılay, direkt olarak zorunlu askerliği reddetmesi bakımından, Kıbrıs’taki hak mücadelesi için önemli bir süreç başlatmış oldu. Güçlü bir kampanyayla birlikte, vicdani ret hakkını yeniden toplumun gündemine taşıdı. Birçok sivil toplum örgütü ve birey de ona destek verdi. Savaş hazırlıklarını, silah tutmayı, vicdanen bunları reddettiğini, ataerkiye ve militarizme alet olmayacağını açıkladı ve bu ülkede hümanizmi yürekten savunan, kendi değerlerini savunmak adına bedel ödeyebilen insanların hâlâ aramızda olduğunu bize hatırlattı.  Toplumsal alanda yürütülen kampanyaya ek olarak, ilerleyen günlerde Sılay’ın vicdani ret hakkıyla ilgili hukuki mücadele başlatması da bekleniyor.

• Amerika’da ön seçim telaşı başladı. İyi haber, göçmen karşıtı, aşırı sağ görüşlü Trump’ın ilk turda delegelerin desteğini alamamış olması. Sosyalist çizgide yer alan Sanders ile Clinton da son saniyeye kadar çekişti. Fakat sonuçta Hillary Clinton kazandı. Bu süreçteki en önemli gelişme, kendini sosyalist olarak tanımlayan Sanders’in oldukça yüksek potansiyeli olduğunun ortaya çıkması. Bu, Amerika’da belki de bir ilkti. Sosyalist bir adayın kapitalizmin beşiği olarak bilinen ABD’deki başkanlık aday seçimlerinde bu kadar yükselmesi ve hatta neredeyse kazanması, dünyada siyasi anlamda önemli değişimlerin meydana geldiğini açıkça gösteriyor.

• BM WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange ile ilgili bir rapor yayınladı. Raporda Assange’ın yaklaşık beş yıldır İngiltere ve İsveç hükümetleri tarafından keyfi şekilde gözaltında tutulduğunu ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini iddia ediliyor. Assange, Amerikan hükümeti tarafından yargılanmak için aranıyor. Diğer bir taraftansa İsveç’te tecavüz suçundan yargılanıyor ve şu an İngiltere’de Ekvator elçiliğinde yaşıyor. Elçilik dışına çıkması durumunda, İngiliz hükümeti tarafından tutuklanacak ve İsveç’e gönderilecek olan Assange’ın, İsveç’ten de Amerikan hükümetine teslim edilecek olması, yani meselenin tamamen siyasi oluşu ve bu yüzden de Ekvator elçiliği tarafından siyasi koruma altında olduğu düşünülüyor.

• Yunanistan’da Tsipras hükümetine karşı baskılar artıyor. Tsipras hükümetine yönelik en büyük protesto eylemlerinden bir tanesi geçen gün gerçekleşti. Yaklaşık 40,000 kişinin katıldığı bu eylemde, emeklilere ve işsizlere yönelik politikalar protesto edildi. Tsipras, Yunanistan’a dayatılan neo-liberal politikalara, gittikçe daha da az direnebiliyor. Muhalefet ise eylemlerini artırıyor ve güçleniyor.