• Mağusa Suriçi Esnafı 11 Haziran’da kepenk kapatarak, Mağusa İnisiyatifi,  Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ve Yeni Kıbrıs Partisi’nin de desteğiyle Derinya kapısının açılması için tarihi "Kara Köprüsü" üzerinde eylem yaptı. Gerçekleştirilen eylemde; Kıbrıs’ta bir çözüm sürecinin devam ettiği ancak barış sürecinin hayata geçemediği, barış sürecini en fazla destekleyen kentin Mağusa olmasına ve Derinya Kapısı'nın açılmasının hem esnafa hem de barış sürecine önemli bir katkı sağlayacak olmasına rağmen, kapının açılmasına ilişkin verilen sözlerin tutulmadığına dikkat çekildi. Eylemin arından gelen günlerde, Mustafa Akıncı’nın Avrupa Birliği ve UNDP-PFF yetkililerinin yanı sıra, Dışişleri yetkilileri ile bir görüşme gerçekleştirdiği öğrenildi. Görüşmelerin ardından Anastasiadis ile Derinya ve Aplıç kapılarının açılması sürecinin hızlandırılması konusunda telefonda görüştüğü ve kapılarının geçişlere açılması sürecinin  hızlandırılması yönünde görüş birliğinin teyit edildiği bildirildi.  Liderlerin bir yıldan uzun bir süre önce ortak karar aldığı kapıların açılmasına yönelik henüz somut bir adım atılmamış olmasına rağmen, vurgulanan görüş birliğinin bir an önce hayata geçirilmesi bekleniyor.

• Başta gençler olmak üzere, geniş kitlelerin muhalefetine ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın oylamayı erteleme talebine rağmen, 27 işbirlikçi vekilin kabul oyu vermesi neticesinde “Türkiye ile KKTC Arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtdışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı” 14 Haziran’da onaylandı. Anlaşmanın onaylanmasının ardından hükümetin meşruiyeti bir kez daha sorgulanırken, boyun eğmeyip günlerce direnen gençler ise mücadelenin sona ermeyip asıl şimdi başladığının habercisi oldu. Geleceğimizin zapturapt altına alınmasını reddedenlere, direnenlere ve mücadeleye devam edenlere gaiLe’den selam olsun!

• Kamuoyunda tepkiyle karşılanan, ancak yine de kabul edilen “Türkiye’den KKTC’ye Su Temin Projesi”nin bir yıllık geçiş sürecinde işletilmesiyle ilgili ihale süreci de resmen başladı. Su protokolü kapsamında, ihale Türkiye Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Ankara’da açıldı. İhale sürecinin 17 Temmuz 2016’da tamamlanacağı ve 51 kişinin istihdam edileceği belirtiliyor. TC Devlet Su İşleri’nin ‘en yetkili makam’ olarak tanımlandığı ihale şartnamesinde, KKTC Su İşleri Dairesi’ne ilişkin herhangi bir ibare yer almıyor. Yerel kurumların devre dışı kaldığı bu süreç, su konusundaki tartışma ve mücadelenin de bitmediğinin, kaldığı yerden devam edeceğinin göstergesi.

• Türkiye’de her sene Haziran’ın son haftasında kutlanan, geçtiğimiz yıl Ramazan ayı gerekçesiyle engellenen ve polisin orantısız güç kullanımıyla dünya basınında da yer alan LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne karşı bu yıl da linç ve nefret kampanyaları başladı. ‘Müslüman Anadolu Gençliği’ isimli örgüt Facebook üzerinden açtığı bir etkinlikle insanları Onur Yürüyüşüne saldırmaya davet etti. Alperen Ocakları ise, 26 Haziran’da gerçekleştirilecek 2016 LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne ‘her şeyi göze alarak’ engel olacaklarını açıkladı.  Gösteri yürüyüşü hakkını kullanacak kitleye şiddet kullanmakla tehdit eden nefret grupları endişe yaratırken, olası bir saldırıda güvenlik görevlilerinin kime müdahale edeceği konusu ise soru işareti…

• “Öteki”nden nefret kültürünün en büyük mağdurlarından olan LGBTİ bireylere karşı saldırının kan donduran örneklerinden biri 13 Haziran’da ABD’de yaşandı. ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Orlando kentinde bir gay kulübe silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 50 kişi hayatını kaybederken, 53 kişi de yaralandı. LGBT Onur Haftası etkinliklerinin kutlandığı ayda işlenen Orlando'daki toplu katliam, 11 Eylül 2001'den sonra ABD'de düzenlenen en kanlı terör eylemi olarak anıldı. “Orlando’da yaşananların ardından insan, bir kez daha soğudu insanlığından, varlığından.” (Gamzegül Kızılcık)

• Britanya’da İşçi Partisi Milletvekili Jo Cox, Thomas Mair isimli saldırgan tarafından önce vuruldu ardından da bıçaklanarak öldürüldü. Görgü tanıklarının iddia ettiğine göre Jo Cnox’u öldüren saldırganın ‘Britain First / Önce Britanya’ diye bağırdığı iddia edildi. Cnox, hayatını kaybetmeden bir gün önce Britanya’nın Avrupa Birliği’nde kalmasına yönelik Thames nehrinde gerçekleşen kampanyaya katılmıştı. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen seçimlerde milletvekili olan Jo Cox’a saldırının politik bir cinayet olup olmadığı hala tartışılıyor ve fanatik bir nedenden kaynaklandığına yönelik güçlü şüpheler de mevcut. Somut sebebi her ne olursa olsun, bu kez bir kadın cinayeti ile sonuçlanan nefret kültürünün başka bir görüngüsüyle  karşı karşıya olduğumuz açık… Öte yandan, Orlando’daki LGBTI katliamının ‘nefret cinayeti’ mi ‘terör eylemi’ mi olduğu tartışması üzerinden politik konumlanışlar hala devam ederken, İngiltere’deki bu cinayete ilişkin tartışmaların da politik eğilimleri belirleyen önemli etkileri olacağı tahmin ediliyor.