Gaile’nin Gözüyle
Gaile’nin Gözüyle
• Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Rumların Kuzey Kıbrıs’taki ibadethanelerini kullanma konusunda Dışişleri Bakanlığı tarafından konulan kısıtlamaları eleştirdi. Akıncı şöyle konuştu: “Dini ibadet yerlerine Rumların başvuruları oluyor. Geçmişte bu konuda biraz daha esnek politikalar izleniyordu. Son zamanlarda o konuda şikâyetler giderek artıyor. Yapılan müracaatların reddedildiği şeklinde şikâyetler bize de geliyor. Cumhurbaşkanı olarak şunu söylemek isterim. Eğer herhangi bir fiziki engel yoksa, ibadet yapılacak yer askeri bölgede değilse, dini ibadetler için mümkün olan esnekliği göstermekte fayda var. Aksi durumda engellediğimiz her dini ibadet kendi ayağımıza sıkılan bir kurşundur. Bu mesajıma hükümetin ve özellikle Dışişleri Bakanı’nın kulak vermesini istiyorum… Bu yaklaşım yanlıştır… Eleştiri yaparken sadece Rum tarafından gelen yanlışları değil, kendi içimizden de gelen yanlışları değerlendirip düzeltmemiz lazım.” Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu bu açıklamayı, “Akıncı’nın taraf olmasını esefle karşılıyoruz” şeklinde cevaplarken, Akıncı, “Muhatabım Dışişleri Bakanı değil, cevap yetiştirmesin. Yanlıştan dönmek erdemdir” şeklinde karşı cevap verdi. Akıncı ve Ertuğruloğlu arasındaki polemik devam ederken toplumdaki birçok kişi, ayinleri kısıtlamanın gerisinde Ertuğruloğlu’nun toplumlararası görüşmeleri baltalama amacının yattığı görüşünü dile getirdi.
• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner tarafından yapılan açıklamada, “Engelli Dairesi”nin oluşturulması ve engellilerle ilgili tüm işlerin tek elden bu daire tarafından yürütülmesi amacıyla çalışma yapıldığı belirtildi. Saner, ayrıca, “Engelsiz Yaşam Evi” projesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi. Projenin amacının, farklı gelişen bireylerin güven içinde yaşayabilecekleri, sosyal uyum ve iş becerilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratmak ve yaratılacak güvenli çevrede bu kişilerin kültürel faaliyetlerde bulunmalarını sağlayarak topluma katılımlarını daha güçlü hale getirmek olduğu belirtildi.
• Sosyal Riskleri Önleme Vakfı (SORÖV), “25 Kasım’a Kadar 25 Bin İmza ile 5 Kadın Sığınma Evi” kampanyasını başlatma kararı aldı. Konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, Kıbrıs’ın kuzeyinde kadına yönelik şiddet olaylarının nitel ve nicel olarak tırmanması karşısında ülkede kadın sığınma evlerinin açılmasının önemine dikkat çekildi.
• Ülkede iş cinayetlerinin ardı arkası bir türlü kesilemedi. Son olarak 20 yaşındaki Halil İbrahim Keleş isimli bir işçi, boyacı olarak çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybetti. Ailesi, Keleş’in organlarını bağışlayacaklarını açıklarken, bu kaza özel sektörde sendikasızlığın ve denetimsizliğin ulaştığı acımasız boyutları bir kez daha gözler önüne serdi.
• İş cinayetlerinin dışında cinsel saldırıların da önüne geçilemedi. Halkın Sesi’nden Fehime Alasya’nın haberine göre, Kıbrıs’ın kuzeyinde son 7 ayda 12 taciz veya tecavüz vakası meydana geldi. Alasya, saldırıların mağdurlarının büyük çoğunlukla 18 yaşından küçüklerin, yani çocukların olmasına dikkat çekti.
• ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2016 İnsan Ticareti Raporu’nda, birçok yabancı uyruklu kadının Kuzey Kıbrıs’taki gece kulüplerinde fuhuşa zorlandıklarına, yetkililerin bu konuda yeterli önlem almadıklarına dikkat çekildi. Raporda, ülkede fuhuşun yasak olmasına rağmen gece kulüplerinde çalışan kadınların cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili olarak haftada iki kez sağlık kontrolünden geçirilmelerinin istenmesini, fuhuşun devlet yetkilileri tarafından bilindiğinin ama buna göz yumulduğunun teyidi olarak değerlendirildi. Konuyla ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş da ülkede fuhuş ve seks ticareti olduğunu, bundan dolayı haftanın iki günü hastanede kontrol yaptırıldığını söyledi. Böylece, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2016 İnsan Ticareti Raporu’nda yer alan ve toplum tarafından bilinen iddialar Denktaş tarafından da doğrulanmış oldu.
• 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’de hayata geçirilen Olağanüstü Hal uygulaması yaşamın her alanında etkisini hissettirmeye devam etti. Bu çerçevede, 50 binden fazla kamu çalışanı görevden uzaklaştırılırken, asker-sivil binlerce kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. 15 üniversite kapatıldı. Başbakan Binali Yıldırım, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanacağını açıkladı. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın lağvedileceği belirtildi. İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nin adının “15 Temmuz Şehitler Köprüsü” olarak değiştirilmesinin ardından Ankara Kızılay Meydanı’nın isminin de “15 Temmuz Kızılay Demokrasi Meydanı” olarak değiştirileceği açıklandı. Bunların ötesinde, darbe girişiminde yer alıp güvenlik güçlerince öldürülenler daha önce sahipsiz hayvanlar için kurulan barınakların bulunduğu alanda oluşturulan “Hainler Mezarlığı”nda gömülmeye başlandı. Uluslararası Af Örgütü de 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gözaltına alınan bazı üst düzey askeri yetkililere cop ya da parmakla tecavüz edildiğine, bazı sanıkların da dövülüp işkenceye maruz kaldıklarına dair güvenilir kanıtlar bulunduğunu açıkladı. Olağanüstü Hal uygulamasının etkileri basına da yansıdı. Bunun neticesinde 42 gazeteci için gözaltı emri verildi.
• Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 19 Temmuz’da aldığı karar uyarınca, Türkiye dışında akademik çalışma için yapılan görevlendirmelerin ikinci bir talimata kadar durdurulmasının, Türkiye haricinde çalışma yapan akademisyenlerin durumlarının da ivedilikle incelenerek zorunluluk görülmeyenlerin en kısa sürede geri çağrılmasının istenmesi Kıbrıs üniversitelerindeki Türkiyeli akademisyenlerin geleceklerinin ne olacağına ilişkin soru işaretleri yarattı.
• İsrailli yetkililer tarafından yapılan açıklamada, Batı Şeria’nın güneyindeki El-Halil kentinin etrafına “Filistinlilerin Yahudi yerleşim yerlerine sızmalarını önlemek amacıyla” 42 kilometre uzunluğunda yeni bir duvar inşa edileceği belirtildi. İsrail Parlamentosu’nda yapılan oylamada ise, devlete karşı silahlı mücadelenin, ırkçılık ve şiddete teşvikin desteklenmesi gibi hallerde milletvekillerinin Parlamento’dan ihraç edilmelerini öngören yasa tasarısı çoğunluk oyuyla kabul edildi. Yasanın ifade özgürlüğünü kısıtlayacağını ve kendilerine karşı kullanılacağını düşünen Arap kökenli milletvekilleri düzenlemeyi yargıya taşıyacaklarını açıkladılar. İsrail’de bunlar yaşanırken Avusturyalı yetkililer de sığınmacıların ülkeye göçlerini önleyebilmek için Macaristan, İtalya ve Slovenya sınırlarına 100 kilometrelik tel örgü çekileceğini açıkladılar.
• Dünyanın dört bir yanında şiddet olayları ve katliamlar hafta boyunca devam etti. Almanya’nın Münih kentindeki bir alışveriş merkezine düzenlenen silahlı saldırıda 9 kişi öldü. 3’ ağır olmak üzere 16 kişi de yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren ve olay yeri yakınında intihar eden kişinin 18 yaşında İran asıllı bir Alman vatandaşı olduğu açıklandı. Afganistan’ın başkenti Kabil’de azınlıktaki Şii Hazaraların düzenlediği protesto gösterisini hedef alan intihar saldırısında en az 80 kişi yaşamını yitirdi, 230’dan fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı terör örgütü IŞİD üstlendi. Japonya’nın Sagamihara kentindeki saldırgan engellilere hizmet veren bir bakımevinde kalan 44 hastayı bıçakladı. Saldırıda 19 hasta yaşamını kaybetti. Saldırganın, “engellilerin yok edilmesinin iyi olacağını” söylediği iddia edildi. Fransa’da ise, IŞİD üyesi iki kişi Normandiya’daki bir kilisede rehin aldıkları rahibin boğazını keserek öldürdü…