Gaile’nin Gözüyle
Gaile’nin Gözüyle
• Türkiye’yle imzalanan ve ‘Kamu yönetiminin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması’, ‘finansal sektörün yapısının güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınmaya katkısının sağlanması’, ‘reel sektörün rekabet gücünün ve ekonomideki payının artırılması’ gibi amaçlar doğrultusunda hazırlandığı belirtilen “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı” KKTC Bakanlar Kurulu’nda onaylanarak Cumhuriyet Meclisi’ne sevk edildi. KKTC devlet yapısının nasıl işlemesi gerektiğini en küçük detaya kadar düzenleyen ve bu konuda çok sayıda taahhüt altına girilen ‘Program’da, özellikle DPÖ, KIB-TEK, Telekomünikasyon Dairesi ve yargıyla ilgili olarak Türkiye’nin talepleri toplumun çeşitli kesimlerinde tartışılmaya devam edildi.
• Kıbrıs Türk ve Rum liderler Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü etkinlikleri çerçevesinde Lefkoşa’da, ara bölgede Kıbrıslı Türk ve Rum çocuklarla bir araya geldiler. Öğretmen sendikaları KTÖS ve POED’in desteğiyle iki toplumlu Eğitim Teknik Komitesi tarafından düzenlenen etkinlikte, 11 yaş grubundan yaklaşık 100 kadar Kıbrıslı Türk ve Rum çocuk birlikte oyun oynayıp çeşitli etkinliklere katılırlarken, liderler de Kıbrıs’ta barış içinde birlikte yaşama yönünde mesajlar verdiler. Bu etkinliğin dışında, Pile’de, iki toplumlu festival gerçekleştirildi. Yoğun katılımın olduğu festivalde dostluk ver barış mesajları verildi. Bu olumlu gelişmeler toplumlararası görüşmelere de yansıdı. Bu çerçevede Akıncı ve Anastasiadis, müzakerelerde üzerinde anlaşmaya varılamamış konuları ele almak maksadıyla 17 Haziran’dan itibaren hafta iki kez görüşme kararı aldılar.
• “TC Hükümeti ile KKTC Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Dışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”nın, UBP-DP Hükümeti Bakanlar Kurulu’nun kararıyla Parlamento’ya gönderilmesinin ardından Anlaşma’yla ilgili tartışmalar aratarak devam etti. Yaptıkları ortak açıklamada çok sayıda örgüt, ilgili anlaşmayı Kıbrıslı Türklerin asimilasyonuna yönelik olarak atılan bir adım şeklinde değerlendirdi. Örgütler, söz konusu anlaşma ile Kıbrıslı Türklerin kendi kurumlarındaki söz haklarının ellerinden alınacağını ve bu şekilde onları yok sayan bir geleceğin inşa edileceğini belirttiler. Açıklamaların dışında, Anlaşma’ya karşı çıkan kesimler çeşitli eylemler de gerçekleştirdiler. Bazı örgütler ise, Anlaşma’yı destekleyici mahiyette açıklamalarda bulundular.
• 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Lefke’deki sivil toplum örgütleri, Gemikonağı’nda bulunan CMC maden atıkları tesisi önünde eylem yaptılar. Bölgenin bir türlü temizlenmemesine ve Lefke halkının atıklarla yaşamak zorunda kalmasına tepki gösteren örgütler, konuyu yargıya taşıma kararlılığında olduklarını yinelediler. Meselenin daha trajik yönünü, CMC’nin yarattığı tahribat ortadayken bölgede maden arama çalışmalarına yeniden başlanmak istenmesi oluşturuyordu.
• Türkiye, yine terör saldırısılarıyla sarsıldı. İstanbul Vezneciler’deki bombalı saldırıda 6 polis ve 5 sivil hayatını kaybederken 3’ü ağır 36 kişi de yaralandı. Olayın ardından yapılan açıklamalarda teröre karşı mücadelenin devam edeceği tekrarlanırken ve Güneydoğu’daki operasyonlar devam ederken, Kürt sorununun barışçı yollarla ne zaman çözüleceği sorusu zihinleri yormaya devam etti. İstanbul’un ardından Mardin’in Midyat ilçesinde İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan bombalı saldırıda 2 polis 2 de sivilin hayatını kaybetmesi konuyla ilgili endişeler daha da artırdı.
• Almanya Federal Meclisi, “1915-1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere ve diğer Hıristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması” başlıklı tasarıyı onayladı. Metin, 1915 Olayları’nın soykırım olarak tanınmasını, konunun orta öğretim kurumlarında ve üniversitelerde ders olarak okutulmasını ve sivil toplum çalışmalarında ve yayın alanında ele alınmasını içeriyor. Konuyla ilgili olarak Türkiye kanadından yapılan açıklamalarda, kararın yok hükmünde olduğu belirtildikten sonra Türkiye-Almanya ilişkilerinin ciddi şekilde etkileneceği vurgulandı. Buna karşılık Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Almanya ile Türkiye’yi birbirine bağlayan birçok şey var. Herhangi bir konuda farklı görüşlerde de olsak ilişkilerimizin, dostane ve stratejik ilişkilerimizin yelpazesi çok geniş. Savunma konularından diğer birçok konuya kadar” diyerek karşılıklı çıkarlardan ötürü ikili ilişkilerin bozulmaması gerektiğini söyledi. Merkel’in bu sözlerine karşılık olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Almanya’ya ve tüm Avrupa’ya şu mesajı tekrar vermek istiyorum: Ya gündemimizdeki meseleleri hakkaniyetli bir şekilde çözüme kavuştururuz ya da Türkiye, Avrupa’nın sorunlarının önünde bir set olmaktan çıkar, sizi dertlerinizle baş başa bırakırız…” diyerek Türkiye’nin yasa dışı göç meselesini Avrupa’ya karşı koz olarak kullanacağının sinyallerini verdi.
• Uzun süredir Parkinson hastalığıyla mücadele eden ve son olarak solunum yollarındaki rahatsızlık nedeniyle durumu ağırlaşan efsane boksör Muhammed Ali, 3 Haziran’da yaşamını yitirdi. Kazandığı şampiyonlukların dışında kendisini efsane kılan, ırkçılığa ve savaşlara karşı verdiği mücadeleydi. 1960 Roma Olimpiyatları’nda şampiyon olup ülkesine döndükten sonra Ohio Nehri yanındaki bir restorana girerken “zenciler girmez” denilerek kapıdan durdurulmasına tepki gösterdi ve madalyasını nehre attı. Ardından, “Louisville’de sonradan zenci denilen insanlara köpek muamelesi yapıp en basit insan haklarını vermezlerken, neden üniforma giyip de 10.000 mil ötedeki kahve renkli Vietnamlı insanların üzerine bomba ve kurşun yağdırmamı istiyorlar?... Benim Vietkong’la hiçbir sorunum yok. Hiçbir Vietkong beni zenci diye çağırmadı… Evimden 10.000 mil öteye gidip de beyaz renkli köle sahiplerinin dünyadaki daha koyu renkli insanlar üzerinde tahakküm kurmaya devam ettirebilmelerini sağlamak amacıyla yoksul insanları öldürmeye ve yakmaya gitmeyeceğim” diyerek Vietnam Savaşı’na katılmayı reddetti. Bu yüzden hapis ve para cezasına çarptırıldı. “Nasıl hatırlanmak istersiniz?” sorusuna da “Halkını hiçbir zaman satmayan bir insan olarak. Ama bu çok fazlaysa o zaman iyi bir insan olarak. Hatta ne kadar iyi olduğumdan bahsetmeseniz de olur” cevabıyla da hatırlanacak olan Muhammed Ali, 1960’ta nehre attığı madalyasına 1996’da Atlanta Olimpiyatlarında Başkan Bill Clinton’ın boynuna taktığı madalyayla yeniden kavuştu.